Meral Akşener'den Erdoğan'a "ekonomi" tepkisi: "Bu arkadaşla aynı evrende, hatta aynı zaman düzleminde bile yaşamıyoruz!"

A- A+

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, AKP'nin Anayasa düzenlemesi için HDP ile aynı masaya oturması hakkında, "Açılımcılar kumpanyası" dedi; "Kumpanyacılar en sonunda merdiven altlarında yürüttükleri sufle çalışmasını bırakıp kamuoyuna resim verme aşamasına geldiler" diye konuştu.

Akşener, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, "Sayın Erdoğan için PKK’yla masaya oturmak ile PKK’ya karşı mücadele etmek arasında ideolojik bir fark yok. Çünkü onun tek bir ideolojisi var; o da, 'iktidarda' kalmak. Eğer ki şimdiye kadar Sayın Erdoğan’a, iktidarı müjdeleyen şey, açılım süreci olsaydı;  geçtim HDP’yi, bugün, PKK’yla müttefik olurdu" diye çıkıştı.

Akşener, "Erdoğan, en başından beri ne demokrasiye, ne sivilleşmeye, ne çözüme, ne de terörle mücadeleye inandı. Çünkü onun ve çevresindekilerin bu tür fikirlerle, ideallerle, siyasi programlarla ve tutarlılıkla işi yoktur. Yeter ki kendi işleri görülsün, her türlü kılığa girerler. Düzenleri sürsün diye, her şeyi mübah görürler" diye konuştu.

"2023 seçimlerinde sadece Erdoğan’ı yenmeyeceklerini" söyleyen Akşener "ilkesizlik" olarak değerlendirdiği bu görüşmeye atıfta bulunarak "Bu ilkesizliği yeneceğiz" dedi; "Biz aslında, bu omurgasızlığı yeneceğiz. Biz aslında iktidarını korumak için bir gün FETÖ’yü, bir gün PKK’yı muhatap almaya bile razı olan ve bu işbirliklerinin acı sonuçlarını ödememek için de şekilden şekile giren, bir büyük iki yüzlülüğü yeneceğiz" ifadelerini kullandı.

Öte yandan İyi Parti lideri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında görülecek "ahmak" davasını da hatırlatarak, "Buradan açıkça ilan ediyorum. Unutanlardan olmayız, olmayacağız! 31 Martçılardan olmayız, olmayacağız! Keyfe ve adamına göre çalışan bu yargı sistemini, haklıyı ezip, güçlüyü kollayan bu adaletsiz düzeni hep birlikte alt edeceğiz. Tek adam iktidarının bizi içine çekmeye çalıştığı tüm kısır döngüleri, hep birlikte kırıp geçeceğiz. İnsanca yaşanan, hakça bölüşülen bir Türkiye’yi, hep birlikte kuracağız! Yani Sayın Erdoğan ve avanesinin üzerine titrediği bu ucube distopyayı, hep birlikte ebediyete uğurlayacağız" sözlerini kaydetti.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Yarın 10 Kasım. Büyük Türk Milleti, Ata’sını bir kez daha, çok, ama çok özleyecek. Bizler, bu özlemimize, bir de yemin ekleyeceğiz. Diyeceğiz ki; “Büyük Atatürk; Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, hiç durmadan yürüyeceğime and içerim.” Rabbim, O’nu rahmetiyle kucaklasın. Peygamber Efendimize komşu eylesin. Ruhu şad, mekânı Cennet olsun.

Henüz 38 yaşında, yedi düvelin ordularına karşı yaktığı istiklal ateşini henüz 41 yaşında zaferle taçlandırmış bir liderin ülkesinde hiç kimsenin, umutsuzluğa kapılmaya hakkı yoktur. Devletin başında o günlerde de çapsızlar vardı. Üstelik bugünkü imkanların hiçbiri de yoktu. Bütün yürekleri tutuşturmak için bütün bir milleti tek vücut kılmak için parolanın vatan işaretin namus olması yetti. Bugün bambaşka imkânlar var. Her şeyden önce yokluk içinde başarmış bir ecdadın muvaffakiyeti önümüzde duruyor. Mesele Cumhuriyetimize çapsızların musallat olması değil. Mesele her şeyimizi borçlu olduğumuz ülkemizi ve milletimizi o çapsızlardan koruyup kollayabilmek.

Cumhuriyetimizin, 100’üncü yaşından gün aldığı bugünlerde, tek bir evladımız, okula aç gidiyorsa, tek bir anne, bu yüzden gözyaşı döküyorsa, tek bir babanın boynu, bükülüyorsa; ve bu kahreden tabloya rağmen iktidar sahipleri saraylarında şatafat içinde yaşamaya, borazanları ekranlarda, gazetelerde yalanlar söylemeye, işe yaramaz danışmanları 5 maaş 10 maaş alıp keyif sürmeye, beşli çeteleri de haramla semirmeye devam ediyorsa işte orada durup, düşünmemiz gerekiyor."

"İktidardakilerin aksine ülkemizin içinde bulunduğu tablonun karşısında üç maymunu oynayamayız"

"20’nci yılını tamamlayan, Ak Parti iktidarı artık giderayak milletimizi hor görmeye başladı. Evine ekmek götüremeyenlerden şükretmelerini istediler. Elektrik faturasını ödeyemeyenlerden tasarruf etmelerini istediler. Çocuğuna harçlık veremediği için dertlenenlerden sabretmelerini istediler. Peki kendileri ne yaptılar? Beceriksizliklerine kurban ettikleri ekonomi yüzünden sebep oldukları ağır sonuçlarla bile cesaret edip yüzleşemediler. Her 3 çocuğumuzdan 1’inin yoksullukla ve yoksunlukla mücadele ettiğini görmezden geldiler. Okullarına aç giden çocuklarımız varken, kendi vicdanlarının sesini bile, duymazdan geldiler.

Biz İYİ Parti olarak, iktidardakilerin aksine ülkemizin içinde bulunduğu bu tablonun karşısında üç maymunu oynayamayız. Her şeyden önce, çocuklarımızı derinden etkileyen,  acı gerçeklerin karşısında susamayız. Yaşananlara seyirci kalamayız.

İyi Parti'nin "çocuklara bir öğün yemek" önerisinin reddedilmesine tepki: Yuh olsun, yazıklar olsun!

Nitekim, tam olarak bu yüzden geçtiğimiz günlerde Ankara milletvekilimiz Durmuş Yılmaz ile Erzurum milletvekilimiz Naci Cinisli Beyler Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığına İYİ Parti olarak bir teklifimizi sundular. Bu teklif İlkokul, ortaokul ve lisede okuyan, 16 milyon öğrencimize hiç değilse günde 1 öğün yemeğin okullarda, ücretsiz olarak verilmesinin teklifiydi. Çünkü İl il, ilçe ilçe, sokak sokak gezdiğimiz memleketimizde; çocuğunu okula kahvaltısız göndermek zorunda kalan annelerimizin feryadını dinledik. İstikbalimizin teminatı olan çocuklarımızın karınları doysun, zihinleri açık olsun, eğitimlerinin önünde hiçbir engel kalmasın diye bir teklif sunduk. Bu sayede ailelerin üzerindeki yük de bir nebze olsun hafiflesin istedik. Peki Cumhur İttifakı ne yaptı? Her zamanki gibi, yine teklifimizi reddetti. Oysaki 16 milyon öğrencimiz için talep ettiğimiz miktar, öğrenci başına yaklaşık 22 lira, yani 1 dolardan biraz daha fazlaydı. Yani bu iktidar bizim çocuklarımıza 1 doları bile çok gördü! Aile dostu Hariri’nin cebine, 24 milyar lira koydu. Ama bizim çocuklarımıza 1 doları çok gördü! Yuh olsun, yazıklar olsun!

Biz tercihimizi her zaman milletimizden yana, çocuklarımızdan yana kullanacağız. Çünkü biz açlıktan karnına taş bağlarken yine de yetimleri doyurmaya gayret eden, Hazreti Muhammed Efendimiz’in ümmetiyiz. İşte bu yüzden, milletimizin her bir ferdine, sözümüz olsun ki; biz, milleti açlığa mahkûm edip, kendimizi zenginleştirmeye değil; ülkemizi zenginleştirip, refahı da, adil bir şekilde bölüştürmeye geliyoruz."

"Sefalet endeksinde tarih yazdık ve birinci olduk"

"Geçtiğimiz hafta açıklanan sefalet endeksinde Türkiye 93.3 puanla, en yakın takipçisi Arjantin’e fark atarak birinci oldu. Rezalete bakar mısınız? Sefalet endeksinde tarih yazdık ve birinci olduk. Bu sayede İkinci Dünya Savaşı’nın en zorlu zamanlarından bile daha kötü bir durumda olduğumuz ortaya çıktı.

Erdoğan'a: Bu arkadaşla aynı evrende, hatta aynı uzay-zaman düzleminde bile yaşamıyoruz

Ancak biliyorsunuz; Bay Kriz’e göre, bunlar aslında, iyi günlerimizmiş… Ülkemizde, parlamenter demokrasi olduğu zamanlarda daha kötü durumdaymışız. O dönemlerde, Türkiye’de istikrar yokmuş. Ve bakın, burası çok önemli, ekonomi müflis durumdaymış. Yani iflas bayrağını çekmişiz. Vah vah, görüyor musunuz? Bakın, şimdiye kadar hep şüpheleniyordum ama artık bu sözlerle tamamen emin oldum ki biz bu arkadaşla aynı ülkede yaşamıyoruz. Hatta biz onunla aynı evrende, aynı uzay-zaman düzleminde bile yaşamıyoruz.  Çünkü artık, gerçeklik algısını, tamamen kaybetmiş durumda. Âdeta paralel bir evrende yaşıyor. Buradan kendisine seslenmek istiyorum. Sayın Erdoğan bu paralel evrene sığınarak; ülkemizi düşürdüğün durumdan da milletimizin hayatında sebep olduğun, acı gerçeklerden de daha fazla kaçamazsın. Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi denilen bu ucube sistemin neden olduğu yıkımı daha fazla gizleyemezsin. Kürsülerden yalanlarla, dolanlarla nutuklar atarak milletimizi daha fazla oyalayamazsın.

Ayrıntılar gelecek...

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Manşet haberler
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •