Bozkırın Tezenesi olarak bilinen ünlü halk ozanı Neşet Ertaş, ölümünün 10’uncu yılında memleketi Kırşehir'de çeşitli etkinliklerle anılıyor. Halk TV'de Serhan Asker ile Görkemli Hatırlar, bugün Kırşehir'deydi. Programda bozlağın usta isimleri Muharrem Ertaş, Neşet Ertaş, Hacı Taşan, Çekiç Ali ve daha niceleri anıldı. Neşet Ertaş'ın oğlu Hüseyin Ertaş, canlı yayında yaptığı açıklamada "Bu mesele bizim için magazin konusu yapılmayacak kadara önemli. Bizim için geçerli olan babamızın vasiyetidir. Babam yaşarken sadece belgesellere müsaade etti. 'Yazılı bir vasiyeti varsa diyorlar arkadaş biz bu filmi çekmeyelim!’ Yazılı bir vasiyeti yok efendim. Baba kanser hastasıydı. 40 kiloya düşmüştü. O durumda vasiyet yazacak durumda değildi." dedi.
Neşet Ertaş’ın oğlu Hüseyin Ertaş ve tüm Ertaş ailesi ilk kez bir televizyon programına katıldı.
Görkemli Hatıralar'da Neşet Ertaş programının ilk bölümünün sonunda verilen reklam arasında Ertaş Ailesinin tepkisin çeken yapımcı Mustafa Uslu imzalı sinema filmi 'Garip Bülbül, Neşet Ertaş'ın fragmanın yayınlanması dikkat çekti.
“Bizim için geçerli olan babamızın vasiyetidir…”
'Bozkırın Tezenesi' Neşet Ertaş’ın hayatının anlatıldığı, Mustafa Uslu'nun yapımcısı olduğu 'Garip Bülbül, Neşet Ertaş' filmine Ertaş Ailesi karşı çıkıyordu. Neşet Ertaş'ın oğlu Hüseyin Ertaş Halk TV canlı canlı yayınında konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Ertaş; "Bu mesele bizim için magazin konusu yapılmayacak kadara önemli. Bizim için geçerli olan babamızın vasiyetidir. Babam yaşarken sadece belgesellere müsaade etti. Onu da Bayram Bilge Tokel şahittir. Ona bile zorla ikna edilmiştir. Ömrü boyunca yanlış aktarılmıştır. Şöyle, ‘yazılı bir vasiyeti varsa diyorlar arkadaş biz bu filmi çekmeyelim!’ Yazılı bir vasiyeti yok efendim. Baba kanser hastasıydı. 40 kiloya düşmüştü. O durumda vasiyet yazacak durumda değildi. Ama biz onun çocuklarıyız, ben babamın oğluyum yüreğimiz kalbimiz bir hepimizin. Babamızdan o terbiyeyi aldık. Yaşadığı sürece yaptığı işler hareketler bize derstir. Biz de bu işin başında dedik ki, ya film kafadan atma hikayelerdir, senaryolardır olmayan şeylerdir, düzmecedir. Belgesel yapacaksanız her türlü desteği vermeye hazırız. Filmde efendim başkaları çıkacak, başkasının sazı çalacak, başkası söyleyecek ondan sonrada insanlar diyecek ki aha bu Neşet Ertaş. Yani Neşet Ertaş'ı anlatmak istiyorsanız bunun en doğru yolu gerçeklerdir. Kendi sesi, kendi sazı kendi sözüdür. Bizim hayatımızda utanacağımız tek bir günümüz yoktur efendim aksine, onun çocukları olduğumuzu bir kere söylemek istiyorum. Yani biliyoruz ki bu işlerin içinde büyük paralar dönüyor. Babamız paraya tenezzül etmedi, biz de onun çocukları olarak tenezzül etmiyoruz. O işlerin içine girenler kendisine yakışanı yaparlar. Biz de kendimize yakışanı yapmak istiyoruz."
"ONUN BİR FELSEFESİ VARDI. ONUN BİR DURUŞU VARDI…”
Ertaş'ın kızı Döne Ertaş'ta canlı yayında şunları söyledi;
"Sanatıyla şairliğiyle, ozanlığıyla Neşet Ertaş olarak gönüllere hizmet etmek için yola çıktı. Bizlere geride mükemmel, muazzam bir haysiyet deryası bıraktı. Onun bir felsefesi vardı. Onun bir duruşu vardı. Türkülerini sözlerini dinleyenler nasıl bir ruha sahip olduğunu ve nasıl bir mesaj vermek istediğini gayet derinden anlar. Bizler babamızın evlatları olarak aynı şekilde babamızın bu felsefesi arkasında dimdik durmak zorundayız. Eğer istemiş olsaydık, peyderpey bu sene değil her sene hayatının bir bölümünü peyderpey satar paraya çevirirdik. Bu adımı atan çıkarcı bir zümre var ve bu zümrenin çevresi aileyi miras yediler, işte paragözler, para az mı geldi? Bu ruha sahipseniz babamızı sevemezsiniz ve bizleri de anlayamazsınız.
“NEYİMİZ VAR NEYİMİZ YOK ÇALIYORLAR, ALIP GÖTÜRÜYORLAR VE BİZİ ARKALARINDAN HAK ARAMAYA MECBUR BIRAKIYORLAR…”
Neşet Ertaş'ın bir diğer kızı Canan İlhan'da canlı yayında şunları söyledi;
“Bu filmle ilgili olarak kendimce şunu söylemek istiyorum. Bizim çok güzel bir evimiz var. Her şeyin üzerine titriyoruz, özeniyoruz. Birileri geliyor, kapınızı tekmeyle kırıyor, içeriye giriyor ne kadar değerli eşyalarınız var, ‘maneviyatımızı kastediyorum, babamızı kastediyorum, ailemizi kastediyorum, özel hayatımızı kastediyorum. Babamın üzerine titrediği mahremiyeti kastediyorum'. Geliyorlar, evimizin içinde neyimiz var neyimiz yok çalıyorlar, alıp götürüyorlar ve bizi arkalarından hak aramaya mecbur bırakıyorlar. Çok üzgünüz bu süreçte çok yara aldık. Benim babam sahipsiz değildir sizlerden de ben rica ediyorum babamı sahipsiz bırakmayın. Bizler mücadele ediyoruz, ben babamı sizlere emanet ediyorum. Zorla zorbalıkla bir işler yapılmaya çalışıyor lütfen buna babamı kurban etmeyin!”