İnsanlık tarih yüzyıllar boyunca çok çeşitli göç hareketlerine sahne oldu. Peki mülteci kimdir? Sığınmacı, göçmen, mülteci statüleri arasındaki farklar nedir?
Uluslararası hukuk nasıl tanımlıyor? Bu sözcüklerin karıştırılması, mülteci ve sığınmacılara sorun çıkartabileceği gibi, sığınma ve göç konulu tartışmalarda da yanlış anlamalara yol açabilir.
Mülteci kime denir?
Soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaşlar, mübadeleler, doğal afetler, ekonomik kaygılar. Sebepleri farklıydı belki ama, insanlar yeni bir yaşam umuduyla her seferinde yollara düştü. Büyük kitlelerin zorunlu göçü 20'nci yüzyılda Balkan Savaşları ile başladı. İkinci Dünya Savaşı'na gelindiğinde ise en üst seviye ulaştı.
Sığınmacı ve göçmen arasında fark var mı?
1951 tarihli mültecilerin hukuki statüsüne ilişkin sözleşme ve mültecilerin hukuki statüsüne ilişkin 1967 protokolü; uluslararası alanda mülteci hukukuna ilişkin temel belgeleri oluşturuyor.
Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 14'nci maddesi sığınma hakkı tanıyor. Maddede; "herkesin zulüm altında başka ülkelere sığınma ve sığınma olanaklarından yararlanma hakkı vardır" deniliyor.
MÜLTECİ KİMDİR?
Bir de farklı anlama gelen terimler var. Mülteci, sığınmacı ve göçmen; uluslararası hukuka göre üç farklı statü.
Avrupa ülkelerinde meydana gelen olaylar nedeniyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişiye statü belirleme işlemleri sonrasında verilen statüyü ifade eder. (Kaynak: Mülteci (goc.gov.tr))
Mülteci; "ırkı, dini, milliyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı bir korku taşıyan ve bu yüzden ülkesinden ayrılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya dönmek istemeyen kişi" olarak tanımlanıyor. Yani mültecilere; uluslararası anlaşmalarla özel statü ve hukuki koruma sağlanıyor.
Henüz bu korumadan faydalanamayanlar ise “sığınmacı" olarak nitelendiriliyor. Sığınmacı, mülteci olarak uluslararası koruma arayan ancak statüleri henüz resmi olarak tanınmamış kişilere deniyor.
“Göçmen” ise, ülkesinden ekonomik veya diğer nedenlerle gönüllü olarak ayrılan kişi demek. Yani göçmenler ülkelerini kendi istekleri doğrultusunda terk ederken, mülteciler ülkelerini terk etme zorunda kalan ya da terk ettirilen kişilerden oluşuyor.
Ayrıca, göçmen sözcüğünün uluslararası seviyede, tek bir hukuki tanımı yoktur. Bazı kural koyucular, uluslararası kuruluşlar ve medya kuruluşları, ‘göçmen’ sözcüğünü hem göçmenleri hem de mültecileri kapsayan ortak bir terim olarak algılar ve kullanır. Örneğin uluslararası göç konusundaki küresel istatistikler, uluslararası göçü, genellikle birçok sığınmacı ve mülteci hareketini de içerecek şekilde kullanır.
Mülteciler konusunda çalışma yürüten örgütlerin başında ise BM Mülteciler Yüksek Komiserliği var.
14 Aralık 1950'de BM Genel Kurulu tarafından kurulan örgüt; dünya genelinde mülteci sorunlarını çözmeye çalışıyor.
‘Mülteci’ ve ‘göçmen’ terimleri aynı anlamda mıdır?
Hayır. Her geçen gün, medya ve kamuoyunda ‘mülteci’ ve ‘göçmen’ terimlerinin aynı anlamda kullanılmasına daha sık rastlıyor olsak da, bu iki sözcük arasında çok önemli, hukukî bir fark vardır. Bu iki sözcüğün karıştırılması, mülteci ve sığınmacılara sorun çıkartabileceği gibi, sığınma ve göç konulu tartışmalarda da yanlış anlamalara yol açabilir.
Kaynak: NTV - UNHCR