SON DAKİKA

Altaylı- Yarkadaş arasındaki polemikte 2.Raund! Ahmet Tezcan'dan düzeltme, Altaylı'dan Yarkadaş'a cevap geldi..!

Altaylı- Yarkadaş arasındaki polemikte 2.Raund! Ahmet Tezcan'dan düzeltme, Altaylı'dan Yarkadaş'a cevap geldi..!
A- A+

Gazeteci -Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalında eski CHP Milletvekili ve gazeteci Barış Yarkadaş'ı hedef aldı. Altaylı, Yarkadaş için, "Enteresan bir figür, devekuşu gibi. Gazeteci desen gazeteci değil, siyasetçi desen siyasetçi değil. Ortada bir figür olarak kaldı" ifadelerini kullandı. Kendisini hedef alan Altaylı'ya sosyal medya hesabından cevap veren Yarkadaş dikkat çeken bir açıklamada bulundu. 1991 yılında Güneş Gazetesi'nin 'Patron katı'nda yaşananlara ilişkin gazeteci Ahmet Tezcan'ı da şahit göstererek Altaylı'ya bir takım ithamlarda bulundu. Polemiğe Ahmet Tezcan da dahil oldu. İşte detaylar...

1991 senesinde Kıbrıslı iş insan Asil Nadir'in sahibi olduğu Güneş Gazetesi'nde stajyer olduğu zaman ciddi bir mali kriz  yaşandığına dikkat çeken Barış Yarkadaş, Fatih Altaylı'nın da bulunduğu yönetim kadrosunun maaşları ödeyemediğini yazdı. Yarkadaş, “Sefaletin boyutu derinleşince, gazetenin yazarlarından Ahmet Tezcan, Altaylı’nın da olduğu patron katına çıktı ve Fatih’e “Bir arkadaşımızın çocuğu oldu. Çocuğuna süt alamıyor. Bani ona biraz para verin süt alabilsin” dedi. Fatih, “Ne yapayım ben de kedime süt alamıyorum” cevabını verdi. Fatih işte budur…” ifadelerini kullandı.

Barış Yarkadaş'ın bu paylaşımının hemen ardından bir açıklama da Ahmet Tezcan'dan geldi. Tezcan, "Ben çok iyi hatırlıyorum da sen biraz yanlış hatırlıyorsun Barış. 'Bebeğe süt alacak' dediğim bir arkadaş değildi bendim. Fatih öyle bir şey söylemedi aksine 'Bana bir yerden 500 lira gelecek, onu dağıtacağız, sen bekle 100 lirasını sana verelim' dedi ve dediği gibi oldu" dedi. 

Altaylı- Yarkadaş arasındaki polemikte 2.Raund!

Dün yaşanan bu gelişmeler üzerine Fatih Altaylı, bugün Youtube kanalında gazeteci Barış Yarkadaş'a Ahmet Tezcan üzerinden cevap verdi. Altaylı şunları söyledi;

"1991 yılında meydana geldiğini iddia ettiği bir olayı yazmış Barış Yarkadaş. Ben ona çok basit bir şey söyledim, "gazeteci misin, siyasetçi misin?" Gazeteciliğini siyasetin lehine mi kullanıyorsun, siyaseti gazeteciliğinin lehine mi kullanıyorsun?" Bir karar ver. Çünkü daha önce bu delikanlı, bu kişi Özgür Özel Genel Başkan olursa ben gazeteciliği bırakırım demişti. Bıraktı mı bırakmadı mı? Bugün yaptığı faaliyet gazetecilik mi onu sordum ben. O bu soruma cevap vermemiş ve diyor ki; 1991 yılında Güneş gazetesinde yani bundan tam 33 sene önce Güneş gazetesinde maaşlar ödenemiyordu arkadaşlarımızın parası falan yoktu, o sırada bir arkadaşımızın süte ihtiyacı vardı, çocuğu olmuştu süt alacak parası yoktu Fatih Altaylı'dan süt parası istediler o da ben de kedime süt alamıyorum dedi. Olan biten umurunda değildi hergün farklı arabalarla gazeteye geliyordu. Bu söylediklerine de Ahmet Tezcan'ı o dönem Güneş gazetesinde yazarlık yapan Ahmet Tezcan'ı tanık göstermiş. Ahmet Tezcan'da bu yazının altına demiş ki, ‘Barış Bey, Barış kardeş hatırlıyorsun ama çok yanlış hatırlıyorsun’. Ve şöyle yazmış; evet o günlerde böyle bir durum vardı bir arkadaş değil o süt parasına ihtiyacı olan bendim. O da süt değildi yeni kızım olmuştu mama parasıydı. Evet o günlerde mama parasını bulamıyordum mama 52 liraydı ben 49 liraya Tahtakale'den almayı tercih ediyordum paraya ihtiyacım vardı o parayı da bana Fatih Altaylı verdi. Fatih Altaylı altın satarak oradan elde ettiği parayı getirip oradaki arkadaşlara dağıtıyordu diye Ahmet Tezcan yazmış. 

Ben ne Ahmet'i aradım böyle bir cevap vermesini istedim ne bir şey dedim. Ama vicdanlı onurlu düzgün bir insan olduğu için Ahmet altına yazmış. Sen yanlış biliyorsun Fatih, evden getirdiği altınları bozdurarak o günde bana 100 lira verdi ben de gidip 2 kutu mama aldım. 

“HİÇ VAZİFEM OLMADIĞI HALDE…”

Ahmet'in söylediği doğru. O günlerde Güneş gazetesinin sahibi Asil Nadir'in yurtdışında hapse girdiği için zor durumdaydı Güneş gazetesi ve ben de elimden geldiğince gazeteye katkı sağlamaya çalışıyordum. Hiç vazifem olmadığı halde çekip gidebilirdim, başka bir yerde çalışabilirdim tam aksine arkadaşlarımın dertleriyle dertlendiğim için gazetenin çıkabilmesi için kağıdı kendi cebimden verdiğim parayala alıyordum. Yeter ki gazete çıksın insanların bir işi olmaya devam etsin diye ve Ahmet Tezcan'ın da söylediği gibi zaman zaman elimden geldiğince parası olmayan arkadaşlara yardım ediyordum. 

“AHLAKSIZ İFTİRALARA MARUZ KALMAK İNSANI ÜZÜYOR…”

Şunu da söyleyeyim gazetede o kadar zor durumdaydı ki benim şahsi otomobilimi kullanıyordu gazete çeşitli işlerde. Ve ben Ankara'dayken o sıralarda benim otomobilim gazete taşırken o sırada bozulmuş tamir ettirmişler fakat tamirciye parasını ödememişler gazete yönetimi. Biz o günlerde özveriyle gazete çıksın diye uğraşırken sonra böyle bir takım ahlaksız iftiralara maruz kalmak hakikaten insanı çok üzüyor. Ama Ahmet Tezcan sağolsun buna cevap vermiş. Kendisini aradım teşekkür etmek için o gün mamasını aldığı kızının bugün bir rahatsızlığı için hastanedelermiş. Onca işinin arasında kalkıp bu yalancı, aşağılık yalana cevap vermesinden dolayı da kendisine teşekkür ettim. 

“HUZUR BULMAK İÇİN BENİM ÜZERİMDEN TEPİNMEYE DEVAM EDECEKLERSE…”

Ben bu son günlerde başlatılan kampanyanın nedenini biliyorum bir gün günü geldiğinde herkesle paylaşacağım ama Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde birbirleriyle kavga eden taraf bir huzur bulmak için benim üzerimde tepinmeye devam edeceklerse eğer huzur bulacaklarsa tepinmeye devam etsinler. Bana iftira atmaları onları bir yere getirmez partiyi yönetmek onları bir yere getirir. Parti içindeki hesaplaşmaları benim üzerimden yapmasınlar."

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Manşet haberler
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •