Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, CHP'nin 4-5 Kasım 2023'te yapılan 38. Olağan Kurultayı'nda "para karşılığı oy kullandırıldığı" iddialarına ilişkin soruşturması kapsamında, gazeteci İsmail Saymaz ile akademisyen Can Kakışım "şüpheli" sıfatıyla ifade verdi.
Saymaz, ikametinde alınan ifadesinde 25 yıllık gazeteci olduğunu, 15 kitabı bulunduğunu, halen Halk TV'de yazar ve yorumcu olarak görev yaptığını anlattı.
İsmail Saymaz, "CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nda sonucu etkilemeye yönelik olarak usulsüzlük yapıldığı iddiası kurultaydan sonra ortaya atılmıştır. Kurultaydan önce bu yönde herhangi bir iddia ya da suçlama gündeme getirilmemiştir. Benim herhangi bir görgüm ve bildim yoktur." dedi.
Saymaz, kurultay öncesi ya da sonrasında ne kendisinin ne de herhangi bir yakınının CHP'li belediyelerde işe yerleştirilmediğini söyledi.
Kurultay sürecinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu'ndan maddi menfaat karşılığında haber yaptığı ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylıktan çekildiğine dair dezenformasyon yaydığına ilişkin tanık beyanlarını reddeden Saymaz, tüm iddiaların iftira olduğunu savundu. Saymaz, tanıkların, bazı siyasi çevreler tarafından menfaat karşılığında konuşturulduğunu öne sürdü.
Saymaz, beyanlarına şöyle devam etti:
"Kurultay günü Sözcü TV'de canlı yayındaydım. Kurultay sürerken benimle aynı anda yayında bulunan Gazeteci Altan Sancar'ın telefonuna Kılıçdaroğlu'nun çekildiğine dair bir mesaj gelmiştir. Sancar, bunu yayında aktardı. Ben Kılıçdaroğlu'na en yakın kişi olan Bülent Kuşoğlu'nu yayın esnasında arayarak bu iddiayı sordum. Kuşoğlu da bana 'Evet, çekildi. Çekiliyor.' diye yanıt verdi. Ben de bu yanıtı canlı yayında paylaştım ve tweet attım.
Kuşoğlu daha sonra beni tekrar arayarak, Kılıçdaroğlu'nun oylamaya katılabileceğini ifade etti. Bu bilgiyi Kuşoğlu'nu referans göstererek yayında aktardım ve Twitter'da yazdım. Bu arada kurultaydan sonra dolaşıma giren bir görüntüde o gece Kılıçdaroğlu'nun ikinci turda aday olup olmamakta tereddüt ettiği ve çevresindekilerin kendisini aday olması yönünde ikna ettiği görülüyordu. Ben gazetecilik görevimi yaparak toplumu bilgilendirdim."
Soruşturmanın, Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu lehine hareket ederek onlardan menfaat temin etmek suretiyle Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlıktan indirilmesinde rol almak suçlamasına dayandığını belirten Saymaz, "Eğer gerçekten böyle bir menfaat ilişkisiyle Kılıçdaroğlu'nun kurultayı kaybetmesine neden olsaydım, buna en başta kendisi inanırdı. Ancak Kılıçdaroğlu da bu iddiaya inanmamaktadır. Çünkü başka bir soruşturmadan dolayı ev hapsinde olduğum bir dönemde, 17 Nisan'da beni evimde ziyaret etmiştir." ifadelerini kullandı.
İsmail Saymaz, hakkında "kovuşturmaya yer olmadığına" dair karar verilmesini talep etti.
"PARTİM VE ÜLKEM İÇİN DAHA İYİ OLACAĞINI DÜŞÜNDÜM"
Şüpheli Can Kakışım da 2015 yılından beri CHP üyesi olduğunu, siyaset bilimi alanında çalışan bir akademisyen olarak muhtelif televizyon kanallarında birçok programa katıldığını anlattı.
Ankara'daki 38. Olağan Kurultay sırasında bazı parti temsilcilerine menfaat sağlandığı ve usulsüzlük yapıldığı iddialarına ilişkin herhangi bir bilgisinin olmadığını savunan Kakışım, CHP üyesi olduğunu ancak delege olmadığını ve parti kurullarında da görev almadığını belirtti.
Tanık beyanlarında geçen "Televizyonlarda yorumculuk yapan birçok araştırma şirketi sahipleri olan Can Kakışım gibi kişilerin İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve CHP genel merkezi üzerinden ciddi anlamda ödenekler aldığını, bunun karşılığında da televizyonlarda kurultay sürecini yönlendirmeye çalıştığı" yönündeki iddiaları da reddeden Kakışım, "İstanbul Büyükşehir Belediyesinden de CHP Genel Merkezi üzerinden de hiçbir ödenek almadım. Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurultayında Özgür Özel'in genel başkan olmasının partim ve ülkem için daha iyi olacağını düşündüm ve bu yöndeki hür fikirlerimi kamuoyu ile paylaştım." ifadelerini kullandı.
İBB'nin şirketlerinden finansal destek alarak kurultay sürecini etkilediğine dair tanık beyanlarını da reddeden Kakışım, şu beyanda bulundu:
"Ne İstanbul Medya AŞ üzerinden ne de beyan ettiğim üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi, CHP Genel Merkezi ve benzeri herhangi bir kurum üzerinden tarafıma verilmiş bir para söz konusu değildir. Hesap hareketlerim soruşturma kapsamında incelenmiş olup ne banka hesaplarımda ne mal varlığımda böyle bir artışın yaşanmadığı sabittir.
Hakkımda, suç şüphesi bir yana, suç isnadı dahi bulunmamaktadır. Adımın yalnız itibarsızlaştırma amacıyla iki ifadede, kanaat veya duyum olarak geçmiş olmasına karşın soruşturulmayı gerektirecek hiçbir eylemim bulunmamaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi kurultayı ile tek ilgim, başka birçok konu gibi bu konu hakkında da televizyon kanallarında yorumlarda bulunmuş olmamdan ibarettir. Bu nedenle bana yönelik gerçek bir suç isnadı dahi bulunmadığından hakkımda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesini talep ederim."