Kocaeli'de Fevzi Çakmak Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Mahir Çoğaç’ın (48) öldürüldüğü olayda silahı kullanan D.G.’nin (17) savcılıkta verdiği ifade ortaya çıktı. Cinayet emrini Yunanistan’da firari durumda olan D.S. ve Y.A.'nın verdiğini iddia eden D.G., "Bize bir şahsı silahla öldüreceğimizi, karşılığında bizi Yunanistan'a alacaklarını, para, araba ve ev vereceklerini söylediler" dedi. D.G., olaydan 1 gün önce caddede keşif yaptıklarını, olayın ardından taksiyle İstanbul’daki bir eve gittiklerini anlatarak, “Herkes işinin ne olduğunu biliyordu ve sadece işini yaptı” ifadelerini kullandı. Ölüm emrini veren D.S. ve Y.A.'nın 'Bayğaralar Çetesi' ile bağlantısı araştırılıyor.
26 Haziran Çarşamba günü saat 09.00 sıralarında Çayırova Mahallesi Fatih Caddesi'nde evinden çıkan Fevzi Çakmak Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Mahir Çoğaç, bindiği otomobilinde emniyet kemerini taktığı sırada silahlı saldırıya uğradı. Otomobilin yanına yaklaşan zanlı, tabanca ile Çoğaç'ı başından vurdu. Kanlar içinde kalan Çoğaç hayatını kaybetti, zanlı ise olay yerinden koşarak uzaklaştı.
İNKİM CİNAYETİ İDDİASI…
Cinayetin ucu, 2020'de Adana'da işlenen bir başka cinayete uzandı. "Bayğaralar" isimli organize suç örgütünün 4 yıl önceki lideri Bedirhan Bayğara'nın (36) bir kafede kız arkadaşıyla oturduğu sırada silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybettiği, Bayğara'yı vurduğu iddia edilen kişinin ise Mahir Çoğaç'ın kardeşi Y. Çoğaç olduğu bildirildi. Mahir Çoğaç'ın cinayetinin, Bedirhan Bayğara'nın öldürülmesiyle bağlantılı olduğu, olayın kan davası uğruna gerçekleştirildiği ileri sürüldü. "Hayalet" lakaplı Y. Çoğaç'ın ise olayın ardından yakalanamadığı iddia edildi. İntikam almak isteyen Bayğaraların, Çoğaç ailesinden kimseye ulaşamadıkları için, öğretmen Mahir Çoğaç'a pusu kurdukları iddia edildi.
17 YAŞINDAKİ KATİL YAKALANDI…
Olaya ilişkin başlatılan geniş çaplı soruşturma kapsamında Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro dedektifleri, katilin ve olaya karıştığı düşünülen şüphelilerin peşine düştü. Çoğaç'ı vuran şüphelinin 17 yaşındaki D.G. olduğu tespit edildi. Bu sırada B.Y.'nin de gözcülük yaptığı öğrenildi. Cinayetin tetikçisi D.G. ve B.Y., aynı gün Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından İstanbul'da operasyonla yakalandı. Olaya ilişkin gözaltına alınan 11 şüpheliden 8'i tutuklanırken, L.A, A.H, E.B adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
"ÖLDÜRME İŞİ YAPIP YAPMADIĞIMIZI SORDULAR"
Tetikçi D.G.'nin savcılıkta verdiği ifade ortaya çıktı. İfadesinde, B.Y. isimli şahsın aracılığıyla Y.A. ve D.S. ile tanıştığını, arkadaş olduklarını söyleyen D.G., "Benden bu zamana kadar herhangi bir şey istememişlerdi. 23 Haziran’ı 24 Haziran’a bağlayan gece, birlikte ikamet ettiğim B.Y.'yi, Y.A. ve D.S. arayarak bir öldürme işi olduğunu, yapıp yapamayacağımızı sordular. Biz de yapabileceğimizi söyledik. Bunun üzerinde haber beklememizi söyleyerek telefonu kapattılar" dedi.
YUNANİSTAN'A KAÇIRMAYI VAAT ETMİŞLER!
24 Haziran Pazartesi günü B.Y.'nin telefonu üzerinden kendisiyle iletişime geçildiğini aktaran D.G., "Bize bir şahsı silahla öldüreceğimizi, bunun karşılığında bizi Yunanistan'a alacaklarını, para, araba ve ev vereceklerini söylediler. Zaten bizim ailemizle aramız bozuk olması sebebiyle B.Y. ile birlikte bekar evine çıkmıştık. Orada birlikte yaşıyorduk. Bu teklifi kabul ettik. Ben daha önce böyle bir olaya karışmamıştım. Kartal'da bulunan bir otele gitmemizi ve bize haber verilinceye kadar o otelde konaklamamızı söylediler. Kendi imkanlarımızla otele gittik. Otele gittikten sonra otelden dışarıya hiç çıkmadık. Sadece olay gününden bir gün önce Y.A. bizi arayarak otelin önüne taksi gönderdiğini, bu taksiye binmemizi, olayı gerçekleştireceğimiz yere giderek iyice öğrenmemizi söyledi. Biz de otelin önüne göndermiş olduğu taksiye binerek olay yerine gittik. Keşif yaptıktan sonra otele geri döndük ve o gece hiç uyumadık" diye konuştu.
"ŞAHSI TANIMIYORDUM"
Olay günü D.S. ve Y.A'nın kendileriyle iletişime geçerek vaktin geldiğini, artık denileni yapmaları gerektiğini ifade ettiklerini anlatan D.G., otele çağrılan taksiye binerek, kendilerine gönderilen konuma gittiklerini vurguladı. Adreste B.Y. ile beklemeye başladıklarını söyleyen D.G., "B.Y. biraz korktu. Bu nedenle kendisinin beni biraz ileride bekleyeceğini, bir problem olması halinde beni kollayacağını söyledi. Şahsın aracına bindiğinde benim ateş edip koşmaya başladığımı, onun da benimle birlikte koşmaya devam edeceği konusunda B.Y. ile anlaştık ve beklemeye koyulduk. Ben şahsın evden çıktığını gördükten sonra arabaya binmesini bekledim ve arabaya biner binmez kapalı olan şoför camından içeriye doğru bir el ateş ederek koşmaya başladım. Ölüp ölmediğini o an bilmiyordum. Şahsı da tanımıyorum.
"CİNAYETİN ARDINDAN TAKSİCİ BİZİ ALMAYA GELDİ"
Ben koşarken arkama birkaç kişi takıldı ve beni kovalamaya başladılar ancak B.Y. ile birlikte koşarak bu şahısları atlattık. Peşimizden kimsenin gelmediğinden emin olduktan sonra yanımızda bulunan silahları duvarın dibine saklayarak yolumuza devam ettik. Tenha bir tır garajı bularak oradaki bir tırın arkasına saklandık. B.Y'de bulunan telefonla D.S. ve Y.A'yı arayarak işi hallettiğimizi söyledik. İstemeleri üzerine konum gönderdik ve beklemeye başladık. Zaten taksi bizi almak için bekliyormuş, hızlıca geldi. Gelen taksiciyi daha önce görmedim. Hiçbir şey sormadan bizi aldı" ifadelerini kullandı.
"HERKES İŞİNİN NE OLDUĞUNU BİLİYORDU VE SADECE İŞİNİ YAPTI"
D.G., cinayetin ardından taksiye binerek Pendik'e doğru yola çıktıklarını ve bu sırada tanımadıkları bir şahsı daha araca aldıklarını aktardı. Bu şahsın Pendik'te bulunan bir evi tarif ederek, kendilerini o adrese götürdüklerini dile getiren D.G., "Evde kapıyı açamadık ve bu esnada Y.A. ve D.S. bizi arayarak başka bir ev bulduklarını, o eve gideceğimizi, bize taksi göndereceğini ve o taksiye binmemizi söyledi. Kapının önünde indiğimizde önlü arkalı 2 taksi beklemekteydi. Bize hangi taksiye bineceğimiz söylenmemişti. Biz arkada duran taksiye bindik ve bize gönderilen konumu taksiciye gönderdik. Biz o taksiye B.Y. ile ikimiz bindik, diğer şahıs kapıyı açamayınca gitti.Taksici belirtilen konuma bizi götürdü ve orada daha sonradan ismini E. olarak öğrendiğim şahısla buluştuk. E. bizi alarak yakalanmış olduğumuz ikamete götürerek bizi buraya yerleştirdi. Ne taksideyken ne de E. ile hiçbir şey konuşmadık. Herkes işinin ne olduğunu biliyordu ve sadece işini yaptı. Eve vardıktan sonra ben direkt uyudum ve uyandığımda kapıda polislerin olduğunu gördüm. Yaptığım şey için çok pişmanım. Bu olayı yapmamızı D.S. ve Y.A. bizden istediler. Zaten onlar Yunanistan'da firari durumda olup, sürekli yan yanadırlar. Otelde kaldığımız süre zarfında bu kişilerle pek çok kez telefonda konuştum. Bu nedenle bu şahısların kimlik bilgilerinden eminim" şeklinde konuştu.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı