SON DAKİKA

Kemal Kılıçdaroğlu: "'Değişim' tartışmasını başlatan İmamoğlu'na isimsiz gönderme: "Boşuna demiyorum hançerlendiğimi..!"

Kemal Kılıçdaroğlu:
A- A+

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, mevcut genel başkan Özgür Özel'in seçildiği CHP Kurultayı'nın ve yerel seçimlerin ardından ilk kez televizyon ekranlarına çıktı. Kılıçdaroğlu, "Özgür Bey’le genel başkanlığı devrederken 1, 1,5 saat görüştüm. Siyasette vefa diye bir kavram var, kendi aramızda oturup bu kavram ekseninde daha güzel şeyler yapabilirdik. Kırgınlıklar büyük derecede önlenebilirdi. Partiyi iç tartışmalardan uzak tutabilirdik. Kamuoyunda da vefasızlığa uğradığım yönünde bir algı var" dedi.

Kurultay konuşmasında da hançerlendiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "değişim" tartışmasını başlatan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun adını vermeden bir kez daha aynı benzetmeyi kullandı, cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından patlayan değişim hareketinin sorulmasına üzerine "Boşuna demiyorum hançerlendiğimi" dedi.

KRT TV'de gazeteciler Elif Doğan Şentürk, Zafer Arapkirli, Ali Kemal Erdem ve Atakan Sönmez'in sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"Felsefeci, sosyolog ve tarihçilerle görüşüyorum. Toplantıları ofiste yapıyoruz. Doğrudan sıcak siyasetle ilgilenmiyorum. Ekonomideki dünyadaki gelişmeleri takip ediyorum. Kılıçdaroğlu bir köşede otursun, ses çıkarmasın. Neden oturayım? Neden çekiniyorsun? 'Neden ofis açtı?' hayatımda duyduğum en saçma şeylerden biri…

"Özgür Bey’le genel başkanlığı devrederken 1, 1,5 saat görüştüm"
Kurultayımızda benim de kabul etmediğim... CHP’nin bir özelliği var; bir tartışırız, kavga ederiz kendi aramızda ama bunda bireysel çıkara dönük hiçbir şey yapmayız. Parti içindeki tartışmaların sıkıntılı bir sürecin içine sokulmasını asla doğru bulmadım. Özgür Bey’le genel başkanlığı devrederken 1, 1,5 saat görüştüm, düşüncelerimi kendisine aktardım. Onu açıklamayı doğru bulmam.

"Kamuoyunda da vefasızlığa uğradığım yönünde bir algı var"
Siyasette vefa diye bir kavram var, kendi aramızda oturup bu kavram ekseninde çok daha güzel şeyler yapabilirdik. Kırgınlıklar büyük derecede önlenebilirdi. Atatürk’ten bize miras olarak gelen bu partiyi iç tartışmalardan uzak tutabilirdik. Bu gerçekleşmedi. Ben bu tartışmalardan olabildiğince uzak durmaya da özen gösteriyorum. Kamuoyunda da vefasızlığa uğradığım yönünde bir algı var.

Bir kişi uzun süre genel başkanlık yapmamalı ama genel başkan değişecekse o güvenli limana partisini taşımalı ve o güvenli limanda bu değişiklikler gerçekleşmeli. Kurultayda da bunu söyledim.

"Sinan Oğan ve Ümit Özdağ ile bir araya geldim"
14-28 Mayıs'tan önce Sinan Oğan ile görüştük. Görüşmede yalnız değildim. Bazı talepleri oldu, diğer liderlerin haberi olmadan bu vaatlerde bulunamam, önce onlarla görüşüp sonra size döneyim dedim. Sonraki gün diğer genel başkanları aradım, zaten aday sizsiniz, oturun, konuşun dediler. İkinci turda da yetki bana verildiği için Zafer Partisi ile bir araya geldim.

"Yayınlanan tüm anketlerde biz öndeydik"
Bir oya dahi ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeydik. O günün atmosferine bir bakmak lazım. Biz de diğer taraf da yeni bir arayış içindeyiz. Onlar da partilerle görüşüyordu. Kaldı ki o güne kadar yayınlanan bütün anketlerde de biz öndeyiz, öyle bir tablo var. Zafer Partisi ile bir araya geldik dediğim gibi.

"Bu protokoller Altılı Masa adına değil, CHP ile yapılan protokollerdir"
O protokolde belediye başkanlarının mahkeme kararı olmadan kayyım atanmasının doğru olmadığı ve önüne geçileceği yazılı, Zafer Partisi Genel Başkanı buna imza attı ama bu hiç konuşulmadı. Herkes kendi kafasına göre ben Kılıçdaroğlu'nu eleştirmeliyim havasına girdi, hayret ediyorum. Bu protokoller Altılı Masa adına yapılan protokoller değildi. CHP ile Zafer Partisi arasında yapılan bir protokol. Doğrudan doğruya Zafer ve CHP genel başkanları adına imzalandı. Hangi gerekçeyle suçlandık, ne kusurumuz oldu?

"Bir Allah'ın kulu çıkıp Erdoğan'a, bana söyledikleri lafın bir kelimesini söyleyemedi"
Erdoğan çıktı, kendisi televizyonlarda sahte videolar yapıldığını söyledi, itiraf etti. Bir Allah'ın kulu çıkıp bana söyledikleri lafın bir kelimesini söyleyemediler, eleştiri getirmediler. Sonra kalkıp Kılıçdaroğlu şöyle diyorlar. Beni eleştirenlere söylüyorum, neredeydiniz? Ne yaptı Kılıçdaroğlu? Hangi lider linç yedi, terör örgütü saldırısına uğradı?

"Dikta yönetimiyle mücadele etmemize rağmen yüzde 48 oy aldık"
Bu ülke için yapmadığımız şey kalmadı. Askeri, valisi, kaymakamı, İletişim Başkanlığı... Biz ele geçirilen bir devletle, dikta yönetimiyle mücadele ettik. Bütün bunlara rağmen yüzde 48 oy aldık. Bütün bunlar unutuluyor. Her şeyden önce ahlak ve vicdan lazım. Atılmadık iftira kalmadı. Hep içimize attık, hep sustuk.

"Değişim talebi niçin birdenbire patladı, biliyorum"
Ben boşuna demiyorum ki hançerlendik diye. Sağduyu ile partinin yetkili organlarından oturup tartışmak varken niçin bu talep böyle birdenbire patladı? Ben bunları biliyorum ama gereksiz bir tartışmaya zemin hazırlamak istemiyorum.

"Akşener'in hangi gerekçeyle masadan kalktığını bilmiyorum, bir gün soracağım"
Sayın Akşener'in hangi gerekçeyle masadan kalktığını ve hangi gerekçeyle masaya döndüğünü ben bilmiyorum. Bir gün uygun ortam olur, yan yana gelirsek ilk soracağım soru da bu olacak. Akşener masadan kalksaydı sonuç farklı olur muydu bilmiyorum.

İmamoğlu ya da Yavaş'ın cumhurbaşkanı adaylığına ilişkin eleştiriler
O günkü anketlerde ben önde çıkıyorum, şimdiki anketlerde başkası çıkıyor. Niye o zaman yapmadınız, söylemediniz?

"Cumhuriyet Halk Partisi sağcılaşmadı, halkçılaştı"
Partideki en büyük değişimi yapan lider benim, mütevazı olamayacağım. Çöpten kağıt toplayanlarla, apartman görevlilerle, taşeron işçilerle, evde temizliğe giden kadınlarla hangi lider bir araya geldi, sorunlarını dinledi? Biz halkçılaştık. CHP dine karşı diye yanlış bir algı vardı. Din işi ayrı, inanç işi ayrıdır. Asker de vatan savunması da ayrıdır. Onların da siyasete girmesin yanlıştır. Ben belediye başkanlarına bulunduğunuz yerde cami, havra, kilise ne varsa yapın. Dün kadar altı okun altına mühür atmak günahtır diyen insanlar rahatlıkla mühür bastılar. Cumhuriyet Halk Partisi sağcılaşmadı, halkçılaştı. Toplumun her kesimine ulaştı.

"Gidip Kadıköy'de propaganda yapmak güzel, önemli olan Bağcılar, Sultanbeyli..."
Herkesin derdini dinledik. Bu sağcılaşmak mıdır? Gidip Kadıköy'de propaganda yapmak gayet güzel. Önemli olan Sultanbeyli, önemli olan Bağcılar...

CHP seçimlerde birinci olduğu için son derece mutluyum. Umarım bu, daha sonraki süreçlerde de devam eder.

"Ne yaptı Selahattin Bey, eline silah mı aldı?"
Selahattin Bey'in bugün içeride olması bir hukuk faciasıdır. Erdoğan onu özellikle içeride tutuyor, niçin? 'Seni başkan yaptırmayacağız' dediği için. Bu kadar. Ne yaptı Selahattin Bey, eline silah mı aldı?

Önce Numan Bey, Can Atalay'ı bir çıkarsın hapisten, gücü yetiyorsa.

Generaller için Adli Tıp Kurumu'nun raporu var, imzalamazsa, hapiste ölürse sorumlusu o olacak zaten. Erdoğan imzalamak zorunda. Generallerin özür dilemesini istedi, hiçbiri yapamadı."

"İlla sen Cumhurbaşkanı adayı ol diyen arkadaşlar sonra dönüp tam tersini yaptı"
Kılıçdaroğlu'na kurultay konuşmasında sarfettiği "Sırtımdan hançerleyenler var" sözleri de soruldu. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Beraber yola çıktığınız, birlikte mücadele ettiğiniz, kavgayı beraber verdiğiniz, illa sen Cumhurbaşkanı adayı ol diyen arkadaşlar sonra dönüp size tam tersini yaparlarsa ne dersiniz? Bunu vatandaşın takdirine sunayım. Sanki ben zorla cumhurbaşkanı adayı olayım dedim, aklımın ucundan bile geçmiyordu. MYK'da da Parti Meclisi ve Meclis grubunda da sizin mutlaka olmanız lazım denildi, her toplantıda bunlar söylendi. Düne kadar bana aday ol diyen sen değil miydin? Hayatım boyunca dayatma kültüründen gelmediğim için böyle bir şey (adaylığını dayatma) hiç yapmadım.

Ülkücü hareket içinden gelen danışmanlar
Kılıçdaroğlu'na, ülkücü hareket içinden gelen Ayhan Bora Kaplan soruşturması kapsamında tutuklan danışmanı da soruldu. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"CHP'nin oyu belli. Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 50 oy nasıl aşılacak? Benim iki tur danışmanım vardı. Biri kamudan gelen diğeri de seçim dönemine özgü danışmanlar. Eski MHP'liydim, AKP'liydim diye kağıt olması mı lazım? Ne diye eleştiriyorlar, danışman oldular diye. Bunlar CHP'ye oy verdi diye kızacak mıyız? Onlar bize çalıştılar, bizim için mücadele ettiler.

Kıyamet koptu, nasıl olur da Kılıçdaroğlu'nun danışmanı olur dediler. Niye olmasın? Biz dışarıdan CHP'li mi ithal edeceğiz? Biz bunlara para pul da vermedik, gönüllü çalıştılar. Ben helalleşme dedim. Benimle helalleşme geldiler. Halil İbrahim Sofrası'na oturmaya geldi. Bizim altı okumuzdan biri "milliyetçilik", milliyetçiyse geldi."

Kılıçdaroğlu'ndan Sinan Oğan'a: Şimdi herhangi bir ekonomik krizi yok beyefendinin

Kılıçdaroğlu, Sinan Oğan'ın, "Biz Altılı Masa adayını destekleseydik ve cumhurbaşkanı seçtirseydik, Türkiye bugünlerde yeniden seçimi konuşuyor olacaktı. Türk ekonomisinde kriz olacaktı, Türkiye'de siyasal kavga giderek derinleşecekti” sözlerine şöyle yanıt verdi:

"Kendisini çok fazla ciddiye almak istemem ama Sinan Bey'in ne olduğunu, eğer bize destek verseydi bir ekonomik krizle karşılaşacağını biz de biliyorduk. Şimdi herhangi bir ekonomik krizi yok beyefendinin. Durumu da keyfi de son derece yerinde."

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Manşet haberler
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •