CHP lideri Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yönelttiği eleştirilere bugün düzenlediği açıklamayla karşılık verdi ve gündemdeki ‘ahtapot’ polemiğine yeniden dikkat çekti.
Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınıp tutuklanmasına dair iddialar sonrasında başlayan CHP-AK Parti gerilimi, liderlerin ‘ahtapot’ benzetmesi üzerinden karşılıklı açıklamalarıyla devam ediyor.
Bilindiği üzere ana muhalefet, cumhurbaşkanı adayı olarak belirledikleri İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarına yöneltilen suçlamaların altının boş olduğunu söylüyor, iktidar kanadıysa ‘bir mafya düzeni’ kurulduğu iddiasını sürdürüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Uluslararası ayağı olan kolları Anadolu'ya uzanan ahtapot tipinde bir suç örgütü ortaya çıktı” ifadesiyle başlattığı polemikte son olarak şu sözlerle el artırmıştı:
“Neredeyse her gön suç örgütünün hırsızlığı, sahtekarlığı ortaya çıkıyor. İstanbul kaynaklarının nasıl yağmalandığı ortaya çıkıyor. İstanbul'dan Türkiye'ye uzanan ahtapotun kolları bir bir deşifre oluyor. Örgütün kimleri haraca, rüşvete bağladığını kendi arkadaşları itiraf ediyor.
İstanbul'daki mafya düzeninden bahsediyorlar ama ne bir mahcubiyet ne bir utanma söz konusu. (...)"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'se bahse konu 'ahtapotu' Erdoğan’dan başka kimsenin görmediğini, yalan tanıklıklarla suç üretilmeye çalışıldığını savunuyor:
"İstanbul'dan Türkiye'ye ve yurt dışına uzanan ahtapotun kolları bir bir deşifre oluyor" sözlerine yanıt veren Özel, "Sadece kendi gördüğü bir ahtapota milleti inandırmaya çalışıyor. Yanlış bir iş. Bir şeyi bir kişi görüyorsa bunun psikolojide, psikiyatride bir adı var.”
Ana muhalefet lideri, partisinin bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında söz konusu benzetmelere bir kez daha yanıt vereceğini açıkladı:
"Ben yarın ona bir ahtapot göstereceğim. Savcının yöneltmediği suçlamayı ispatlanmış gibi söylüyor. Ben bir tek Erdoğan’ın gördüğü ahtapotu grup toplantımızı izleyen herkese göstereceğim inşallah."
Ve Özel, bugün Meclis kürsüsüne çıktı.
İlk olarak İstanbul'da AKP'li Fatih, Bayrampaşa ve Bahçelievler Belediyeleri'nde Sayıştay tarafından tespit edilen usulsüzlükleri anlattı:
'FATİH BELEDİYE BAŞKANI İSYANDA'
"Şimdi Fatih'ten başlayacağım. Fatih Belediye Başkanı isyanda 'Niye Esenler dururken Fatih'ten başlıyor' diye.4 Temmuz 2024 tarihli Sayıştay kararı. "İstanbul Fatih Belediyesi'nde bir önceki yılın işlemlerinde belediye başkan yardımcılarının birden fazla huzur hakkı alması başlığıyla bunun suç olduğu oy birliğiyle görüldüğünden suç duyurusunda bulunulmasına"... "Reklam panolarının ihalesiz olarak kullanıldığı anlaşıldığından... "
İhalesiz, istediği birine.. Büyük kamu zararı vardır. Sadece örnekler sunuyorum. İdare tarafından spor kulübüne taşınmaz tahsisi yapılmaz. Yapmış. Yandaşlar tesislerden para kazanıyor. Yapamazsın bunu. Belediyeden vermiş, adam da orada kafe işletiyor falan.
'FATİH BELEDİYESİ AÇISINDAN TURPUN BÜYÜĞÜ'
Fatih açısından turpun büyüğüne gelelim. "İdarece öğrenci yurt binası yapılması ve işletilmesi kaydıyla tahsis edilen arsa üzerine yapılan binanın turistik otel olarak işletildiği, bu otelin 2015'te yapıldığı, 10 yıldır işletildiği, mevcut Fatih Belediye Başkanı'nın eleştirilmesine rağmen işlem yapmadığı, otelin adı "..." adıyla ruhsatsız bir şekilde..." Ruhsat yok arkadaşlar, yangın çıksa... "İnternette bahse konu otelin web sitesi olduğuna, otel hakkında son 5 yıl öncesinden günümüze kullanıcıların yorum yaptığı ve müşteri kabul ettiği anlaşıldığından suç duyurusunda bulunulmasına..."Bunlara soruşturma açmıyor. Tut ki Fatih Belediyesi bizimdi. Bütün bürokratlar Silivri'de miydi, değil miydi?
Canım benim demiş ki 'Bayrampaşa dururken Fatih'i anlatacakmış' Bir bakayım dedim, ne diyor diye.
Mart 2024 öncesi AK Parti'nin yönettiği Bayrampaşa Belediyesi. Belediye tesisinde Ocak 2024'te spor eğitimi verecek eğitmenler için ihale açmış. 1.4 milyon TL'ye bir şirkete vermiş 'eğitmen getireceksin 6 ay boyunca' diye. Belediye bize geçmiş. Arkadaşlar bakmış tesiste kimse yok. Sorumlu yok, kaçmış.
Bizimkiler bir sorumlu atamış. Aylarca çalışıyor gösterilen personelleri kimse hiçbir zaman görmemiş. Bunun üzerine soruşturma açılmış, 19 Eylül'de kaymakamlığa teslim edilmiş. Tık yok. Önceki belediye başkanı ortalıkta geziyor. İhaleyi yapan, ihaleyi alan ortalıkta gezebiliyor. Niye? AK Partili.
Bizimkilerde bir kuruş para alışverişi yok. İçerideler.
Sonra İstanbul İl Başkanımıza dedim ki 'Fatih tek olmasın, başkasına da bakalım'
Bahçelievler Belediyesi. Temmuz 2024 temizlik ihalesi. Bütün şirketler giriyor içeri temizlik için. Temizlik aracı var şoförünü düşünüyor, mazotunu düşünüyor herkes teklif veriyor. Bir tanesi 565 milyona ihaleyi alıyor. Bu şirket daha sonra bir bakılıyor bir ihale daha açılıyor.
Bu şirketin arabalarına şoför ihalesi. Diğerleri şoförü de koyuyor, bu koymuyor. Bu sefer 278 milyon şoför parası koyuyorlar. Bunu da bu şirket alıyor. İki ihale var, tek ihale yapılmalıydı diyor ve bunun üzerinden Bahçelievler Belediyesi'ne hiçbir işlem yapılmıyor. Şirket Bilginay Temizlik. Beşiktaş'ta bir ihale aldığı için Rıza Akpolat 130 gündür içeride.
Şimdi bu ahtapotu sürekli kendi kendine bir ahtapot görüyor. Ahtapotun kollarını arıyorsan işte Fatih, Bayrampaşa, öbür kolunda Bahçelievler Belediyesi. Pek yakında Esenler Belediyesi. Ama esas ahtapotunu göstereyim:
Özel'in açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
- "Geçtiğimiz hafta İstanbul'da tarihi bir toplantıya ev sahipliği yaptık. 89 ülkeden kardeşlerimiz Sosyalist Enternasyonel çağrısıyla İstanbul'da toplandı. Pedro Sanchez başkanlığında sosyal demokratların, sosyalistlerin neler yapabileceğini değerlendirdi.
- Mülteci sorunuyla baş başa bırakılan Türkiye'nin bu meseleyi nasıl aşacağını, Filistin'i, Trump'ın Gazze üzerindeki hayallerini, Rusya - Ukrayna savaşını, işgalini hepsini konuştuk.
- Ve elbette 19 Mart'ta girişilen ve büyük bir direnişle, bir hafta süren Saraçhane eylemleriyle, 81 ilde demokratların ayağa kalkmasıyla geleceğimize yapılan darbeyi püskürttük. Bir sonraki cumhurbaşkanımız Ekrem İmamoğlu'na sahip çıktık.
'BİRKAÇ SAAT SONRA İSMET PAŞA'YA DİL UZATACAK'
- Biz hayatımız boyunca darbeye karşı olduk. Bugün birileri emin olun birkaç saat sonra devletin imkanlarıyla çıktığı kürsüde Cumhurbaşkanı sıfatı duruyorken, kendisi şu anda Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ve İsmet Paşa'nın makamında oturuyorken 27 Mayıs darbesi üzerinden...- Ki CHP o darbenin mağdurlarıyla tek adam rejimine karşı bugün getirilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne karşı birlikte mücadele etti.
- O darbenin hedefi Demokrat Parti, altılı masada CHP'yle oturdu. 27 Mayıs, onun yarattığı mağduriyet, başbakanın, bakanların asılması gibi bir vehamet üzerinden CHP'yi hedef gösterecek.
- İsmet Paşa'ya dil uzatacak. O dili, o tüm kirli sözleri, seçimi kaybettiği gece 'Ben kaybettim, demokrasi kazandı' diyen İsmet Paşa'nın hatırası önünde eğilip o kirli dili şimdiden kınıyorum. O sözleri cunta başına şimdiden iade ediyorum.
- Sen cumhurbaşkanı oldun ama cunta başı olarak siyaseti noktalıyorsun.
15 TEMMUZ'U ANLATTI
- 14 Temmuz günü akşam geç saatlere kadar Meclis çalıştı. 15 Temmuz'da gece Meclis kapandı. Nöbetçi grup başkanvekiliydim, Ankara'daydım. Tanklar harekete geçtiğinde, uçaklar uçarken, meselenin bir darbe olduğu anlaşıldığında bir dakika tereddüt etmeden 'Ankara'da olan herkes CHP'ye gelsin' dedim.- Dedim ki; 'Genel başkanın hava sahası kapanmış, İstanbul'a inmeye çalışıyor. Darbeler seçilmişleri hedef alır. Meclis'i açtırmalı, orada direnmeliyiz." Hiçbir arkadaşım tereddüt etmedi. Kimi 'Evde silahım var, alsam mı' dedi.'
- Teker teker o dönemin Meclis Başkanı, Meclis Başkanvekilleri, herkesi arayıp 'Meclis'i açalım, direnelim' dedik. Gırtlak gırtlağa geldiğimiz İsmail Kahraman 'Büyük bir demokrasi örneğidir, dayanışmadır' deyip sarıldı diye gündem oldu.
- Kot pantolon üzerine emaneten bir gömlekle kürsüye çıkıp 'Bütün darbecilerin sonuna kadar karşısındayız. Seçilmişin arkasındayız, darbenin karşısındayız' dedik.
'SANA DARBE YAPILIRKEN ANLATTIK, SEN İMAMOĞLU'NA DARBE YAPARKEN Mİ SUSACAĞIZ?'
- Biz birileri gibi konjonktürel demokrat değiliz. Biz 'demokrasi tramvayına bindik, işimize gelmezse ineriz' diyen Recep Tayyip Erdoğan değiliz. Demokrasiyi tramvaya benzetiyorsan biz onun raylarını döşeyeniz he.- O dönem kapımızı çaldı. Bu darbeyi Sosyalist Enternasyonel'e anlatır mısınız' dedi. Şimdi sana darbe yapılırken anlatacağız da, milletin 15 milyon oyla cumhurbaşkanlığına aday gösterdiği İmamoğlu'na darbe yaparken mi susacağız?
- 12 Eylül'deki 'bizim çocuklar' şimdi Trump'ın icazetiyle Gazze işgaline evet demeyecek bir sonraki cumhurbaşkanının içeri atılmasına karar vermişler. Bu darbe bütün darbelerden farklı olarak iktidara yapılan değil, bu darbe iktidar tarafından geleceğin iktidarına yapılan bir darbedir. Korkakların yaptığı bir darbedir.
- 19 Mart darbesinin üzerinden 69 gün geçti. Dün beşinci dalga operasyon yaptılar. Onlarca kişiyi tutukladılar. Özel Kalem Müdürü Kadriye Hanım'ı tutukladılar. İlk gözaltına alındığında dört gün tuttular. İkinci el arabanın satın almadan önce yaptığı yurt dışı seyahatini sordular. 1 milyon TL ne diye soruyorlar, diyor ki 'Arabanın parası' Çıkarttı dekontunu gösterdi.
- Savcı tutuklanmasını istedi, hakim 'Yok artık' dedi ve Kadriye Hanım'ı saldı. 14 yaşında evladı var, ismi Çınar. Bugün yaş günü. Annesini dört gün önce bir daha aldılar. Dört gün tuttular. Soru, 'Ekrem Bey'in kayıp telefonu'. Dedi ki 'O telefonu hiç elime almadım. Ama İBB'ye seçilince 'Beylikdüzü'ndeyken arayıp açıyordun, Özel Kalem'e yönlendirin. Önemli talepler varsa çözün. Yeni telefonu verin ya da bana bağlayın' demiş. Beylikdüzü Belediye Başkanı'yken Ekrem Bey'den kartvizit alan herkeste var o numara.
- Dört gün tutup tekrar götürdüler, bu sefer tutukladılar. Türkiye'deki 'ben hukukçuyum', 'Türkiye yasalarla yönetilir' diyen herkese söylüyorum; 'şüphelinin aynı olayla ilgili yeniden ifade alınması işlemi ortaya çıktığında bu işlem anca savcı tarafından yapılır.' Yani gözaltına alamazsın. İfadeye çağırırsın.
- Savcı kafaya tutuklamayı takmış. Götürdüğün şeyde bir şey yok. Bir hakim tutuklamadı, sisteme entegre edilememiş, bu suçu işlemeye ikna edilememiş bir hakim tutuklamıyor. Bu topu yine sahaya sürüyor.
'ÇINAR'IN GÖZYAŞLARINDA BOĞULUN'
- Üç savcı ve üç hakimle bunların arkasına sığınarak güya 'turpun büyüğünü' arıyorlar. Bu kadar vicdansızlık... Bakın AK Partili olup 'Gerçekten Türkiye'de adalet var' deyip bunu savunacak bir kişi çıksın karşıma. HSK bu utancı daha ne kadar taşıyacak? Kendisine ait telefondan tutuklayamayınca açmadığı telefondan tutukluyor.- Doğum gününde anasız bıraktığınız Çınar'ın gözyaşlarında boğulun inşallah.
- Darbeciler panik evresindeler. Boş dosya dolmadıkça sağa sola saldırıyorlar. AK Parti içindeki bazı akıllı sesler buna rıza göstermediler. Şimdi homurdanmalar başlamış darbeciler arasında. 'Kandırıldık mı?', 'Ekonomi dibe vurdu, nasıl toparlanacak'
MECLİS KÜRSÜSÜNDE İMAMOĞLU PANKARTI AÇTI
- (Meclis kürsüsünde İmamoğlu pankartı açarak) Bunu yasaklamaya çalışıyorlar. Buna deliriyorlar. Haydi gel indir. Ekrem İmamoğlu masumdur. Bunun hesabını gelecekte sizden hukuk önünde soracaktır.- Olmayan ahtapotu varmış gibi göstermeye çalışanlardan hesap soracağız. Gerçekten yolsuzluk yapanlardan, rüşvetçilerden hesap soracağız.
- Bundan sonra Ekrem İmamoğlu'nun pankartından, resminden korkanlar korkmaya devam etsin. Göreceksiniz ki İmamoğlu her yerde.
- Şimdi biraz hızlanalım. Çünkü sonda ahtapotu göstereceğim. Mutlaka görün. Geçen hafta bir söyledim, birden paniklediler. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'na söylüyorum. 2019 öncesine ait dört başı mamur 37 dosya var. O dosyanın örnekleri İBB'de duruyor. Süleyman Soylu yanında götürmediyse İçişleri'nde duruyor.
