Yeni çılgınlık, Netflix’teki Squid Game. Güney Kore’den çıkan fenomen dünyayı sallıyor... Otomotiv ve elektronikte devleşen Güney Kore, şimdilerde başarılı drama yapımlarıyla dünya gündeminde.
Hürriyet'ten Ece Çelik imzalı haberin detaylarında 2020 yılında Kore’de üretilen içeriklerin ülkeye yıllık katkısının 10,8 milyar dolar olduğu belirtildi. Fakat endüstriyel anlamda yakalanan bu başarının hiç de tesadüf olmadığı ortada. Prof. Dr. Mutlu Binark, kültürel kalkınma için yapılan bu atılımın temelinin 1988 Seul oyunlarında atıldığı görüşünde. İşte uzmanlardan çok çarpıcı Squid Game yorumları...BU BAŞARIYI KÜLTÜR POLİTİKALARI GETİRDİ
“Asya'da Popüler Kültür ve Medya”kitabının yazarı Hacettepe Üniversitesi Bilişim ve Enformasyon Teknolojileri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mutlu Binark, dizinin başarısını anlamak için Kore’nin kültür politikalarına bakmak gerektiğini söylüyor:
“Kore 1990’ların sonundan itibaren kültür endüstrisi alanına yatırım yapmaya başladı. 1988’deki Seul Olimpiyatları ülke için bir kırılma noktası oldu. Kore, dünyaya ifade özgürlükleri açısından daha özgür olduğu mesajını vermek istedi. Bu da ülkenin dışa yönelik bariyerlerini kaldırmasına sebep oldu.
Squid Game’in bir anda ortaya çıkmadığını vurgulayan Binark şu ifadeleri kullandı: “Kore’de çok büyük bir sinema kültürü ve üretimi var. 2000’li yıllarda sağ hükümetler bazı yönetmenleri kara listeye aldı. Örneğin Parazit filminin yönetmeni Bong Joon-ho, Okja filmini Netflix desteğiyle yaptı. Netflix’e ürün satmak yerel anlatımın küreselleşmesini sağlıyor. Squid Game aslında tam bu noktada geldi.
Kapitalizmin getirdiği rekabetçilik, insanlar arasındaki dayanışmanın azalması gibi konular tam da pandemi sonrasında yaşadığımız durumlarla örtüştü. Korku ve kaygılarımızın olduğu bir dönemde tüm dünyada büyük yankı uyandırdı” ifadelerini kullandı.
FAKİR VE ZORDA KALMIŞ İNSANLAR
K-Pop ve Güney Kore kültür endüstrisi üzerine çalışan İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nden sosyolog akademisyen Alptekin Keskin ise Kore devletinin bu dramaları diplomasi anlamında bir koz olarak gördüğünü söylüyor.
Keskin, “Son açıklanan istatistiklere göre 2020 yılında Kore’de üretilen içeriklerin ülkeye bir yıllık katkısının 10.8 milyar dolar olduğu belirtildi. Bu rakam aslında görünenin çok daha azı. Çünkü bu endüstri sayesinde onlarca farklı sektör oluşuyor ve kalkınıyor. Squid Game, Güney Kore’nin görmediğimiz bir yüzünü fakirliği, zor durumda kalmış insanları konu alıyor” diyor.
“Geçen yıl Oscar ödülü kazanan Parazit filmi de aynı mantıkla yola çıkmış bir filmdi” diyen Keskin şunları söylüyor: “Kore’nin zengin ve teknoloji devi bir ülke olmasının yanı sıra sosyal anlamda uçurumları var. Sosyal sınıflar keskin bir hat haline gelmiş.
Orta sınıfın dünya genelinde erimesi ve alt gelir gruplarının bir şekilde borç batağına düşme durumu Squid Game’de çok sarsıcı bir şekilde ele alınıyor. Dizinin basit ama gerçekliğe dokunan bir anlatımı var” diyor.
KORE KÜLTÜRÜ BİZE OLDUKÇA YAKIN
Kiraz Mevsimi, No:309 Sadece Sen gibi Kore uyarlaması dizi ve filmlerin senaristi Aslı Zengin: “Kore sinemasının ve dizilerinin dünyada ve ülkemizde etkili olmasının, geniş kitlelere ulaşıp karşılık bulmasının bence en büyük sebebi, her zaman başrolde duygunun olması.
Hayata dair, insana dair her türlü duygunun büyük bir ustalıkla hikâyeye eklenmesi, Kore işlerini empati yapılabilir hale getiriyor, bu da işin geniş kitlelere ulaşmasına sebep oluyor.
Kore işlerinin Türkiye’de bu kadar sevilmesindeki bir diğer sebep de kültür olarak bize yakın olmaları diyebilirim. Aile kavramının öneminden, evliliğin kutsallığına, yaşlılara hürmetten, eve ayakkabıyla girilmemesine kadar birçok ortak nokta ve değer var.”