Hadi bisiklete binelim...
Uzman Psikolog Esra Tanrıverdi yazdı…
“Önü sonu birkaç demir çubukla birbirine tutturulmuş, tek dirsek aralıklı iki tekerlekçik. Orası öyle ama o iki tekerleğin her birine bir güneş gözüyle baksak yeridir. Duvara dayalıyken anlamsız, kımıltısız bir şey. Gel gör ki sen biner binmez, elinin eli, ayağının ayağı, canının canı oluverir. Bedeninle, yüreğinle ayrılmaz bir bütünsün artık onunla. Kırk yıldan beri bisikletmişsin gibi gelir san. Bin git!” Nermi UYGUR
Bisiklet sürmesini bilir misiniz? Heyecanlıdır, bir o kadar da keyifli. Bir bastın mı pedala, tutabilene aşk olsun; hayat ayaklarının altında döner durur. Bu işin en önemli püf noktası dengedir. Ve biliriz ki hayat, dengeler üzerine kurulu. Dengede kalabilmek ve dengeli olmak önemlidir.
Bir bisikletiniz oldu mu, paylaşmayı, yardımlaşmayı, mücadeleyi ve doğayı tanırsınız. Yollarla, yokuşlarla arkadaş olmayı öğrenirsiniz. Bitmez gibi görünen yokuşları bitirmeyi, ulaşılmaz olana kavuşmayı öğrenirsiniz. Rüzgâra yanağınızı yapıştırdığınızda keyiflenirsiniz. Pan keçisi gibi hoplaya zıplaya gidersiniz. O an belki de en mutlu olduğunuz andır. Daha ne olsun ki?
Hayatı öğrenirsiniz, belki de kendinizi… Ya da en azından öğrendiğinizi sanırsınız.
Bisiklete bindiğinizde doğaya olan saygınız artar. Artık çevre dostusunuzdur. Bisikletçi dayanıklıdır. İnatçı, mücadeleci ve keşfetme tutkusu doludur. Zor şartlardan yılmaz. Pedal çevirirken stresten uzaklaşır, adeta gençleşir ve ömrünün uzadığını hisseder.
Bisiklet sevgisi; yaş, cinsiyet, din, dil, ırk, zengin ya da fakir ayrımı yapmaz. Herkesin yapabileceği evrensel bir tutkudur, bir aşktır.
Bisiklet sporuna gönül vermiş biri olarak, her gün bisiklet üzerinde olmak isterim. Gece yatmadan önce hava durumuna bakar, adeta güneşi kovalarım. Yağmur olmasın yeter bana. Gün olur günübirlik, gün olur hafta sonu turlarına çıkarım.
“Biz bisikletçilerin asıl amacı varmak değil, yolda olmaktır. Bizler yolda olmaktan mutlu olan insanlarız. Varılan noktanın neresinin olduğunun çok önemi yoktur. Yaşadığın günün keyfini çıkarmalısın. Hayatında sadece o gün varmış gibi yaşamalısın. Bir yere bir an önce varayım diyenlerdensen, hiç çıkma yola. Bu sana işkenceden başka bir şey vermez. Nerede akşam, orada sabah taktiğini kullan ki doyasıya yaşayasın gününü,” der bisiklet tutkunu dostumuz Serkan Taşdelen.
Bisiklet, tekerleğin icadından bugüne teknolojiden nasibini almış, motorlu taşıtların gelişimine rağmen kökten değişmeden, insan gücüyle yol almaya devam etmiş; özgün tasarımını koruyan özel bir araçtır. Son yıllarda bir bisiklet modası başladı ki sormayın gitsin! Restoranlarda, klip çekimlerinde, reklamlarda hep bisiklet kullanılmakta. Güzel bir şey tabii. Öyle ki, siyasiler bile bisiklete biniyor artık!
Biliyor musunuz, 1950’li yıllarda Konya “bisiklet kenti” olarak ünlenir. O yıllarda bir bisikletli, bisikletini göstererek “Düz ovanın uçağıdır bu!” der.
Orhan Kemal ise bir öyküsünde onun için, “Bizim Adana’da ‘Cansız At’ da derlerdi, doğrudan doğruya ‘Teker’ de…” diye yazar.
Bisiklet psikolojime iyi geliyor…
Hiç kuşkusuz ki bisiklete binmek sadece bedene değil, ruha da iyi gelir. Psikolojik sorunlar ve stres, pek çok hastalık için uygun bir zemin oluşturur. Spor ve düzenli hareket ile bu tarz sağlığı olumsuz etkileyen unsurlar ortadan kaldırılabilir. Spor, hormon dengesine olumlu etkide bulunur ve bu sayede insanın ruhsal hali düzelir.
Bisiklet, aslında antidepresan ilaçların yaptığını yapar. Araştırmalarda, düzenli bisiklet sürmeye başlayan insanların korku ve bunalımlarından kurtuldukları, kullandıkları ilaçları azalttıkları gözlemlenmiştir. Beden, 30-40 dakika sonra endorfin salgılamaya başlar. Bu hormonlar, bunalıma ve diğer psikolojik sorunlara iyi gelir, insanı rahatlatır.
Son yıllarda kalp hastalıklarının tedavisinde de anlayış değişmiştir. Geçmişte tamamen yatak istirahati önerilirken, bugün hafif fiziksel aktiviteler terapinin bir parçası hâline gelmiştir. Bu aktiviteler arasında özellikle bisiklet kullanımı öne çıkmaktadır. Bisiklet sayesinde en önemli kalp işlevlerinin yanı sıra kan dolaşımı da olumlu etkilenir. Sonuçta çok daha ekonomik çalışan ve daha az yorulan bir kalp çıkar ortaya.
Hadi öyleyse…
Canın sıkılıyorsa, sevgilinle bozuştuysan, eşin kızdırdıysa, kendini yalnız hissediyorsan…
Kap bir bisiklet gel. Hadi in sahile, bas pedala.
Bin git.
