Fatih Altaylı, Esenyurt vahşeti üzerinden iktidara sert çıktı! ‘‘Dağda terörist bırakmadık’ diyenler…’

Fatih Altaylı, Esenyurt vahşeti üzerinden iktidara sert çıktı! ‘‘Dağda terörist bırakmadık’ diyenler…’
A- A+

Türkiye'yi sarsan Esenyurt'taki katliama ilişkin Fatih Altaylı, “Dağda terörist bırakmadık' diyen iktidar, dağdaki teröristi bitirmediği gibi, 'şehir eşkıyaları' dönemini başlatmıştır” tepkisinde bulundu.

Gazeteci Fatih Altaylı, İstanbul Esenyurt'ta bir tekel bayisinde iki kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan silahlı kavgayı değerlendirdiği yazısında, İstanbul'un güvenlik sorununa dikkati çekti. Altaylı, “'Dağda terörist bırakmadık' diyen iktidar, dağdaki teröristi bitirmediği gibi, 'şehir eşkıyaları' dönemini başlatmıştır" ifadesini kullandı.

Türkiye’de, özellikle İstanbul’da artık çok ciddi bir “güvenlik” sorunu olduğunu belirten Altaylı'nın “En güvenli şehirdi, en güvensiz şehir oldu” başlıklı yazısı şöyle;:

"Birkaç hafta önce, oturup bir yazı yazdım, başta İstanbul olmak üzere kentlerimizde giderek artan güvenlik sorununu anlatan, hayli eleştirel bir yazı.

İstanbul’da da kentin yoğun göç alan mahallelerinde, merkezin çeperindeki semtlerde ve özellikle de Esenyurt’ta artan şiddeti ve yasa tanımazlığı gündeme getirmeye çalışan bir yazı idi.

Siyasi gündem, günlük olaylar fırsat vermeyince yazıyı yayınlayamadım.  

Birkaç gün önce, Youtube programında konuğum Ümit Özdağ bir ara “Esenyurt” deyince kendisine “Türkiye’de öyle bir yer mi var, benim bildiğim orası Türkiye’de değil artık çünkü orada Türkiye’nin yasaları, kanunları uygulanmıyor.” demek zorunda kaldım.

Durum aslında tam da bu.

Türkiye’de ama özellikle İstanbul’da artık çok ciddi bir “güvenlik” sorunu var.

Bir zamanlar dünyanın nüfusuna oranla en güvenli kenti olan İstanbul giderek dünyanın en güvensiz kenti olma yolunda ilerliyor. İstanbul’un şiddet başkenti olma yolunda ilerleyen ilçesi ise tabii ki Esenyurt.

Ama tek değil. Bağcılar, Gaziosmanpaşa, Küçükçekmece, Beyoğlu, Beylikdüzü ve Fatih de sırada.

Beklenmedik bir şey mi!

Elbette değil. İstanbul bu duruma adım adım geldi, adım adım getirildi. Mafyalaşmaya göz yumuldu. Göz yumulan mafya başka mafyalara, yoğunlaşan mafyalaşma bu grupların “ihkakı hak” arayışına ve kendi adalet mekanizmalarını kurmalarına yol açtı.

Şimdi tepkiler üzerine, emin olun ki, “asayiş” uygulamaları başlatılacak, bir süre yukarıda saydığım semtler başta olmak üzere polis bekçi yığılacak, vatandaşın ama özellikle Ankara’nın gözü boyanmaya çalışılacak.

Ama bilin ki, bu sorunu artık öyle üç beş günde çözemezsiniz.

Bugün İstanbul’da sokağa çıkmak, özellikle bazı semtlere gitmek ciddi bir cesaret meselesidir!

Çoluk çocuğumuz sokağa çıktığı zaman eve döndükleri ana kadar içimizde hep bir tedirginlik, hep bir korku vardır.

“Dağda terörist bırakmadık” diyen iktidar, dağdaki teröristi bitirmediği gibi, “şehir eşkıyaları” dönemini başlatmıştır.

Güney Afrika’daki Johannesburg, Zimbabwe’den aldığı 8 milyonluk göç sonrası dünyanın en güvensiz şehri haline dönüşmüş ve bir ara yılda 30 bine yakın kişinin adi suçlardan hayatını kaybettiği bir kent haline gelmişti.

Bugün de Suriyeli ve Afgan göçünün yanı sıra, 250 bin doları basan herkese yıllarca sorgusuz sualsiz ve sayısız vatandaşlık satmak zaten başlı başına bir güvenlik sorunudur.

Ama asıl sorun hakkın, hukukun ve “adaletin” çökmesi, iyiden iyiye güvenilmez hale gelmesidir.

Suç ve suçlular arasında bile “sizden”, “bizden” ayrımı yapılıyor olmasıdır.

Tüm bunlara bakınca İstanbul’u güvensiz hale getiren Türkiye’yi yönettiğini zanneden kafadır."

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Manşet haberler
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •