Av. Tutku Sena SÖNMEZ KIRAÇ'ın yazısı…
Tarihi eser kaçakçılığı insanlık tarihi kadar eskiye dayanıyor. Özellikle 17, 18 ve 19'uncu yüzyılda Anadolu coğrafyasından fazlasıyla tarihi eser kaçakçılığı yapıldığı kayıtlarda yer almakta.
Peki, tarihi eser bulunduğunda neler yapılmalı?
Kültür ve Tabiat Varlıklarını bulan, sahip oldukları veya kullandıkları arazide Kültür ve Tabiat Varlığı bulunduğunu bilen veya yeni haberdar olan vatandaşlarımızın, bunu en geç üç gün içinde, kendisine en yakın müze müdürlüğüne veya köyde muhtara, diğer yerlerde ise mülki idare amirlerine bildirmeleri gerekmektedir.
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu madde 4’e göre; “Taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarını bulanlar, malik oldukları veya kullandıkları arazinin içinde kültür ve tabiat varlığı bulunduğunu bilenler veya yeni haberdar olan malik ve zilyetler, bunu en geç üç gün içinde, en yakın müze müdürlüğüne veya köyde muhtara veya diğer yerlerde mülki idare amirlerine bildirmeye mecburdurlar”.
Dolayısıyla Türkiye’de şahısların izinsiz bir şekilde taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarını satmaları mümkün değildir. Kişilere bildirme yükümlülüğü yüklenmiştir.
Yine aynı kanunun 67.maddesine göre; “Kültür ve tabiat varlıklarıyla ilgili olarak bildirim yükümlülüğüne mazereti olmaksızın ve bilerek aykırı hareket eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bildirimi yapılmamış olan kültür ve tabiat varlığını satışa arz eden, satan, veren, satın alan, kabul eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.”
Bildirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişiler için kanun koyucu ceza öngörmüştür. Bu sayede bildirme yükümlülüğü koruma altına alınmış, izinsiz define aranmasının ve satımının önüne geçilmek amaçlanmıştır.
Bahsi geçen usullerden geçilip, define bulunduktan sonra definenin korunması gereken kültür ve tabiat varlığı olup olmadığının tespiti ve müzelere alınmasına karar verilirse kıymetini belirlemek için müze uzmanlarından bir komisyon oluşturulur. Müzelere alınması uygun bulunan eser için komisyonca belirlenen maddi bedel eseri getiren kişiye ödenir. Ödenecek tutar Maliye ve Gümrük Bakanlığınca geçer akçe değeri olarak tespit edilir. Define Hazineye ait arazide bulunmuş ise değerin yüzde 50’si arayıcıya, özel veya tüzel kişiye ait arazide bulunmuş ise yüzde 40’ı arayıcıya yüzde 10’luk kısım ise mülk sahibine verilir.
Korunması gerekli etnografik nitelikli kültür varlıklarından müzelere alınması gerekli görülmeyen taşınır kültür varlıkları için Müze Müdürlüklerince “Tescile Tabi Taşınır Kültür ve Tabiat Varlığı Belgesi” düzenlenerek sahibine iade edilir.
Bu belge sahipleri tarafından esere ilişkin alım-satım ve el değiştirme işlemleri mahalline en yakın müze müdürlüğünde yapılır, yeni durum belgenin verildiği müzeye yazılı beyan edilir. Yasa dışı yollarla başkasına devredilmesi, satılması ve yurt dışına çıkarılması yasaktır. Tüm bunlardan hareketle, tarihi eser satım usulü yasa koyucu tarafından belirli bir usule tabii kılınmış ve aynı zamanda bahsi geçen kanunun 32.maddesi ile yurt dışına çıkarılması yasaklanmıştır.
Sonuç olarak; Kültür ve Tabiat Varlıkları Kanununda bahsi geçen bu varlıkların aranması ruhsat usulüne tabii kılınmış, bulunduktan sonra ise şahıslara bildirme yükümlülüğü yüklenmiştir. Bu varlıkların satılması söz konusu olduğunda ise şayet komisyonca müzelere alınması uygun bulunursa, komisyonun varlık için belirlediği fiyat yukarıda bahsedilen şekilde pay edilip varlık müze bünyesine katılır, arayanın müzeye alınması uygun bulunan varlığı satması veya varlığın el değiştirmesi mümkün olmayacaktır. Varlık komisyonca müzeye alınması uygun bulunmamış taşınır bir varlık ise belgesi ile sahibe iade edilir. Bu evreden sonra eserin alım-satımının yapılması mümkündür. Ancak burada yasa koyucu bir sınırlama getirmiştir. Yasa dışı yollarla başkasına devri, satımı, yurt dışına çıkarılması yasaklanmıştır. Müzeye alınmasına gerek görülmeyen taşınır varlıkların alım-satım ve el değiştirmesi için yine kanun koyucu bir şekil öngörmüştür; mahalline en yakın müze müdürlüğünde, belgenin verildiği müzeye yazılı beyan edilmelidir.