Zekânın derinliklerine iniyoruz; Merkür Akrep'te zihin sınavımız başlıyor...

Mihrap Sarıçiçek'in yazısı…
6-29 Ekim tarihleri arasında gökyüzü, zihinsel pusulamızı yeniden ayarlıyor. Sözlerin ve düşüncelerin efendisi Merkür, astrolojinin en gizemli, tutkulu ve derin burcu olan Akrep’e adım atıyor. Bu geçiş, hepimizi yüzeysel olanı bir kenara bırakıp, gerçeğin en çıplak ve bazen en rahatsız edici haliyle yüzleşmeye davet ediyor.
Artık havada kalan fikirlerin, üstü kapalı sohbetlerin dönemi kapanıyor. Merkür Akrep’teyken zihin, bir dedektif titizliğiyle çalışır; kelimelerin ardındaki niyeti, sessizliğin içindeki manayı ve en küçük detaylarda saklı olan büyük resmi arar.
Bu dönemde düşüncelerimiz kararlı, ısrarcı ve hırslıdır.
Yasak olarak görülenin özüne inmek, tabuları sorgulamak ve gizemli konuların peşine düşmek, zihinsel iştahımızı kabartır.

Bir dedektifin zekâsını, bir volkanın tutkusunu yansıtacak bizlere.
Bu astrolojik konum, bize muazzam bir zihinsel güç armağan eder. Fikirler, bir volkanın derinliklerinde biriken lav gibi sessizce olgunlaşır ve doğru an geldiğinde sarsıcı bir güçle dışarı vurulur. Söylemlerimiz tutkulu, iddialı ve ikna edicidir. Sezgilerimiz, mantığımızla birleşerek meslek, ticaret ve arabuluculuk gibi alanlarda bize keskin bir yön kabiliyeti sunar. İyi bir muhakeme, eleştirel bir bakış açısı ve entelektüel hırs, bu dönemin parlayan yıldızlarıdır.
Dikkat edilmesi gereken şey ise zihnin labirentindeki tuzaklar olan takıntı ve şüphedir. Ancak her derin yolculuk gibi, Merkür’ün Akrep serüveni de kendi karanlık dehlizlerini barındırır. Zihin, bu dönemde takıntılı düşüncelere, karamsarlığa ve şüpheciliğe daha açık hale gelebilir. Güven eksikliği, ilişkilerde zehirli bir sarmaşık gibi yayılabilir. Başkalarının mahremiyetine duyulan aşırı merak, kışkırtıcı ve iğneleyici bir dil, entrikaya olan eğilim, iletişimi bir satranç oyunundan çok bir mayın tarlasına dönüştürebilir. Zekâ keskindir evet, ama bu keskinlik kolayca aşağılayıcı ve sinsi bir silaha dönüşebilir.
Aldığımız kararlar ve toplumsal yansımalar ya hep ya hiç olarak. Bu dönemde düşünce yapımızda gri alanlara pek yer yoktur.
Kararlar net, kesin ve "ya hep ya hiç" mantığıyla alınır. Bu enerji, toplumsal düzlemde de kendini gösterir. Fikri işçiler, öğretmenler, gazeteciler, siyasetçiler ve gençler bu transitin etkisini doğrudan hissederler. Parlamentodaki konuşmaların sertleştiği, siyasi tartışmaların derinleştiği ve medyanın gizli kalmış olayların üzerine daha cüretkârca gittiği bir zamana tanıklık edebiliriz.
Sözcüklerin gücü artarken ve zekâmız sınava tabi tutulabilinir. Merkür Akrep transiti, aklımızın hem gücünü hem de sınavını ortaya koyar. Zekâ bu dönemde tarafsız bir araçtır; onu dürüst ve yapıcı bir faaliyete veyahut sahtekâr ve yıkıcı bir entrikaya da yönlendirebiliriz. İkna edici bir konuşma mı yapacağız, yoksa kurnaz bir pazarlık mı? Bilgiyi aydınlatmak için mi kullanacağız, yoksa manipüle etmek için mi?
Unutmayalım ki bu dönemde yönetilen servet değil, sözdür. Kelimelerin gücü, her zamankinden daha keskindir. Önümüzdeki haftalarda zekâmızı birleştirici bir köprü mü, yoksa ayırıcı bir kılıç mı olarak kullanacağımız tamamen bizim seçimimiz olacak.
7 Ekim’de kesinleşecek olan Merkür ile Plüton karesi fikirlerin değişmemesi ve bunun söylemlere yansıması şeklinde görülebilinir. Kırıcı konuşmalar yapılabilinir. Anlaşmalar bozulabilinir.