Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Özgür Özel'e erken seçim cevabı: "Milletin seçim diye bir gündemi yok..!"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Özgür Özel'e erken seçim cevabı:
A- A+

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, "Önümüzdeki günlerde olumlu haberlerin alınacağı bir sürece giriyoruz. Bu hayırlı sürecin herhangi bir yol kazası yaşanmadan karanlık ve kirli mahfiller tarafından sabote edilmesine fırsat vermeden mümkün olan en kısa sürede başarıyla neticelenmesini temenni ediyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarından öne çıkan satır başları şöyle; Sizlerin vasıtasıyla ekranları başında bizleri izleyen radyo kanallarında ve sosyal medya platformlarında toplantımızı takip eden tüm vatandaşlarıma selam ve sevgilerimi yolluyorum.

Son günlerde hadsiz ve seviyesiz saldırıların muhatabı olan Ak Gençlik'i heyecanlarında, coşkularında, duruşlarında ülkemizin aydınlık yarınlarını gördüğüm genç arkadaşlarımı bugün özellikle selamlıyorum. Dost yüreklere güven veren, rakiplere korku salan çalışmalarından dolayı gençlerimizi canı gönülden tebrik ediyorum.

Türkiye'nin dört bir yanında AK Parti'nin millete hizmet sancağını gururla taşıyan her bir yol arkadaşıma Teşekkür ediyorum.

Grup toplantımızın, burada yapacağımız istişare ve değerlendirmelerin ülkemiz, milletimiz, demokrasimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Toplantımızı teşrif eden misafirlerimize bir kez daha hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum.

"ŞEHİT MEHMETÇİKLERİMİZİ RAHMETLE VE MİNNETLE YAD EDİYORUM"

6 Temmuz Pazar günü 3 yıl önce şehit düşen Piyade Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt'un naaşını bulmak için yürütülen arama tarama faaliyetinde mağarada biriken yoğun metan gazına maruz kalan 19 kahraman askerimizden on ikisi maalesef şehit oldu.

Konuşmamın hemen başında bir kez daha şehit Mehmetçiklerimizi rahmetle ve minnetle yad ediyorum.  Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim bizlere aziz şehitlerimizin ölmediğini, yaşadıklarını ancak bunu bizim bilemeyeceğimizi Allah katında onların rızıklandırdıklarını müjdeliyor. Biz bu ilahi müjdeye tüm kalbimizle iman ediyoruz. Onlar peygamberlik makamından sonra rütbelerin en yücesine kavuştular. Rabbimizin nimetiyle rızıklanıyorlar. Rabbim onlardan razı olsun. Mekanlarını inşallah cennet eylesin diyorum.

Şehitlerimiz yalnızca cesaretleriyle değil, faziletleriyle de temayüz etmişlerdir. Ay yıldızlı al bayrak uğruna canlarını feda eden kahramanların yüreklerimize ateş düşüren nice anısı, nice vasiyeti örnek alınacak nice hikayesi var.

TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİ

Önümüzdeki günlerde olumlu haberlerin alınacağı bir sürece giriyoruz. İnşallah önce Terörsüz Türkiye ardından terörsüz bölge hedefimize ulaşarak şehitlerimizin ruhlarını şahit edecek onların fedakarlıklarının boşa gitmediğini dost düşman herkese göstereceğiz.

Daha önce de pek çok kez ifade ettim. Terörsüz Türkiye çalışmalarının hiçbir yerinde şehitlerimizin hatırasına gölge düşürecek, onların ruhunu incitecek bir adım yoktur ve olamaz.

Şehitlerimizin uğruna can verdiği değerlerin rehberliğinde Türkiye'yi inşallah yarım asırlık bir musibetten kurtarıyor, ülkemizin ayağına vurulmuş bu kanlı prangayı tamamen söküp atıyoruz.

Şehitlerimizin fedakarlıklarıyla yazılan kardeşlik destanımızı çok daha güçlü çok daha muhkem bir şekilde geleceğe taşıyoruz. Şunu vatandaşlarımızın çok ama çok iyi bilmesini isterim. Terör duvarı yıkıldıktan sonra Allah'ın izniyle her şey çok daha farklı olacak. Daha fazla acının daha fazla gözyaşının önüne geçilecek. Bunun da kazananı hep söylediğim gibi Türk'ü ile Kürt'ü ile Arap'ı ile tüm Türkiye olacak. Ardından tüm bölgemiz ve bölgedeki kardeşlerimiz olacak. Ne yapıyorsak İşte bu anlayışla bu hassasiyetle yapıyoruz.

"ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE OLUMLU HABERLERİN ALINACAĞI BİR SÜRECE GİRİYORUZ"

Pazartesi günü Dem parti heyetini Külliye'mizde kabul ettik. Oldukça verimli, yapıcı, samimi bir görüşme gerçekleştirdik. Terörsüz Türkiye hedefimizi kuvveten teyit ettik. Önümüzdeki günlerde olumlu haberlerin alınacağı bir sürece giriyoruz.

Bu hayırlı sürecin herhangi bir yol kazası yaşanmadan karanlık ve kirli mahfiller tarafından sabote edilmesine fırsat vermeden mümkün olan en kısa sürede başarıyla neticelenmesini temenni ediyoruz.

Cumhur İttifakı ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin dünkü grup toplantısında verdiği güçlü mesajlardan ötürü kendisine bir kez daha kalpten teşekkür ediyorum.

YANGINLARIN TAMAMINI HAMDOLSUN KONTROL ALTINA ALDIK

Son haftalarda hepimizi yaralayan çok sayıda orman yangını meydana geldi. 1387'si ormanlık alanda 1895'i orman dışı alanlarda olmak üzere bu yıl toplam 3282 yangın farklı şehirlerimizi etkisi altına aldı. Yangınlara ilk andan itibaren 27 uçak 105 helikopter, 6 bin kara aracı, 25 bin personelle müdahale ettik. Hava araçlarımız yaz başından bu yana 19 bin 880 sorti yaptı. 65 bin 300 ton su attı. Bu yangınların 864'ü ise 26 Haziran'dan sonra yaşandı. Yani yılbaşından itibaren çıkan yangınların 4'te biri sadece son 13 günde vuku buldu. Yangınların tamamını hamdolsun kontrol altına aldık.

Son iki haftada İzmir, Sakarya, Hatay, Bilecik, Manisa, İstanbul ve Bursa'da ciddi boyutlara ulaşan 20 büyük yangına karşı amansız bir mücadele verdi. Bu vesileyle orman yangınlarının bertaraf edilmesinde canları pahasına görev yapan tüm personelimize buradan teşekkür ediyorum.

Küresel ısınma ve iklim krizinin yol açtığı sorunları Avrupa'dan Amerika'ya herkes yaşıyor. Avrupa ülkeleri bizim gibi ciddi orman yangınlarıyla mücadele ederken Amerika'nın Texas eyaleti son yılların en büyük sel felaketi ile boğuşuyor. Akdeniz kuşağında yer alan bir ülke olarak iklim krizini çok daha şiddetli bir şekilde hissediyoruz. 2021 yılında kendi özel koşullarımızı ve kalkınma hedeflerimizi ön planda tutarak iklim anlaşmasını imzaladık. Paris İklim Anlaşması'nın devamı ve gereği niteliğindeki iklim kanunumuz da Meclis'imizde kabul edildi. İklim kanunu ile afetlerin sebep olduğu kayıp ve zararları asgari seviyeye indireceğiz.

Ulusal katkı beyanımız doğrultusunda hazırladığımız eylem planlarımızla sera gazı emisyonlarını azaltacağız. Temiz teknolojinin kullanımını ülkemizin tamamını kapsayacak şekilde daha da yaygınlaştıracağız. iklim kanunu ile aynı zamanda sektörlerimizin daha temiz ve daha verimli üretim süreçlerini yasal güvence altına aldık.

Şunu da açık ve net ifade etmek isterim. Tarım yasaklanacak, çiftçi istediği ürünü ekemeyecek, millete yapay et yedirilecek, türünden safsatalarla bu kanunu kötülemek çok büyük bir şuursuzluk örneğidir.

Paris iklim anlaşmasıyla küresel güçlerin tarım arazilerimize el koyacağı iftirasını kulaktan kulağı yaymaya çalışanlar milletimize ve devletimize karşı yürütülen sinsi operasyonun bilinçli veya bilinçsiz maşalığını yapmaktadır. Milletimizin her bir ferdi şu konuda emin olsun iklim kanunu tamamen yerli ve milli bir kanundur.

Halkımızın sırtına yük bindirmek için değil, evlatlarımızda daha temiz bir çevre, daha sağlıklı bir gelecek bırakmak için hazırlanmıştır. Buradan komplo teorileriyle mantıklı düşünme yeteneklerini kaybedenlere de şunu hatırlatıyorum.

Değil tarım alanlarımızı bir karış toprağımızı dahi teslim alacak güç dünya üzerinde henüz mevcut değildir. Türkiye'yi ve Türk milletini savunmaktan asla vazgeçmeyiz.

"CHP'NİN HAZIMSIZLIĞININ KÖKLERİ 14 MAYIS 1950'YE KADAR UZANIYOR"

Değerli milletvekilleri, kıymetli yol ve dava arkadaşlarım, Türk siyaseti tarihinin en tuhaf en hayret verici, en ibretlik dönemlerinden birini yaşıyor. Çok partili hayata geçtiğimiz yıldan itibaren, siyasette renkli simalar, akıl sınırlarını zorlayan hadiseler hep ola gelmiştir. Ama böylesine bir dönem ilk defa yaşıyoruz.

Aslında CHP'nin hazımsızlığının kökleri 14 Mayıs 1950'ye kadar uzanıyor. CHP ve devamındaki zihniyet, milletin iradesine sahip çıkıp Demokrat Parti ve Menderes'i iktidara getirmesini asla kabullenemedi. Siz bakmayın bunların demokrasi, özgürlük, hak, hukuk laflarını ağızlarından düşürmediklerine, bunların demokrasiden anladıkları darbeyle, kargaşayla, iç ve dış güçlerin kumpaslarıyla millet iradesini tepeleyip iktidarı gasp etmektir.

Bunların özgürlükten anladığı milletin değerlerini hakaret etmek, milletin öz evlatlarını muhtelif yaftalarla eğitimden iş hayatından sosyal hayattan uzak tutmaktır. Bunların hak ve hukuktan anladığı 86 milyonun tamamına değil sadece ve sadece kendilerine hizmet edecek yargı, medya, bürokrasi, iş dünyası ve sivil toplumdur.

"MİLLETTEN SANDIKTA ÖYLE BİR ŞAMAR YEDİLER Kİ, BİR DAHA KENDİLERİNİ TOPARLAYAMADILAR"

Velhasıl CHP için kendilerine tabi olmayan, kendi ellerine teslim edilmeyen her şey kötüdür. Biz AK Parti olarak CHP ile 2002 Kasım ayından beri geneliyle, yereliyle, halk oylamasıyla tam 18 defa sandıkta kozlarımızı paylaştık. Bunlara yabancı değiliz. İyi tanırız bunları. Son yıllarda bu yarışı ittifak çatıları altında da yürüttük.

Peki sonuç ne oldu? Bu seçimlerin tamamında kendi arkadaşlarının ifadesiyle AK Parti ve Cumhur İttifakı CHP'yi yendi de yendi, yendi de yendi. Hatta geçen Cumhurbaşkanlığı seçiminde altılı masa diyerek güya tüm muhalefeti bir araya getirdiler. Ne oldu? Yine yenildiler. Sadece yüzde altmışla kesin geliyor dedikleri Bay Kemal'i değil yanında yöresinde kim varsa hepsini birden sandığa gömdük.

Daha seçim kazanmadan 'Emredersiniz Sayın Cumhurbaşkanım' diyerek Bay Kemal'e şirinlik yapan sağlı sollu kapı kullarını da hezimete uğrattık. Milletten sandıkta öyle bir şamar yediler ki, bir daha kendilerini toparlayamadılar. Güya anketlere göre tarih yazmışlardı  ama tarih olup gittiler. Konuşmalarında tutarlılık desen yok.

"DAHA İYİ ANLIYORUZ Kİ CUMHUR İTTİFAKI OLARAK ÜLKEMİZE HER BİRİ ALTIN KIYMETİNDE 5 YIL KAZANDIRDIK"

Türkiye'nin umudu diyerek pazarladıkları Bay Kemal'e bugün layık gördükleri muameleyi hepimiz ibretle takip ediyoruz. Son tartışmalar ışığında daha iyi anlıyoruz ki Cumhur İttifakı olarak ülkemize her biri altın kıymetinde 5 yıl kazandırmakla kalmamış aynı zamanda milletimizin istikbalini de kurtarmışız.

Değerli arkadaşlar şimdi bu partinin başında şaibe ile anılan Kasım 2023 kurultayının ardından getirilen bir şahıs var. Oturduğu koltuğu bir türlü dolduramayan bu zat her fırsatta kürsüye çıkıyor, affedersiniz meyhane ağzıyla bağırıyor, çağırıyor, höykürüyor. Tuhaf el kol hareketleri yapıyor. Sonra da dönüp arkasını gidiyor. Bir sonraki kürsüde daha önce söylediklerinin tam tersi bir sürü zırvayı arka arkaya sıralayıp yeni hezeyanlara yelken açıyor.

"AHTAPOTUN FARKLI İL VE İLÇELERDEKİ KOLLARI BİRER BİRER DEŞİFRE OLMAYA BAŞLADI"

CHP Başkanı sıfatıyla mecburen maruz kaldığımız bu şahsın sahnedeki garip hallerini çekirdek çitleyip çay içerek seyrediyor, gülüyor, eğleniyor, sonra da işimize gücümüze bakıyoruz. Bir nevi bedava komedi. Ülkeye bir faydası yok. Ama en azından milleti eğlendiriyor. Fakat Türkiye açısından trajikomik bir durumla karşı karşıyayız. Çünkü bu pespayeliğin gerisinde utanç verici bambaşka bir tablo var.

Değerli kardeşlerim biliyorsunuz Yargı, Cumhuriyet tarihinin en büyük hırsızlık çetesine gelmiş geçmiş en pervasız organize suç örgütüne yönelik bir soruşturma açtı. Şikayet edenlerin şikayet edilenlerin rüşvet alanların şehirleri adeta haraca bağlayanların insanları zor duruma düşürüp soyanların hepsi CHP'li. İstanbul'dan başlayan bu hırsızlık, haraç, rüşvet düzeni dalga dalga pek çok ile ilçeye uzandı. Yani ahtapotun farklı il ve ilçelerdeki kolları birer birer deşifre olmaya başladı. Diğer şehirlerde de manzara aynı. Orada da şikayet edenlerin ve edilenlerin cemi cümlesi CHP'li.

Gazetelere ve televizyonlara yansıyanları sizler de görmüşsünüzdür. Bakın burada sadece bir örneği sizlerle paylaşacağım. TOKİ ile yarışacak vizyon projemiz dedikleri İzmir'deki kooperatif skandalında failler de mağdurlar da feryatlarını CHP genel merkezine duyuramadıkları için gidip haklarını mahkemelerde arayanlar da CHP'lilerden oluşuyor.

"YÜZYILLIK HALK PARTİSİ, OLMUŞ HARAÇ PARTİSİ"

İşin daha vahim tarafı skandal henüz inşaat aşamasındayken demirden çaldıkları için patlak veriyor. Çünkü şurası da son derece önemli. Söz konusu kooperatif CHP yönetiminin bu modeli Türkiye'nin her iline yayacağız diyerek örnek gösterdikleri bir proje. Hani derler ya, güler misin, ağlar mısın? Bunlarınki tam o hesap.

Yüzyıllık halk partisi, olmuş haraç partisi. Neticede yüzlerce mağdur son çare olarak gidiyor, yargıya başvuruyor. Yargının tek yaptığı, önüne gelen bu şikayetlerin gereğini yerine getirmekten ibaretti. Yani ortada siyasi değil, tamamen hukuki bir süreç var. Ve bu sürecin hiçbir tarafında hamdolsun biz yokuz.

"CHP ZİHNİYETİNİN EN SON KURBANI BAKLAVA OLMUŞTUR"

Gözaltılar olunca hemen siyasi operasyon dediler. Rüşvet görüntüleri ortaya çıkınca yerlerine oturdular. Şimdi CHP Genel Başkanı çıkmış 'Şok oldum' diyor. İyi ki şok oldun. Sen bu kafayla gidersen Özgür Efendi, daha çok şok olursun. En sonunda rezil rüsva olursun. Bunlar ellerine attıkları her şey gibi ülkemizin en meşhur markalarından olan baklavayı da kirletmişlerdir.

CHP zihniyetinin en son kurbanı baklava olmuştur. Şu gerçeği CHP'nin kabullenmesinde fayda olduğuna inanıyorum. CHP yönetimi hırsıza, yolsuza, sahtekara, sırf kendi partilerinden diye hoşgörülü davranabilir fakat devletin hiçbir kulumu böyle yapmaz, yapamaz. Çalınan her kuruşun alınan her rüşvetin çökülen her kamu malının hesabını hukuk önünde sormak yargı ve emniyet birimlerinin asli vazifesidir.

Altını çizerek tekrar söylüyorum. İster valizde ister baklava kutusunda olsun. Rüşvet aldıysanız vatandaşa harcanması gereken kaynakları birilerine peşkeş çektiyseniz milletin emanet ettiği belediyeleri arpalığa çevirdiyseniz halkın parasını götürdüyseniz kusura bakmayın yargıya tıpış tıpış hesap vereceksiniz.

"BİZE SALDIRANLARIN HİÇBİRİ SİYASET SAHNESİNDE TUTUNAMADI"

Değerli arkadaşlar aslında biz bu tür yalan, iftira, husumet üzerine kurulu saldırılarla ilk defa karşılaşmıyoruz.

İlk gençlik yıllarımızdan beri bu zihniyetle ve arkasındaki güçlerle mücadele ede ede bugünlere geldik. Bize saldıranların hiçbiri siyaset sahnesinde tutunamadı.

Başka türlü söyleyince beyler alınıyor. Mecazen diyerek onları rahatlatalım telef olup gittiler. Ama biz ülke ve millete hizmet davamızın peşinde Allah'ın yardımı Aziz milletimizin desteğiyle sarsılmadan mücadeleye devam ediyoruz. Bizi engellemek için kumpastan darbeye şantajdan tehdide ekonomik tuzaktan sokak terörüne kadar her yolu denediler. Aldıkları sınırsız uluslararası desteğe rağmen başaramadılar.

"SEÇİM 2028'DE YAPILACAK"

Demokratik sistem içerisinde demokrasimizin sunduğu imkanları kullanarak meşruiyetten asla ayrılmadan mücadelemizi sabırla yürüttük. Tabi burada şunu da ifade etmek durumundayım. Son dönemde çıkardıkları gürültünün satır aralarına baktığımızda yine aynı aklı aynı yöntemleri görüyoruz. Öyle ki Batılı ülke ve kurumlara 'Türkiye'ye niçin müdahale etmiyorsunuz? Eskiden yapardınız' diyecek kadar alçalabildiklerine şahit olduk.

Yabancı medya kuruluşlarına siyaset odaklarına yaptıkları şikayetlerle ülkelerine nasıl ihanet ettiklerini en iyi sizler biliyorsunuz. Velhasıl 1950'den beri hep yaptıkları gibi iktidarı yine karanlık mahfillerin dış güçlerin antidemokratik şebekelerin desteğinde arıyorlar.

CHP'nin başındaki zat bir süredir sandık da sandık deyip duruyor. Bu ülkede CHP'nin demokrasiye sapladığı hançerler dışında sandık daima milletin ve siyasetçinin baş tacı olmuştur.

"MİLLET BİZE ÜLKEYİ 5 YIL YÖNETME GÖREVİ VERDİ, BU SÜREYİ SONUNA KADAR KULLANACAĞIZ"

Oysa şunu kendisine bir kere daha hatırlatıyor Anayasa ve seçim kanunu değişmediğine göre Cumhurbaşkanı ve Milletvekilliği seçimi 2028 yılında Mahalli İdareler seçimleri 2029 yılında yapılacak. Bay Özgür takvimde parmağını rastgele bir pazar gününe bastırıp şu tarihte seçim yapılsın demek sizin kendi hayaliniz olabilir. Ama siyasetin ve milletin böyle bir gündemi yok.

Millet en son seçimde bize yüzde 52,18 ile ülkeyi beş yıl yönetme görevi verdi. Allah'ın izniyle bu süreyi sonuna kadar kullanacağız. Dolayısıyla bu zatın şu anda hangi sandıktan hangi seçimden bahsettiğini bilmiyoruz. Bunlar sandığı kendi iş mücadelelerinde sergiledikleri tiyatronun bir aksesuarı sanıyorlar. Halbuki unutma sandık namustur. Cumhuriyet de bir kurallar ve kurumlar rejimidir.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Manşet haberler
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •