Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT ortak yayınında gündeme dair soruları yanıtlıyor. Türkiye'nin barış diplomasisi, Türkiye-ABD ilişkileri ve Atina yönetiminin provokasyonları, enflasyonla mücadelede yeni adımlar, Türkiye'nin terörle mücadelesi, Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'ya NATO üyelik şartları gibi önemli başlıkların yer aldığı canlı yayında Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
TAHIL KORİDORU ANLAŞMASI VE KÜRESEL GIDA KRİZİ
Mutabakatın İstanbul'da imzalanmasını sağladık. Küresel gıda krizinin etkileri hafiflemeye başlayacak. En az gelişmiş ülkelerin üzerindeki baskı azalacak, ortaya çıkabilecek kıtlıklar önlenecek. Bu tarihi başarıya verdiğimiz katkı, Türkiye'nin önemli rolünü bir kez daha ortaya koydu. Operasyonel boyut, İstanbul'da idare edilecek. BM, Rusya ve Ukrayna'dan yetkililer burada görev alacaklar. Müzakereler çok hassas bir zeminde ilerledi. Savaşın devam ettiği bir noktada aksi düşünülemezdi. Sürecin ne kadar hassas olduğunu Odessa Havalimanı'na düzenlenen saldırıdan görüyoruz. Anlaşmaya aykırı eylemlerden kaçınılmasını umuyoruz. Anlaşmayı tüm unsurlarıyla hayata geçirmeye kararlıyız.
NATO ZİRVESİ, İSVEÇ-FİNLANDİYA İLE NATO MUHTIRASI
Her şeyden önce PKK, PYD, YPG ile FETÖ'ye destek verilmeyeceği ve bunun bizim kırmızı çizgimiz olduğunu orada ısrarla hatırlattık. NATO'nun kayıtlarına bu terör örgütlerinin girmiş olması Madrid Zirvesi'nin en başarılı yanıdır. İsveç ve Finlandiya'dan teröre desteğin kesilmesi noktasında somut beklentilerimiz var. Beklentilerimize cevap bekliyoruz. Buradan taviz yok. Bu ülkelerle yapılacak toplantılarda atılan veya atılmayan adımların bütün muhasebesi ortaya konulacak. Türkiye'den kesinlikle bir taviz beklenmesin. Teröristler yine oradaki caddelerde gösteri yapıyorlar.
İSVEÇ VE FİNLANDİYA'NIN NATO ÜYELİĞİ
Bu iş o kadar kolay değil. Madrid'deki bir davettir, onama değildir. Şimdi, bu davetin neticesi ne olacak? Onu da bu eylemler belirleyecek. Sadece olay İsveç, Finlandiya değil, Almanya, İtalya, Fransa da böyle... Macron'la yaptığım görüşmede "Siz ne yapacaksınız?" dedim.
İRAN'DAKİ ÜÇLÜ LİDERLER ZİRVESİ
İran'la temaslarımızda yatırımdan sosyal güvenliğe uzanan geniş bir yelpazede farklı alanlarda 8 belge imzaladık. Putin'le olan görüşmemiz çok daha farklı geçti. Çünkü şu anda Putin-Zelenskiy olayında biz çok önemli bir rol oynuyoruz. Kimseye düşman nazarıyla bakmıyoruz, dost nazarıyla bakıyoruz. Bu da her iki tarafın samimi yaklaşımını getiriyor. Batı'nın yaklaşımı siyasetçilere yakışan bir yaklaşım değil. İkili ilişkilerimizdeki konuları rahatlıkla ele aldık, olumlu bir görüşme oldu. Aramızda bazı konularda anlaşmazlıklar elbette var. S-400 konusunda biz inandığımız neyse bunu yaptık. Tahran'daki görüşmelerimizde terörle mücadele bir numaralı konuydu. Suriye terör örgütlerinin yuvası haline gelmiş durumda. İran ve Rusya'nın bir tavır belirlemesi gerekir.
YUNANİSTAN MESELESİ
Miçotakis'le bir yemek yedik. Aramıza üçüncü bir ülkeyi sokmayalım dedim. Ne yapacaksak direkt hat kuralım, direkt hattan görüşmelerimizi yapalım. Aradan 15 gün-3 hafta geçti, ABD'deki konuşmasında aleyhimizde birçok şey söyledi. Davos'ta da benzer şeyleri yaptı. Ondan sonra Türkiye bize şöyle yaptı böyle yaptı deyip duruyorsun. EFES Tatbikatı bunları çıldırttı. Yunanistan'ın dürüst olmayan tutumuna son vermesi gerektiğini belirttik. Yunanistan'da 9 adet ABD üssü var. Bunları inkar ediyorlar. Bunları adalara yerleştirme gayretleri var. Rusya'ya karşı olduğunu söylüyorlar, kimi kandırıyorsunuz? Yunanistan bizim güvenlik ihtiyaçlarımız için uçak almamızı engellemeye çalışıyor. Verirler, vermezler hiç önemli değil. Biz duruşumuzu koruyoruz. Yunanistan'ın faaliyetleri sadece Lozan'a değil, Paris Anlaşması'na da ters. Adaların egemenliğinin gayri askeri statü altında kalmak kaydıyla kendisine verildiğini Miçotakis bilmiyor, öğrenecek.
Ayrıntılar gelecek...