Behzat Ç.'de Sinan Ateş cinayeti ve dikkat çeken ‘emniyet müdürü' detayı! ‘Belki tıpkı gerçek hayattaki gibi…'

Behzat Ç.'de Sinan Ateş cinayeti ve dikkat çeken ‘emniyet müdürü' detayı! ‘Belki tıpkı gerçek hayattaki gibi…'
A- A+

Yakın tarihin en tartışmalı konularından biri olan Sinan Ateş cinayetini konu alan Behzat Ç.’yi irdeleyen Tolga Şardan, ‘emniyet müdürü’ detayına dikkat çekti ve çarpıcı bir analizde bulundu.

"Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikayesi", uzun bir bekleyişin ardından yeni sezonuyla izleyiciyle buluştu. Başrolde yer alan Erdal Beşikçioğlu'nun hayat verdiği Behzat Ç., bu kez yakın tarihin en tartışmalı konularından biri olan Sinan Ateş cinayetini konu alıyor.

“Dizinin ilk bölümünü bir arkadaşımın önerisiyle izledim. Yapım ekibi, Ateş’in öldürülmesinden hemen sonra bu satırların yazarının cinayetle ilgili kaleme aldığı Büyüteç’lerden alıntı yapmış” diye yazan Şardan, “Ancak 52 dakikalık ilk bölümde emniyet müdürünün yaşananlarda hiç etkisi yokmuş gibi bir yaklaşımda bulunulması, süreci başından itibaren yakından takip eden bu satırları yazarının dikkatinden kaçmadı maalesef” tespitinin ardından dikkat çeken detaylar paylaştı.

Senaryodaki “emniyet müdürü” rolünün, gerçek hayatta suikastın yaşandığı dönemde görevde olan eski Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ı hatırlattığının altını çizen yazar, “Önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sağ kolu olan, hem de Süleyman Soylu’nun MHP Genel Merkezi’yle temasını kuran ve MHP’li Olcay Kılavuz başta üst yöneticilerle ilişkilerinde söz sahibi konumundaki Servet Yılmaz’ın, senaryoda böyle gösterilmesinin bir anlamı olmalı elbette. Yoksa görevi sırasında dizinin yapımcılarına sağladığı araç, gereç, personel gibi lojistik destek karşısında, vefa örneği olarak mı değerlendirilmeli Yılmaz’a yönelik soyutlama!” diye sordu.

Yazısının devamında Behzat Ç. ekibinin çok riskli bir dosyaya el attığını vurgulayan Tolga Şardan, “Umarım, filmin sonunda Behzat Ç.’nin meslekten ihraç edilmesiyle sonuçlanan bir sahneyle karşılaşmayız. Belki de yine senaryoda ‘Ateş’in yakın dostu’ olarak tanımlanan emniyet müdürünü yeni güzellemelerle birlikte tıpkı gerçek hayattaki gibi ‘ballı maaşla’ yurt dışı görevle taltif edildiğini görürüz. Kim bilir!” ifadelerini kullandı.

Diziyi köşesine taşıyan T24 yazarı Tolga Şardan’ın ‘Behzat Ç.’de dikkat çeken “müdür güzellemesi”’ başlıklı bölümü şöyle:

Fenomen polisiye Behzat Ç., yeni sezona çok iddialı konuyla giriş yaptı. Dizinin yapımcıları, yönetmeni ve senaristi, Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in 30 Aralık 2022 günü öldürülmesi eylemini “cesur” bir kararla diziye taşıdı.

Henüz birkaç gün önce yayınlanmasına rağmen dizi, ilk bölümüyle sükse yaptı.

Dizide, Cinayet Masası Başkomiseri Behzat Ç. ile ekibine, Ateş suikastını çözme talimatı ve yetkisi verildi.

Yapım ekibinin, son dönemdeki en önemli siyasi cinayet olarak tanımlanan, özellikle Emniyet-Adliye-AKP-MHP-Ülkücü camia düzleminde epeyce tartışılan ve iktidar içinde sıkıntı yaratan Ateş suikastını gündemde tutabilmek amacıyla sahnelemesi takdir edilesi bir durum kuşkusuz.

Bu arada -Etimesgut Belediye Başkanlığı’ndan bağımsız- dizinin lokomotif oyuncusu Erdal Beşikçioğlu da ayrı bir tebriki hak etti kanımca. Beşikçioğlu, Ateş’in ailesi ile bir araya geldi, acılarını paylaştı. Destek verdiğini gösterdi.

Ayrıca ilk bölüm olmasına karşın ciddi biçimde sistem eleştirisi yapıldığını görmek mümkün.

Dizinin ilk bölümünü bir arkadaşımın önerisiyle izledim.

Yapım ekibi, Ateş’in öldürülmesinden hemen sonra bu satırların yazarının cinayetle ilgili kaleme aldığı Büyüteç’lerden alıntı yapmış.

Örneğin, olayın şüphelilerinden Tolgahan Demirbaş’ın, gözaltına alınması sırasında yanında olan MHP Milletvekili Olcay Kılavuz’un polis ekibine hitaben “siz gidin, sahibiniz gelsin” sözünü söylemesi, polisin hazırladığı gözaltı tutanağının savcılık evrakı içinde yer almaması gibi önemli gelişmeleri, Büyüteç okurları henüz o günlerde öğrendi.

İlk bölümü izlediğimde dikkatimi çeken diğer bir konu ise cinayet sırasında görev başında olan emniyet müdürüne atfedilen “güzelleme” oldu. Bu güzellemenin kararını, yapımcılar mı, yönetmen mi yoksa senarist mi verdi, bilemiyorum.

Ancak 52 dakikalık ilk bölümde emniyet müdürünün yaşananlarda hiç etkisi yokmuş gibi bir yaklaşımda bulunulması, süreci başından itibaren yakından takip eden bu satırları yazarının dikkatinden kaçmadı maalesef.

İki yıldan fazla süre önce gündeme gelen olayları yeniden gündeme taşımak istememekle birlikte, senaryodaki “emniyet müdürü” rolünün, gerçek hayatta suikastın yaşandığı dönemde görevde olan eski Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ı hatırlattığının altını çizeyim.

Yılmaz’ın cinayetin işlendiği dönemdeki sürece yaklaşımlarını Büyüteç’in devamlı okurları gayet iyi hatırlar.

Aynı zamanda hem koltuğu zorunlu bıraktıktan sonra görevi devralan mevcut İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın icraatlarıyla tartışılan hale dönüşen önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sağ kolu olan, hem de Soylu’nun MHP Genel Merkezi’yle temasını kuran ve MHP’li Olcay Kılavuz başta üst yöneticilerle ilişkilerinde söz sahibi konumundaki Yılmaz’ın, senaryoda böyle gösterilmesinin bir anlamı olmalı elbette.

Yoksa görevi sırasında dizinin yapımcılarına sağladığı araç, gereç, personel gibi lojistik destek karşısında, vefa örneği olarak mı değerlendirilmeli Yılmaz’a yönelik soyutlama!

Dizi ekibi, senaryoda yer aldığı şekliyle “Emniyet Müdürü”nün, Başkomiser Behzat Ç.’nin müdürüne yönelik “Bedeli ne olursa olsun, bu olay çözülecek. Organize müdürüne talimat verdim. Beni bilirsin atadan babadan adamım ben. Kimse bu ülkenin milliyetçilerini sokak ortasında vuramaz. Buna müsaade etmem. Öyle bir şey varsa kafalarını ezerim” şeklindeki sözleri, süreci yakından takip eden gazeteci olarak bu satırların yazarında en basit haliyle tebessüme neden oldu!

“Bunlar senaryo gereğince öyküleştirilen roller” denilmesi mümkün elbette.

Ancak, “siz gidin, sahibiniz gelsin” cümlesine yer verilebilen bir senaryoda, “siyasinin danışmanına kafa tutabilen, hakkında sinkaflı küfürler konularak” Ateş’in anısına saygı gösterdiği işaret edilen emniyet müdürüne yönelik güzelleme yapmak yerine, gerçek hayatta cinayetten sonra Ankara Emniyet Müdürü’nün MHP Milletvekili Kılavuz başta olmak üzere hangi MHP’li siyasilerle, hangi görüşmeleri yaptığını sorgulayan sahneler konulsaydı, hem daha gerçekçi hem de Ateş’in anısına daha çok saygı gösterilmiş olurdu sanırım.

Diziyi izleyenler, siyasetçinin danışmanına yönelik emniyet müdürünün tepkisine ne kadar inandılar bilemiyorum!

Ateş Ailesi’nin de bir de bu gözle diziyi izleyip anlamlandırmasında fayda var.

Bakalım, ilerleyen bölümlerde nelerle karşılaşacağız?

Mesela, gerçek hayatta cinayetten sadece dört gün önce MHP’li Olcay Kılavuz’un İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu ziyaret etmesini ya da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Ateş’le ilgili İçişleri Bakanlığı’ndan kendisine ulaştırılan ve “Ateş’in FETÖ’cü olduğu” bilgisinin yer aldığı özel notun doğruluğunun tartışıldığını görecek miyiz?

Behzat Ç. ekibi çok riskli bir dosyaya el atmış görünüyor.

Umarım, filmin sonunda Behzat Ç.’nin meslekten ihraç edilmesiyle sonuçlanan bir sahneyle karşılaşmayız.

Belki de yine senaryoda “Ateş’in yakın dostu” olarak tanımlanan emniyet müdürünü yeni güzellemelerle birlikte tıpkı gerçek hayattaki gibi “ballı maaşla” yurt dışı görevle taltif edildiğini görürüz. Kim bilir!

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Manşet haberler
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •