SON DAKİKA

Yeni nesil üfürükçüler! Bilimin yerini alan 'spiritüel ticarete' dikkat!

Yeni nesil üfürükçüler! Bilimin yerini alan 'spiritüel ticarete' dikkat!
A- A+

Uzman Psikolog Esra Tanrıverdi yazdı…

Değerli okurlar,

Bu insanlar neden bu kadar popüler ve insanlar neden psikoloğa gitmek yerine onlardan medet umuyor? Aslında bu sorunun cevabı insan psikolojisinin derinliklerinde ve toplumsal dinamiklerde saklı. Şarlatanların ve sahte ruhani eğitmenlerin bu kadar ilgi görmesinin altında birkaç temel sebep yatıyor:

1. Hızlı Çözüm Arayışı: “Hemen İyi Hissetmek” İsteği

Psikoterapi, insanın kendi duygularıyla yüzleşmesini, içsel değişim için zaman ve emek harcamasını gerektirir. Bir psikoloğa gittiğinizde, o anlık bir rahatlama yerine uzun vadeli bir iyileşme sürecine girersiniz. Ancak çoğu insan, anında bir çözüm istemektedir.

Modern dünyada sabır giderek azalmış durumda. Hızlı yemek, hızlı internet, hızlı alışveriş derken, insanlar psikolojik sorunlarını da hızlı bir şekilde “halledecek” bir çözüm arıyor. İşte tam bu noktada, modern ruhani şarlatanlar devreye giriyor ve şunu vaat ediyorlar:

• “Bu eğitime katılırsan ruhun hemen aydınlanacak!”

• “Bir ritüelle enerjini temizleyip tüm sıkıntılarından kurtulabilirsin.”

• “Bu meditasyonla tüm kötü anılarını silebilirsin.”

Halbuki psikolojik değişim anlık bir olay değil, uzun vadeli bir süreçtir. İnsan ruhu, bir düğmeye basınca resetlenen bir bilgisayar değil; içselleştirme, farkındalık ve çalışma gerektiren karmaşık bir sistemdir. Ancak çoğu kişi, emek vermektense, sihirli bir çözümle her şeyin düzelmesini istiyor.

2. Psikoterapiye Karşı Önyargılar ve Damgalanma

Psikoloğa gitmek, hala birçok kişi için bir tabu. Özellikle Türkiye’de ve birçok geleneksel toplumda psikoloğa gitmek, “hasta olmak” veya “deli olmak” ile özdeşleştiriliyor. Oysa aslında psikolojik destek almak, kişinin kendini geliştirmesi ve yaşam kalitesini artırması için yapılan bir yatırımdır.

Ancak ruhani eğitmenler ve modern şarlatanlar, insanlara “sen hasta değilsin, sadece bilinç düzeyin değişmeli” gibi daha cazip gelen söylemlerle yaklaşıyor. Bu da insanlara, psikoloğa gitmenin getirdiği damgalamadan kaçınma fırsatı sunuyor. İnsanlar psikolojik destek almak yerine, “kozmik bilinç açılımı” gibi daha mistik görünen yolları tercih ediyor.

Bir psikolog şunu söyleyebilir:

✅ “Kaygılarınızı anlamamız ve çözmemiz zaman alacak. Belli kalıplarınızı değiştirmek için birlikte çalışacağız.”

Bir ruhani şarlatan ise şunu der:

❌ “Senin enerjin kapalı, bir ritüel ile hemen açabiliriz.”

Tabii ki insanlar, ikinci öneriyi daha çekici buluyor. Çünkü burada kişisel sorumluluk almaya gerek yok. Tüm iş, kişinin değil, şarlatanın “sihirli dokunuşuna” kalıyor.

Alternatif Ruhsal Uygulamaların Pazarlanması ve Sosyal Medya

Eskiden fal bakanlar, üfürükçüler, şifacılar vardı. Şimdi onların yerini ruhsal şifa uzmanları, kozmik bilinç eğitmenleri ve enerji terapistleri aldı Ancak bu kişiler, klasik yöntemlerden farklı olarak çok daha iyi pazarlama stratejileri kullanıyor.

• Instagram’da “aydınlanmış” gibi görünen pozlar, derin sözler paylaşıyorlar.

• Youtube’da mucizevi dönüşüm hikayeleri anlatıyorlar.

• Kendi “kurtuluşlarını” abartarak insanlara umut aşılıyorlar.

Örneğin, “Bir zamanlar mutsuzdum ama kuantum bilinciyle aydınlandım” diyerek, insanlara kendilerinin de aynı yolu izleyerek mucizevi bir dönüşüm yaşayacaklarını vaat ediyorlar.

Psikologlar bilimsel etik gereği genellikle agresif reklam yapmazken, bu ruhani şarlatanlar sosyal medyayı bir pazarlama aracı olarak sonuna kadar kullanıyor.Bilimsel bir dayanak göstermelerine gerek yok; sadece “hissederek” ikna etmek yeterli. Ve maalesef, insanlar hissiyatlarıyla ikna olmaya daha yatkındır.

4. İnsanların Bilinçsizliği ve Eleştirel Düşüncenin Eksikliği

Ne yazık ki, birçok insan bu tür sahte vaatleri sorgulamadan kabul ediyor. Çünkü eleştirel düşünme becerisi gelişmemiş bireyler, bilimsel ve kanıta dayalı bilgiyi yeterince sorgulamazlar.

Şarlatanlar, sürekli bilimsel jargon kullanarak kendilerini daha inandırıcı hale getiriyor. Örneğin:

• “Kuantum fiziği kanıtladı ki…”

• “Evrenin matematiğini çözerek kişisel kaderinizi değiştirebilirsiniz.”

• “Titreşim seviyenizi yükselttiğinizde hastalıklarınız iyileşecek.”

Bu tür cümleler bilimsel gibi görünse de, aslında tamamen uydurmadır. Ancak insanlar, bunları gerçek zannediyor. Çünkü çoğu kişi bilimle arasına mesafe koymuş, alternatif bilgilerle kandırılmaya açık hale gelmiş durumda.

5. Aidiyet Duygusu: İnsanlar Yalnız ve Bir Topluluğa Ait Olmak İstiyor

Bu ruhani grupların bir diğer gücü, insanlara bir topluluk hissi vermeleri.

Modern dünyada yalnızlık giderek artıyor. İnsanlar, bireyselleşen hayatları içinde kendilerini ait hissedecekleri bir grup arıyorlar. İşte bu noktada, “spiritüel gruplar” veya “bilinç açıcı topluluklar” devreye giriyor.

• “Biz birlikte aydınlanıyoruz.”

• “Bu topluluğa katılırsan, sen de değişeceksin.”

• “Sen artık yeni bir bilinç düzeyindesin, sıradan insanlardan farklısın.”

İnsanlar bir gruba ait hissettiklerinde, bu gruptan gelen bilgileri sorgulamadan kabul etmeye daha yatkındır. Ruhsal şarlatanlar, bu duygusal ihtiyacı çok iyi kullanıyor ve insanları gruba bağımlı hale getiriyor.

Peki, insanları nasıl bilinçlendirebiliriz?

1. Eleştirel düşünmeyi teşvik etmeliyiz. İnsanların, duydukları her bilgiyi sorgulamaları gerektiğini anlatmalıyız.

2. Bilimsel bilginin yaygınlaştırılmasını sağlamalıyız. Psikoloji ve nörobilim konularında doğru kaynaklara yönlendirmeliyiz.

3. Psikoterapiye yönelik önyargıları kırmalıyız. Psikolojik destek almanın zayıflık değil, aksine güç ve farkındalık olduğunu vurgulamalıyız.

4. Hızlı çözümlerin gerçekçi olmadığını anlatmalıyız. Ruhsal ve psikolojik değişimin zaman aldığını göstermeliyiz.

5. Bu tür sahte uygulamaları ifşa etmeliyiz. Sosyal medya ve medya aracılığıyla insanların bu tuzaklara düşmesini engellemeliyiz.

Şu halde,

Bilim ve psikoloji insanlara daha fazla ulaşmazsa, bu şarlatanlar toplumda daha fazla yer edinecek. Gerçek ruhsal iyileşme, sahte umutlara değil, bilgiye ve bilinçlenmeye dayanır!

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Manşet haberler
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •