İktidara yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesi, 'Terörsüz Türkiye' süreci kapsamında kurulan TBMM'deki komisyonun terörist başı Abdullah Öcalan'ı dinlemesi önerisine manşetten sert tepki gösterdi. Yeni Şafak gazetesi, "Komisyon İmralı'ya gitmesin" başlığı ile çıktı. Yeni Şafak’ın “Komisyon İmralı’ya gitmesin” başlıklı manşetini köşesine taşıyan Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. İktidar destekçisi bir gazetenin’ farklı görüş bildirebilme hakkına sahip olduğunu belirten Hakan, devamında manşetin bir ankete dayandığını hatırlatarak anketketlerin her zaman doğru sonuçlar vermeyeceğini dile getirdi ve “Cesaret, daha fazla cesaret” tavsiyesinde bulundu.

Yazısının devamında manşetin bir ankete dayandığını hatırlatan Ahmet Hakan, anket sonuçlarının her zaman doğru sonuçlar vermeyebileceğini savundu ve “‘Aman ha aman! Komisyon’un birkaç üyesi Öcalan’la görüşmesin, aman ha aman!’ falan diye tutturarak ne sorunu çözebilirsiniz ne sorunun çözülmesine engel olmak için iç ve dış fitne odaklarının milyon tane saldırısını bertaraf edebilirsiniz ne de milim yol alabilirsiniz. Yani marşın işaret ettiği gibi: Cesaret, daha fazla cesaret” değerlendirmesinde bulundu.
Ahmet Hakan’ın ‘Yeni Şafak’ın manşetine nasıl yaklaşılmalı’ başlıklı bugünkü köşesinden ilgili bölüm şöyle:
Devlet Bahçeli, “Komisyon İmralı’ya gidebilir” dedi. Ertesi gün Yeni Şafak, şu manşeti attı: “Komisyon İmralı’ya gitmesin.”
Konuyla ilgili İKİ ŞEY söyleyeceğim:
BİRİNCİSİ
YENİ ŞAFAK’IN BUNA HAKKI VAR
Evet. Yeni Şafak, iktidar destekçisi bir gazete. Ancak zaman zaman iktidardan farklı yaklaşımları olabiliyor ya da iktidarın bazı kararlarına itiraz edebiliyor.
İktidarı destekleyen bir gazete olarak Yeni Şafak’ın buna sonsuz hakkı var.
Benim itirazım Yeni Şafak’ın bu tür yaklaşımlarıyla ilgili olarak yazılıp çizilen birbirinden acayip senaryolara.
Ne yani?
Yeni Şafak, iktidarın iyiliğine olacağını düşündüğü konularda aykırı ve farklı tavır koyamaz mı?
Kulaktan kulağa fısıldamıyorlar, arkadan dolanmıyorlar. Ne düşünüyorlarsa güm diye manşetten haykırıyorlar. Parti içi bir kliğe falan yaslanma durumu da yok.
Peki iktidar ne yapıyor bu tutum karşısında? “Emredersin Yeni Şafak” mı diyor? Tabii ki hayır.
Belki faydalanıyor, belki hiç umursamıyor. Bir duyarlılık olarak belki hesaba katıyor, belki katmıyor.
Yani demem o ki... İktidar destekçisi bir gazetenin, iktidarın bazı politikalarına itiraz etmesi o kadar da tuhaf bir şey değildir.
İKİNCİSİ
“KOMİSYON İMRALI’YA GİTMESİN” MANŞETİ
“Areda Survey” isimli şirketin yaptığı ankette halka sorulmuş:
“Terörsüz Türkiye Komisyonu’nun İmralı Adası’na giderek Abdullah Öcalan’la görüşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?”
Cevaplar şöyle gelmiş:
- DESTEKLEMEM: Yüzde 76.7
- DESTEKLERİM: Yüzde 23.3
Yeni Şafak’ın dünkü manşeti, işte bu ankete dayanıyor.
Açık söyleyeyim: “Desteklerim” için yüzde 23.3 çıkması bile çok fazla. Çünkü içinde Abdullah Öcalan geçen bir soruya halktan olumlu cevap gelmez, bunu biliyoruz.
Ama aynı halka “Terör bitsin mi, barış gelsin mi, terör örgütü kendini feshetsin mi” diye sorarsanız. Yüzde 90’ları aşan oranda “evet” yanıtını alırsınız.
Tamam, halkımızda kuvvetli bir Öcalan nefreti var ama halkımızda Öcalan nefretinden bile daha kuvvetli bir barış arzusu var.
Komisyon, Öcalan’la görüşecekse halkımızın kuvvetli barış arzusunu gerçekleştirmek için görüşecek.
Komisyon’un Öcalan’la görüşmesinin bağlamı ne? Şu: Terörü ortadan kaldırmak.
Peki halkımızın arzusuyla yüzde yüz örtüşen bu bağlam, anket sorularına tam olarak yansıyor mu? Hayır.
Dolayısıyla Öcalan’lı anket soruları, her zaman doğru sonuçlar vermez, vermiyor.
Tabii işin şu kısmı da hesaba katılmalı:
“Aman ha aman! Komisyon’un birkaç üyesi Öcalan’la görüşmesin, aman ha aman!” falan diye tutturarak...
Ne sorunu çözebilirsiniz ne sorunun çözülmesine engel olmak için iç ve dış fitne odaklarının milyon tane saldırısını bertaraf edebilirsiniz ne de milim yol alabilirsiniz.
Yani marşın işaret ettiği gibi: Cesaret, daha fazla cesaret.



















