İstanbul Sözleşmesi Nedir ve Neden Tartışılıyor?

İstanbul Sözleşmesi Nedir ve Neden Tartışılıyor?
A- A+

İstanbul Sözleşmesi ilk imzalayan ülke Türkiye, bugün itibarıyla sözleşmeden çekildi. Beraberinde çok sayıda tartışma meydana geldi.

Peki sözleşmede neler vardı? Neden bu bu kadar tartışıldı?

Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi yani İstanbul’da imzalanması nedeniyle kısaca İstanbul Sözleşmesi. Türkiye Cumhuriyeti 11 Mayıs 2011 yılında sözleşmeyi imzalayan ilk ülke oldu ve sözleşme 24 Kasım 2011 tarihinde parlamentoda onaylandı. Sözleşme 1 Ağustos 2014 tarihinde de yürürlüğe girdi. Türkiye Cumhuriyet sözleşmeden 19 Mart 2021 tarihinde de ayrıldı.

Peki İstanbul Sözleşmesi ne anlama geliyor?İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddet ve aile için şiddeti önlemek adına temel standartları belirleyen ve devleti bu konuda bağlayıcı kılan bir insan hakları sözleşmesi. Aynı zamanda karşı şiddeti insan hakkı ihlali, ayrımcılık olarak tanımlayan ilk uluslararası düzenleme. Ayrıca sözleşmede taraf olan ülkeler de bağımsız uzmanlar grubu GREVIO tarafından da denetleniyor.

Sözleşmede neler var?80 maddeden oluşan sözleşme 4 ana ayak üzerinde devletleri kadına şiddet konusunda bağlayıcı kılıyor:- Önleyici tedbirler- Koruyucu Tedbirler- Soruşturma ve Kovuşturma- Bütüncül PolitikalarİSTANBUL SÖZLEŞMESİ OLMAZSA NE OLUR?Avukat Serdar Öktem: İnsanlığın en büyük sorunlarından biri kadınlara ve çocuklara olan şiddet. Bunun karşısında mutlaka durulmalı tabii ki. Ancak İstanbul Sözleşmesi olmazsa bunun karşısında duramayacak mıyız? İstanbul Sözleşmesi olmazsa yasada korunmuyor mu? Bizim kadınımıza karşı olan her şey yasada zaten tanımlandı. Kadına şiddet bir insanlık suçuysa hep beraber karşısında durmamız lazım.

Gazeteci Abdurrahman Dilipak: İstanbul Sözleşmesi erdem, insanlık, demokrasi diye dayatılmamalı. Çünkü bu Allah’a karşı, Resulüne karşı bir komplodur. Dahası yeni dünya düzenine geçişte ailesiz toplumu öngörüyor. Kadını erkeği düşman yapan bir sözleşmedir. Daha önce daha iyiydi diye söylemiyorum. Bu sadece İstanbul Sözleşmesi’nden ibaret değil. Sedav ile başladı, İstanbul Sözleşmesi ile devam ediyor. Bir sonrasında da Lanzarote Sözleşmesi var.

Avukat Tuba Torun: İstanbul Sözleşmesi cinsiyet eşitliğinden kaynaklı kadına yönelik şiddeti kısıtlayan sözleşmedir. Şiddeti ve şiddetin biçimlerini tanımlar. Şiddeti önlemeye yönelik olarak madde 4 çerçevesinde hiçbir ayrım yapmaksızın şiddete maruz kalan herkesin devlet tarafından korunmasını öngörür ve emreder. Anayasa’nın 90. Maddesi gereği bağlayıcıdır. Tıpkı yerel yasalarımız gereği uygulanmalıdır.

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Şükran Eroğlu: Bu sözleşme kimseyi parlatmaz. Hiç kimseye ayrıcalık tanımaz. Sözleşme de bu kavramları genişletir. Anayasa 82’de hazırlanmış. Dolayısıyla Anayasa'da henüz literatürde olmayan kavramlar vardır. İstanbul Sözleşmesine öcü gibi bakmak yanlıştır. Sözleşme şiddete odaklanmıştır. Şiddetin nasıl önleneceği, mağdurun nasıl korunacağı, şiddet uygulayanın nasıl cezalandırılması gerektiğini öngörür.

Biz mevcut yasalarda kadına şiddeti direkt olarak suç yapmadık ısrarlı takibi suç yapmadık. Sadece ceza kanunu yeterli değil bu konuda. 6284 bir ceza değil bir tedbir yasasıdır. Şiddetin önlenmesi için ne yapılması gerektiğini söyler. KADES 6284 yüzünden olmuştur. Bu da İstanbul Sözleşmesi çerçevesindedir.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İÇERİSİNDE NELER BARINDIRIYOR?- Önleyici Tedbirler

Şiddetin mağdurlarından "kadına" ayrıca dikkat çekmekle beraber çocukların korunmasını da içermektedir. Sözleşmede taraf devletlerin şiddet konusunda halkın farkındalığını artırmak adına STK’lar ile iş birliği kurması, ayrıca tüm eğitim seviyelerinde konu ile ilgili olarak uzman kadroların oluşturulmasını amaçlar.

- Koruyucu Tedbirler

Sığınma evleri, maddi yardımlar, cinsel şiddetle koordinasyon merkezlerinin kurulması, veri toplama yükümlülüğü gibi maddeler vardır.

- Soruşturma ve Kovuşturma

Özellikle kadına ve çocuğa yönelik şiddet söz konusuysa bunun soruşturulması ve kovuşturulması gerektiği söylenir.

- Bütüncül Politikalar

Şiddeti önleme noktasında ne gerekiyorsa yapılması gerektiği yer alır. Sözleşme önleyici tedbirler kapsamında eğitimi de öngörür. Sözleşmenin en önemli özelliği şiddeti oluşturan zihniyeti ortadan kaldırmaktır.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE NEDEN İTİRAZ EDİLİYOR?Avukat Serdar Öktem: Sadece Türkiye değil, Avrupa’da da artık ürkütücü sonuçlarla karşılaşıyoruz. Adli vakaların çok az görüldüğü Finlandiya’da bile yılda 50 bin kadın ya şiddete ya da tecavüze uğruyor. Danimarka’da 25 bin kadın her sene ya şiddete uğruyor ya da tecavüze uğruyor. Bu durumda tamamen İstanbul Sözleşmesi üzerinden kadın hakları savunuculuğu yapmak çok doğru değil. İstanbul Sözleşmesi olmazsa kadına şiddete engel olamayız algısını doğru bulmuyorum.

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Şükran Eroğlu: İstanbul sözleşmesi bilinmiyor. Taraf devletler farkındalık yaratma ve eğitimi de taahhüt olarak koymuştu ortaya. Sözleşmenin anlatılması farkındalık yaratılması konusunda maalesef devlet üzerine düşeni yapmamış. Kadınlar bu konuda biz çok emek veriyoruz. Her yerde anlatıyoruz. Devletin de taahhüdünü yerine getirmesi gerekiyordu.

Gazeteci Abdurrahman Dilipak: İstanbul Sözleşmesi’ni okuyanların birçoğu sözleşmeleri okumanın tekniği hakkında bilgi sahibi değil. Orada birey hangi anlamda kullanılmış, gender hangi kullanılmış, toplumsal cinsiyet hangi anlamda kullanılmış bilinmiyor. Sadece toplumsal cinsiyet BM insan hakları komiserliği uluslararası sözleşmelerdeki temel kavramlar sözlüğünde 56 sayfa anlatılır. Hak cinsiyet ile etiketlenmemeli. Bir insan hayvanı işkence ederek öldürüyorsa o hayvandan da aşağıdadır.

Kaynak: Haber Global

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Manşet haberler
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •