Kova Dolunayı... "Aşk Sadece Kalple Değil, Zihinle, İnançla ve Farkındalıkla Yaşanır.."

Astrolog Narin KALENDER'in yazısı…
Değerli okurlar,
İçsel özgürlükle dışsal bağlar arasında sıkışıp kaldığımız anlar olur. Tam da o anda gökyüzü bize bir pusula sunar. Kova burcunda gerçekleşen bu dolunay, işte böyle bir eşikte yakalıyor bizi. Kimi zaman uzaklaşmak, kimi zaman daha fazla bağlanmak isteriz. Ama aslında sormamız gereken tek soru şudur
"Bu ilişki beni büyütüyor mu?"
Gökyüzü bu dolunayda sadece Ay’la değil; Uranyen öğelerle de konuşuyor bizimle. Ve bize diyor ki: "İlişkiler bir sınav olabilir ama bu sınavdan dönüşümle çıkmak da senin elinde."
Amor ve Nemesis’in Terazi burcundaki yerleşimi, ilişkilerde hem zarafetin hem adaletin önem kazanacağını gösteriyor. Amor, sevginin zarafetle, estetikle ve karşılıklılıkla şekillenmesini ister. Ama bu kez kolay olmayabilir.
Koç’taki Satürn ve Neptün’le karşıtlığı, sevmenin bir olgunlaşma süreci olduğunu, bu yolda sabır ve emek gerektiğini vurguluyor.
Nemesis ise ilişkilerde terazinin kefesini dengelemek için harekete geçen içsel bir yargıç gibi çalışıyor. İlahi adalet bu dönemde çalışıyor.
Kim ne ektiyse, onu biçecek. İlişkilerde hesaplaşmalar mümkün.

Zeus, Terazi burcunda yön tayini ihtiyacını ilişkiler üzerinden ortaya koyar. Ama Neptün ve Satürn ile karşıtlığı, hedeflerin buharlaşabileceğini, büyük ideallerin gerçeklik duvarına toslayabileceğini söylüyor.
Özellikle yanlış kişilere fazla anlam yüklendiğinde, yön kaybı yaşanabilir.
Bu dolunayda ilişkiler, yalnızca sevgi alanı değil; iradenin, kararın ve vizyonun testi haline geliyor.
Mars Terazi’de diplomasiyle hareket etmek ister ama karşısındaki Koç’taki Satürn ve Neptün, onu sınava tabi tutar. Engeller, belirsizlikler ve gecikmeler bu süreçte eylemi zorlaştırabilir.
İlişkilerde ilerlemek isteyenler, içsel netlik kazanmadan harekete geçerse hayal kırıklığı kaçınılmaz olabilir.
“Ne istediğini bilmeden yola çıkarsan, her yol seni yorar.”
Kova’daki Ay ve Pallas, bireysel özgürlükle duygusal stratejinin birleştiği bir alan açıyor.
Bu yerleşim, duyguları analiz ederek yaşama eğilimini artırır. Ancak duygusal sıcaklık azalabilir.
Bu dönemin ruhsal mihenk taşı şudur:
"Bağlı mıyım, yoksa bağımlı mı?”
Güneş Aslan’da iken parlamak isteriz. Ancak yanında yer alan Siwa, bu parlaklığın öncesinde bir ego dönüşümünden geçilmesi gerektiğini fısıldar.
Maskeler düşmeden, roller bırakılmadan gerçek ışık ortaya çıkmaz.
İlişkiler, benliği yeniden yapılandıran güçlü aynalara dönüşebilir.
Poseidon ve Vesta Akrep’te yer alıyor. Bu kombinasyon, ilişkilerde yüzeyselliğe tahammül olmadığını açıkça söyler.
Ruhsal bağ arayışı, sezgisel olarak "gerçek mi değil mi?" testlerini beraberinde getirir.
İlişkilerde içsel temizlik yapılmadıysa, bu dolunayda kriz kaçınılmazdır. Ama bu kriz, saflaşmanın başlangıcı da olabilir.
Valentine Başak’ta aşkı detaylarda, sadakatte arar. Ama aşırı analiz ilişkileri boğabilir.
Sappho İkizler’de; aşk, sözlerde ve zihinsel uyumda yaşanır.
Sisyphus Yay’da ise kişi inançları uğruna ilişkisel döngülerde aynı sınavı tekrar tekrar yaşayabilir.
Hepsi birlikte şunu söyler:
“Aşk sadece kalple değil, zihinle, inançla ve farkındalıkla yaşanır.”
Kova Dolunayı, ilişkileri yalnızca duygusal değil, ruhsal, zihinsel ve karmik düzlemde de aktive ediyor.
Eril-dişil dengesinden, birey–ilişki çatışmalarına kadar pek çok tema aynı anda gündemde.
Ama gökyüzü sert olduğu kadar öğretici de:
Mars–Satürn sabırla sınar, Amor–Nemesis karma ile yüzleştirir, Güneş–Siwa ve Poseidon–Vesta ise bilinçle dönüştürür.
Belki de bu süreçte en kıymetli soruyu tekrar tekrar sormalıyız:
"İlişkilerde özgürleşmek mi, bağlanmak mı istiyorum? Ve bu seçim beni ruhsal olarak büyütüyor mu?"