Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA), diğer gezegenlerde uzaylı yaşamı bulunduğunda, insanların nasıl tepki vereceğini ve keşfin tanrılar ve yaratılış hakkındaki fikirleri nasıl etkileyebileceğini değerlendirmek için din insanlarından yardım istedi. NASA bu kapsamda, farklı dinler ve mezhepler hakkında çalışma yapan 24 ilahiyatçıyı işe alacağını duyurdu.
NASA, 2014 yılında 1,1 milyon dolar hibe verdiği New Jersey'deki Princeton Üniversitesi İlahiyat Araştırma Merkezi’ndeki (CTI) programında yer almak üzere 24 ilahiyatçıyı işe alacağını duyurdu. Din insanları, bu kapsamda kutsal kitaplardaki dünya dışı yaşama ilişkin anlatıları analiz edecek.
CTI kuruluş amacını 'teologları, bilim insanlarını, akademisyenleri ve politika yapıcıları küresel kaygılar hakkında birlikte düşünmek ve kamuoyunu bilgilendirmek için bir araya getirmek olarak açıklıyor.
"İNSAN VE UZAYLI ARASINDAKİ ÇİZGİ NEREDE ÇEKİLMELİ?"
Bununla birlikte NASA program kapsamında, zamanın başlangıcından beri insanlığın aklını kurcalayan soruların cevabını arayacağını açıkladı. Bu sorular arasında, “Hayatta olmak ne anlama geliyor?”, “İnsan ve uzaylı arasındaki çizgi nerede çekilmeli?” ve “Dinler açısından uzayda yaşamın olması ne anlama geliyor?” gibi sorular yer alıyor.
Cambridge Üniversitesi'nde biyokimya alanında doktora derecesine sahip olan rahip ve teolog olan Dr. Andrew Davison, NASA’nın işe alacağı 24 ilahiyatçı arasında yer alıyor.
"DİNİ GELENEKLER İNSANLARIN BU KONUDAKİ TUTUMUNU ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ETKİLEYEBİLİR"
Davidson, Cambridge Üniversitesi sitesindeki bir blog yazısında, "Dini gelenekler, insanlığın başka bir yerde bu tür bir yaşam doğrulamasında nasıl davranacağı hakkında önemli bir faktör olacaktır. Bu nedenle, NASA'nın Princeton'daki İlahiyat Araştırma Merkezi de dahil olmak üzere çeşitli ortak kuruluşlarla birlikte çalışarak astrobiyolojinin toplumsal etkileri üzerinde çalışmak önemlidir” diye konuştu.
"DİN ÖĞRETİLERİ UZAYDAKİ YAŞAM İHTİMALİNİ DESTEKLİYOR"
Davison, ayrıca insanlığın diğer gezegenlerde yaşam bulmaya yaklaştığına inandığını belirten Astrobiyoloji ve Hıristiyan Doktrini adlı bir kitabı gelecek yıl yayınlamaya hazırlanıyor.
Davison, “Farklı dinlerdeki birçok öğreti uzayda yaşam olabileceğine işaret ediyor” dedi.
Diğer taraftan, dünya dışı varlıklar fikrinin imkansız olduğunu düşünmeyen tek ilahiyetçı Davison değil.
Katolik Üniversitesi'nde gökbilimci ve fizik profesörü olan Duilia de Mello, sınıflarında genellikle evrendeki akıllı yaşam hakkında teorik sorular ortaya atan birkaç seminer öğrencisi olduğunu söyledi. Mello,”'Eğer yaratılışın ürünleriysek, neden diğer gezegenlerde de hayat yaratılmış olmasın. Aksini söyleyen söyleyen hiçbir şey yok” diye konuştu.
Ancak, tüm ilahiyatçılar diğer gezegenlerde yaşam fikrine katılmıyor. Southern Baptist Theological Seminary başkanı Albert Mohler, 2008 yılındaki bir röportajda, uzaylılar diye bir şey olup olmadığı sorulduğunda şunları söyledi:
"Cevabım hayır; bu durum çok spekülatif. Uzayda başka bir hikaye olduğuna inanmak için hiçbir nedenimiz yok. Kutsal yazılarda bir yerde bir yaşam biçiminin olamayacağını söyleyen hiçbir şey yoktur. Ama bize söylenen, kozmosun bu gezegende, uzayda, zamanda ve tarihte İsa Mesih'in günahkar insanlığı kurtarmaya gelmesi için yaratıldığıdır.”
UZAY ARAŞTIRMALARINDA YENİ BİR ÇAĞ BAŞLADI
Öte yandan, uzaya fırlatılan en güçlü teleskop olacağı belirtilen James Webb Uzay Teleskobu 25 Aralık’ta Fransız Guyanası’ndaki Avrupa Uzay Limanı’ndan Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) Ariane 5 roketiyle fırlatıldı. Fırlatma Fransız Guyanası'ndaki Avrupa Uzay Üssü'nden gerçekleşti. Teleskobun yapımında 174 ülkeden bin 200 bilim insanı, mühendis ve teknisyen görev yaptı. Dev projenin yapımı 25 yıl sürdü, maliyeti ise 10 milyar dolara ulaştı. James Webb teleskobu ile uzay araştırmalarında yeni bir çağın başlayacağı öngörülüyor.