İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması, 2. gününde devam ediyor. Çete lideri Fırat Sarı'nın hemşiresi sanık Hasan Basri Gök, Sarı'nın tanıdığı doktorlar vasıtasıyla bebekleri 112'ye bildirmeden sevk ettiğini, Serdar Yüksel'in il dışı sevklerden 5 bin lira kazandığını söyledi.
İstanbul'da çok sayıda bebeğin ölümüne neden olan Fırat Sarı ve İlker Gönen'in aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 47 sanık dün ilk kez hakim karşısına çıktı. 5 gün sürecek duruşmanın ilk celsesi 2. gününde sürüyor.
Bakırköy Adliyesi 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmada, Fırat Sarı ve İlker Gönen'in de aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanık, 19 tutuksuz sanık ve taraf avukatları hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
ÇETE LİDERİ KOT CEKETLE GELDİ…
Dün kimlik tespitinin yapıldığı sırada bekar olduğunu ve aylık gelirinin ortalama 400 bin lira olduğunu söyleyen çete lideri Fırat Sarı, 2. gün de duruşmada yerini aldı. Sarı'nın kot ceketle gelmesi dikkat çekti.
İLK SAVUNMA FIRAT SARI'NIN HEMŞİRESİNDEN
Gazeteci Emrullah Erdinç ve Rojda Altıntaş'ın aktardığına göre; 2. günde kürsüye gelen ilk kişi Fırat Sarı'nın hemşiresi sanık Hasan Basri Gök oldu. Savunmasını elleri arkadan bağlı şekilde yapan Gök, Mahkeme Başkanı'nın sorularını yanıtladı. Bir süre sonra Mahkeme Başkanı "Neden ellerin arkada, kelepçe mi var?" diye sorunca, sanık duruşunu düzeltti.
Mahkeme Başkanı: Epikriz değiştirmeyi anlatır mısın?
Sanık: Bir şablon sistemi vardı. Hastane sorumluları bebeklerin değerlerini atardı, biz de bu değerleri girerdik.
Mahkeme Başkanı: Normal değerler mi?
Sanık: Karşıdaki sorumlunun gönderdiği değerler.
Mahkeme Başkanı: Kim?
Sanık: Mesela Avcılar'da bir kişi...
Mahkeme Başkanı: Sen nerede çalıştın?
Sanık: Reyap Hastanesi'nde çalıştım.
Mahkeme Başkanı: Ne olarak?
Sanık: Fırat Sarı'nın hemşiresiydim. Son 6 aydır epikriz raporlarını yazdım ve aynı zamanda şoförlüğünü yaptım.
Mahkeme Başkanı: Bir işletme konusu var, nedir bu?
Sanık: Fırat Sarı kendi personelini işletmeye gönderiyordu.
Mahkeme Başkanı: Hangi hastaneler?
Sanık: Avcılar, Doğa, Birinci, Silivri Kolon, Duygu, Bağcılar Şafak, GOP Şafak, TRG Hastanesi.
"KİMSE HAYRINA BİR ŞEY YAPMIYORDU"
Mahkeme Başkanı: Bebek sevklerinden para kim kazanıyordu?
Sanık: Gözümle gördüğüm bir şey yok, ama kimse hayrına bir şey yapmıyordu.
"SGK'DAN PARA KAZANMAK İÇİN HASTALARI NORMALDEN UZUN YATIRIYORLARDI"
Mahkeme Başkanı: 146. sayfada denetimle ilgili, hasta yatışları uzun muydu?
Sanık: Genelde uzundu.
Mahkeme Başkanı: Normalden uzun mu yatırıyorlardı?
Sanık: Evet, normalden uzun yatıyorlardı.
Mahkeme Başkanı: Neden?
Sanık: SGK'dan para almak için.
"İL DIŞI SEVKLERDEN 5 BİN LİRA KAZANIYORDU"
Mahkeme Başkanı: Bebek sevkleriyle ilgili ne biliyorsun?
Sanık: Bebek sevklerini Fırat Sarı, İlker Gönen ve Mert Özdemir yapıyordu.
Mahkeme Başkanı: Nasıl alıyorlardı?
Sanık: Fırat Sarı'nın tanıdığı doktorlar vardı; bebekleri onlardan alıyordu.
Mahkeme Başkanı: Neden?
Sanık: Para kazanmak için.
Mahkeme Başkanı: 112'yi bilgilendirmeden bu nasıl yapılıyordu?
Sanık: Doktorlar üzerinden yapılıyordu.
Mahkeme Başkanı: Para kazanıyorlar mıydı?
Sanık: Kazanıyorlardı, ama gözümle gördüğüm bir şey yok. Serdar, il dışı sevklerden 5 bin lira kazanıyordu. İlker ve Fırat zaten yöneticiydi.
Mahkeme Başkanı: Mehtap ile bir konuşman var, denetime gelmişler.
Sanık: Denetimlerde Fırat Sarı'nın talimatı üzerine hareket ettik. Hasta üzerinden kullanılmış gibi gösterilen gaz ve ilaçlar vardı, onlarla ilgiliydi.
Mahkeme Başkanı: İfadenizde Serdarova bebeğin ailesinden para istediğiniz geçiyor.
Sanık: Fırat Sarı aradı; sevk vardı ancak ailenin parası yoktu. Fırat Sarı kendi komisyon ücretini aldı. Toplamda yaklaşık 40 bin lira toplandı. Hastaneye parasını verdik, gerisini Fırat aldı. Bize de ek ödeme yaptı.
Mahkeme Başkanı: Amaç neydi?
Sanık: Amaç SGK'dan daha fazla para almaktı.
MAHKEME BAŞKANI: BEBEĞİ ÖLDÜR DEMİŞSİNİZ
Mahkeme Başkanı, Hasan Basri Gök'e Mehtap hemşire ile aralarında geçen "Bebeği öldür" diyaloğunu sordu:
Mahkeme Başkanı: Hemşire Mehtap ile bebek öldürmeyle ilgili bir konuşmanız var.
Sanık: Çirkin bir cümle. Görüşümü belli etmişim.
Mahkeme Başkanı: Siz öyle mi yapıyordunuz?
Sanık: Bebeğin sürekli kalbinin durup geri gelmesine neden olan bir durum vardı, o yüzden.
Mahkeme Başkanı: Normalde yapılması gereken bu mu? Mehtap'a "Bebeği öldür" demişsiniz.
Sanık: (Cevap belirtilmedi.)
"İLAÇ SATIŞINDAN 40 BİN LİRA PARA KAZANDIK"
Hasan Basri Gök'ün sorgusunun devamı;
Mahkeme Başkanı: Denetimlere yönelik Damla ile bir konuşman var. Sebepsiz baskın ve denetim yapılıyor, diyorsun.
Sanık: Denetimlerle ilgili konuşmamızda, ilaçlarla ilgili denetimleri konuşuyorduk. İşletme diye bahsettiğim, Fırat Sarı'nın işlettiği hastanelerdir. Epikriz raporlarını normalde doktorların yazması gerekiyordu ama biz yazıyorduk.
Mahkeme Başkanı: Denetimlerde "Allah'tan ilaca bakmamışlar, mal bunlar" demişsin.
Sanık: O ilaçların orada durması yasaktı ama Sağlık Müdürlüğü'nden gelenler dolaplara bakmadıkları için görmediler. Ona dair bir konuşmaydı.
Mahkeme Başkanı: "Bu ex bebek bana neden kaldı" demişsin.
Sanık: İlk tapelerde de bana sordular. Fırat Sarı bana söyledi. Son dönemlerde raporlarını ben yazıp hastaneye gönderiyordum. Gelen nota göre raporları düzenliyorduk.
Mahkeme Başkanı: "20 yatışa uygun epikriz raporu yazılmasını istemişsin."
Sanık: Hatırlamıyorum.
Mahkeme Başkanı: "Günlük epikriz raporu yazılırsa ciro düşer, fiyat düşer" demişsin.
Sanık: Fırat Sarı düşük ücretler ödüyordu. Fırat Sarı, tüm sorumlulara para ödüyordu. Her şeyin bir ücreti vardı; doktora yardım etmek, epikriz raporu yazılması gibi işler.
Mahkeme Başkanı: "Basamakları boşver, önemli değil" diyorsun.
Sanık: Basamak hastaneler doğru değildi. SGK'dan buna göre para alınıyordu. Önümüzdeki basamakları değiştiriyorduk. Hastanedeki ilaçları da Doğukan ile birlikte satıyorduk. İlaç satışından 40 bin lira para kazandık.
Mahkeme Başkanı: Hemşirelerden aldığınız ilaç var mı?
Sanık: Evet, aldık. Fırat Sarı'nın bilgisi dahilinde aldım. Denetim var diye bir seferinde 24 kutu ilaç verdiler. İlaçları alırken hastanenin haberi vardı. Bu raporu zaten hastane başhekimi ve sahibi görüyor. Bunlar fark edilmeyecek ilaçlar değil; sistemden düştüğünde herkesin haberi olur. Sonuçta hastanenin birdenbire cirosu artıyordu.
"BEBEK ŞU AN YAŞIYOR OLURDU"
Mahkeme Başkanı: Opara bebeğin ölümü ile ilgili ne biliyorsun?
Sanık: WhatsApp görüşmelerini gördüm.
Mahkeme Başkanı: Kimle kim arasında?
Sanık: Tuğçe ve Doğukan. Fark etmemişler.
Mahkeme Başkanı: Fark etmemişler mi, fark edememişler mi?
Sanık: Fark edememişler, yoksa bebek şu an yaşıyor olurdu.
"BEBEK BAŞI KOMİSYON ALIYORDU"
Mahkeme Başkanı: Fehmi Alperen kim?
Sanık: Birinci Hastanesi'nde görüyordum.
Mahkeme Başkanı: Bebek başı komisyon alıyor muydu?
Sanık: Evet, ama canlı canlı görmedim. Kimse böyle bir şeyi açıkça yapmaz zaten.
"EPİKRİZ RAPORLARINI YANLIŞ DOLDURUYORDUK"
Sanık: Fırat Sarı'nın belirlediği basamaklar vardı. Denetim olunca bu basamakları düşürüyorduk.
Mahkeme Başkanı: Neden, doğru değil miydi?
Sanık: Başta söyledim zaten, doğru değildi.
Mahkeme Başkanı: Nasıl?
Sanık: Epikriz doldurunca...
Mahkeme Başkanı: O zaman epikrizleri yanlış doldurmanız gerekiyordu?
Sanık: Evet.
"AYLIK 20-25 BİN LİRA ALIYORDUM"
Mahkeme Heyeti: Aylık şu kadar para vereceğim diye bir anlaşmanız olmadı mı?
Sanık: 20-25 bin lira.
Mahkeme Heyeti: Epikrizlerle ilgili bir anlaşmanız var mıydı?
Sanık: Anlaşmamız yoktu.
Mahkeme Heyeti: Hasta sevkiyle ilgili bir anlaşmanız var mıydı?
Sanık: Benim sevk ettiğim bir hasta yok.
Mahkeme Heyeti: Hakan Doğukan ile para alışverişiniz neden?
Sanık: Borç alıp veriyorduk.
"HASTANELERİ YÜZDE 70'İNDE GECE YOĞUN BAKIMDA DOKTOR DURMUYOR"
Öte yandan; tutuklu sanıklardan hemşire Hakan Doğukan Taşçı dün verdiği savunmasında, yaptığı bir-iki işlemi kabul ettiğini ve dürüstçe ifadesini verdiğini belirterek, bazı konularda üzerine atılı suçlamaları reddettiğini söyledi. Hastanelerin hepsinin denetlendiğini fakat denetlemelerin sıkıntısını hemşirelerin çektiğini öne süren Taşçı, şunları kaydetti:
"Benim bir kuruş para kazandığım yok. Hastanelerin yüzde 70'inde gece yoğun bakımda doktor durmuyor. Müdahale etsek 'Sen neden müdahale ettin', etmesek 'Nasıl müdahale etmezsin' diyorlar. Hasta sayısının fazla tutulması, daha fazla para kazanılması için Fırat Sarı'ya baskı kuruyorlar. Her hastane sahibi para kazanmak ister. Hastanın kaç gün yatacağına biz karar vermeyiz. Doktor karar verir. Bebeklerin ciğer gelişimi için kullanması gereken bir ilaca SGK 9 bin 500 bin lira ödeme yapıyor. Hastane toplu alırsa 7000 liraya geliyor. Bu ilacı ne kadar fazla kullanırsan SGK'den daha fazla para alıyorsun. İlaçlar fazlaydı. Fırat Sarı ile bunu konuştuk. Bu ilaçların çöpe gideceğine satılması için. O da onay verdi. Hasan Basri topluyordu, bana getiriyordu ben de satışını yapıyordum. Biz bu satma işini 3 kere yaptık. Benim aldığım maksimum komisyon 4-5 bin lira ama Fırat Sarı'nın aldığı 40 bin lira diye biliyorum."
"YOĞUN BAKIM NE KADAR DOLUYSA O KADAR ÇOK PARA KAZANIYOR HASTANELER"
Hakan Doğukan Taşçı, acil durumlarda zaman zaman bebeklere müdahale yaptığını dile getirerek, "Örneğin entübasyon işlemini doktorun yapması gerek, ama doktor birimde olmadığı zaman, benim yaptığım oluyordu. Yoğun bakım ne kadar doluysa o kadar çok para kazanıyor hastaneler." dedi.
"KAFAMIZA GÖRE BİR HASTA LİSTESİ BELİRLEDİK"
Taşçı, "Buradan kafamıza göre bir hasta listesi belirledik, bu çocuk nasıl bir şey mesajı üzerine, basamak listesi hasta şablonu ve kötü hasta şablonu var, bizden yazılı istemiyorlardı. Bunlar gerçeğe aykırıydı. Biz sadece çarşaf listesi yapıyorduk. SGK'ya bildirmiyorduk. Hasta 5 günlük entübe iken 10 günlük gösterilmiş. Hasta üç günlük entübe ise SGK daha fazla para öder. O yüzden SGK'dan para almak için daha fazla entübe yazıyorduk. Bebeklerin kullandığı bir ilaç. Akciğer gelişimi sağlamak için kullanması gerekiyor. Bu ilaçların fazlalığı oluyordu. Bu ilaçları hastaya vermemek gibi bir şey olmuyordu. Bu ilaçlar için SGK 9 bin 500 lira ödeme yapıyor. Toplu alınca daha fazla para kazanıyor hastane. Bu ilaçlar dolapta birikiyordu, hastaya verilmiyordu. İlaçların çöpe gideceğine satılması konusunda Fırat Sarı ile konuştuk. Hasan, hastaneden paraları topluyordu bizde satışları yapıyorduk. Reyap Hastanesi, TRG Hastanesi'nden alındığını söyleyebilirim ama özellikle şu kişiden alınıyordu diyemem. SGK'yı dolandırmak gibi bir amacım yok" diye konuştu.
İDDİANAMEDEN
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis isteniyor.
Diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.