Lübnan'daki saldırıdan sonra herkesin aklında aynı soru: 'Türkiye'de risk var mı?' Bakan Uraloğlu'ndan "çağrı cihazı" açıklaması...

Lübnan'daki saldırıdan sonra herkesin aklında aynı soru: 'Türkiye'de risk var mı?' Bakan Uraloğlu'ndan
A- A+

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Lübnan'daki çağrı cihazı saldırısı sonrası, "Türkiye'de çağrı cihazları neredeyse hiç kullanılmıyor. Çağrı cihazları özelinde Türkiye'de bir risk olmadığını net olarak söyleyebilirim" açıklamasını yaptı.

Lübnan’da Hizbullah’ın iletişim kurmak için kullandığı çağrı cihazlarının patlaması sonucu en az 9 kişinin öldüğü, 3 bine yakın kişinin de yaralandığı bildirildi. Uzmanlar tarafından "benzeri görülmemiş" olarak nitelenen saldırı, dijital cihazların güvenliğinin yeniden tartışılmasına neden olurken "Türkiye'de çağrı cihazı kullanılıyor mu?" sorusu da gündeme geldi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, konuyla ilgili, "Türkiye'de çağrı cihazları neredeyse hiç kullanılmıyor. Çağrı cihazları özelinde Türkiye'de bir risk olmadığını net olarak söyleyebilirim"  ifadelerini kullandı.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Uraloğlu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

Lübnan'da dün çağrı cihazlarının patlatılmasına ilişkin soru üzerine Uraloğlu, mobil haberleşme cihazlarının belli teknolojilerle ve sistemlerle takibinin yapılabildiğini dolayısıyla bundan kaçınmak isteyen kuruluş ve örgütlerin çağrı cihazlarını kullanmayı tercih ettiklerini söyledi.

Uraloğlu, radyo dalgalarıyla haberleşmenin takibinin kolay olmadığını dile getirerek, "Lübnan ve bir kısmının Suriye'de de olduğu bilgisini alıyoruz. Hizbullah'ın takipten kaçınmak için bunları kullandığına ilişkin tahmine, bilgiye sahibiz. Aynı anda bu kadar cihazın patlatılması, 9 insanın ölmesi, birçok insanın vücudunun zarar görmesi büyük bir olay." diye konuştu.

Bu konuyla ilgili siber güvenlik uzmanlarıyla görüştüklerini ve konuyu anlamaya ve cihazların neler olduğunu belirlemeye çalıştıklarını anlatan Uraloğlu, şöyle devam etti:

"Burada iki türlü senaryo üzerinde duruluyor. Birisi Hizbullah'ın bu cihazları kullandığı biliniyor. İsrail'in de bunları bilip, bunların değişim ve yenileme sürecinde istedikleri gibi donatarak, patlayıcı yerleştirmiş oldukları ihtimalini de katarak söylüyorum, bu cihazların satın aldırıldıkları şeklinde. Bunların da aynı anda ve kısa aralıklarla sinyalle patlatılabildiği noktası. İkinci ihtimal de bazı sinyallerle bataryaların kısa devre yaptırılarak, ısıtılması sonucu patlaması. Geçmişte telefon tamircilerinde veya insanların cebinde cep telefonu bataryalarının patladığını gördük ve bunlarda ölümcül sonuç olmadı. Ufak tefek yangın ve yaralanma oldu. Onun için ilk ihtimal biraz daha güçlü gibi duruyor."

Uraloğlu, Türkiye'de cep telefonlarının yaygınlaşmasıyla birlikte çağrı cihazı kullanılmadığını belirterek, "Türkiye'de çağrı cihazları neredeyse hiç kullanılmıyor. Çağrı cihazları özelinde Türkiye'de bir risk olmadığını net olarak söyleyebilirim." ifadesini kullandı.

Benzer cihazlarla ilgili alınması gereken tedbirlerin çok olduğunu dile getiren Uraloğlu, şunları kaydetti:

"Ülkemizi ne kadar millileştirirsek, ne kadar yerlileştirirsek kendimizi o kadar güvende hissederiz. O noktada da ciddi aşama katettik. Yazılımından cihazların üretimine kadar. Dünyadaki hiçbir ülke bir cihazın yüzde 100'ünü üretmiyor ama ana yazılımı başta olmak üzere kendileri üretme gayreti içinde. Biz de Türkiye'de bunu yapmaya gayret ediyoruz. Bunu başardığımız zaman daha güvende olacağız. Bir taraftan da siber güvenlikle ilgili hem Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu hem de devletin ilgili kurumlarıyla işbirliği halindeyiz."

Uraloğlu, internet bağlantısı olan çok sayıda elektronik cihazın kullanıldığına dikkati çekerek, "Bunların da siber güvenliği kıymetli ve bu konuda biz ciddi şekilde kafa yoruyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla diğer güvenlik birimlerimizle. Biz her gün 400'ün üzerinde büyük saldırıyı önlüyoruz. Şu aşamada biz, dünya genelinde siber güvenlik alanında ilk 10 ülke arasındayız. Endişe etmemiz gereken bir durum olmadığını ama mutlaka daha yapmamız gereken çok işin olduğunu söyleyebilirim." ifadelerini kullandı.

Narin Güran cinayeti

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesiyle ilgili Meta'dan istenen WhatsApp yazışmalarına ilişkin soru üzerine de Uraloğlu, sosyal medya platformlarının Türkiye'de temsilcilerinin bulunduğunu anımsattı. Uraloğlu, şöyle devam etti:

"Burada Meta, 'Biz bu mesajlaşmaları kaydetmiyoruz, depolamıyoruz. Dolayısıyla bunları verme imkanımız yok.' diyor. Yani 'vermiyoruz' değil, 'verme imkanımız yok' diyorlar. Bizim bildiğimiz kadarıyla da dünyada hiçbir yerde böyle bir bilgi verilmedi. Ancak bunlar farklı şekilde depolanmışsa, bulut teknolojileriyle ya da farklı mecralarda depolanmışsa, ancak oradan bulunması söz konusu. Meta'nın şu andaki yaklaşımı bu ama burada gerek emniyet güçlerimiz gerekse adalet mekanizmasıyla iletişim halindeyiz. Bizden istedikleri bilgileri, ulaşabildiğimiz kadarıyla vermeye gayret ediyoruz. Bu anlamda da Meta olsun, diğer platformlarla güncel iletişim halindeyiz."

Patlamaları ne tetikledi?

Çağrı cihazlarının nasıl patlatıldığı konusundaki belirsizlik sürüyor. Bu konuda esas olarak iki iddia öne çıkıyor. Bunlardan ilki çağrı cihazlarının içine önceden patlayıcı yerleştirildiği iddiası. Önceden gelen bir mesajla ya da daha önceden cihazların içine yerleştirilen virüsle piller aşırı ısınarak patladı. İkincisi iddia ise henüz birkaç ay önce alındığı iddia edilen çağrı cihazlarına önceden müdahale edildiği.

T24 yazarı Füsun Sarp Nebil, çağrı cihazlarının hacklenerek Lityum pillerinin bir yazılım ile patlatıldığı yorumlarına katılmadığını ifade ettiği yazısında şu kritik soruları sordu:

Patlamayı yaratanlar çağrı cihazlarının marka ve modellerini nasıl biliyorlardı?
Pillerin patlaması için kod, çağrı cihazına nasıl eklendi?
Piller patladıysa, neden ufak tefek yangınlar olmadı?
Pillerden meydana gelecek bir patlamanın bu derece ölü ve yaralı yaratması mümkün mü?
Çağrı cihazlarına bir kod göndererek, pil patlatılması ne kadar mümkün?
Patlama yaratmak için sadece Hizbullah'ın çağrı cihazları nasıl seçildi?
Nebil, cihazlara üretim ya da teslimat sırasında müdahale edilmiş olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu yazdı.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Manşet haberler
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •