CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TİP'in Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayı Gökhan Zan hakkındaki iddialar için "Olanlara şaşırmadım" yorumunda bulunurken, "CHP’ye geldi. İyi Parti’ye gitti. İyi Parti’den adaylaştı. Ayrıldı. Bize tekrar geldi. Hatay Büyükşehir’i istedi. Ama dedi ki 'Büyükşehir olmazsa Defne’yi verin, ben Lütfü Başkan’la uyumlu çalışırım.' Defne’nin olmayacağını anlayınca Arsuz’u istedi. Hep bizdeki belediyeleri istedi. Bizde olmayan bir belediyeyi kazanırım demedi. Garanti belediyeleri istedi" diye konuştu.
Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz'ın sorularını yanıtlayan Özel, Gökhan Zan'ın CHP'den ret yanıtı aldıktan sonra TİP adayı olduğunu söyledi.
Özgür Özel'in açıklamalarından satır başları şu şekilde...
- Gökhan Zan’la ilgili iddialar için ne düşünüyorsunuz?
Ben olanlara şaşırmadım.
- Neden?
Çünkü 6 Şubat akşamı 100 protesto varsa 99’u hükümeteyken, tamamen Lütfü Savaş’ın protesto edildiği gibi bir görüntü yaymaya çalıştı.
O gün (6 Şubat’ın yıldönümünde Hatay’daki anmayı kastediyor) meydanda Gökhan Zan’ın belli grupları organize ve koordine edip Savaş’a bir protesto olarak yansıtırken, gözündeki ateşi farklı gördüm.
Başka bir hırs vardı.
CHP’ye geldi. İyi Parti’ye gitti. İyi Parti’den adaylaştı. Ayrıldı. Bize tekrar geldi.
"Hep bizdeki belediyeleri istedi"
- Sizden bir şey istedi mi?
Hatay Büyükşehir’i istedi. Ama dedi ki “Büyükşehir olmazsa Defne’yi verin, ben Lütfü Başkan’la uyumlu çalışırım.” Defne’nin olmayacağını anlayınca Arsuz’u istedi.
Hep bizdeki belediyeleri istedi. Bizde olmayan bir belediyeyi kazanırım demedi. Garanti belediyeleri istedi.
- Ne dediniz?
“Savaş’ı eleştiriyordunuz” dedim. “Lütfü Başkan’la uyumlu çalışıyorum” dedi. “Düşüneceğim” dedim. Yüzüne doğrudan reddetmek doğru değil. Ama Zan’ı hiç düşünmedik. Çünkü çok tutarsız, çok ihtiraslı ve çok çelişkilerle dolu gördüm. Sonra git gide sertleştiğini ve çirkinleştiğini gördüm.
Sonra TİP’den aday oldu. Hatay’da hep şöyle sözler duydum: “Dışarıdan görüldüğü gibi değil. Siz onu bir tanısanız...”
Gördüğüm kadarıyla şimdi bütün Türkiye tanıdı.
Hatay’da deprem sürecinde “Lütfü abiyle uyumlu çalışırım” deyip görev istemesi, olmayınca gidip protestoları Lütfü Bey’e karşı organize etmesi hiçbir samimiyet barındırmıyordu.
Hukuk sürecini takip edeceğiz ama duyduğuma, gördüğüme şaşırmadım yani.
"Erkan Baş'a Zan'ın doğru aday olmayacağını dostane söyledim"
- Sizden red alınca TİP’e mi gitti?
Bizden ret yanıtı aldıktan sonra 6 Şubat süreci yaşandı. Sonrasında TİP, Zan’ı aday ilan etti. O süreçte TİP Genel Başkanı Erkan Baş’a Zan’ın doğru aday olmayacağını dostane söyledim.
O da “Siz başka aday gösterirseniz biz çekeriz” demişti. Ben TİP’in değerleriyle bağdaşmayacak bir yapısı olduğunu görmüştüm ama üstü kapalı söyledim. Sonrasında iş buralara kadar geldi.
- Bundan sonra ne olur Hatay’da?
AK Parti’nin Hatay’ı almak için nelere tenezzül ettiğini görüyoruz. Geçmiş oydan dolayı cezalandırıldığını söylemek, gelecek oyuyla ilgili şantajda bulunmak ve bu işlere kalkışmak, Hatay’ın AK Parti tarafından nasıl bir mücadeleyle alınmaya çalıştığını gösteriyor.
Muhalif seçmeni CHP altında birleşmeye bekliyoruz.
Genel başkan olarak teminat veriyorum ki, Hatay muhalif seçmenin tedirginliklerini ve taleplerini görmeyen bir yönetim anlayışında olmayacak. Hatay’ı Hatay İttifakı’yla yöneteceğiz. Belki aday belirleme sürecini böyle yönetemedik. Bu süreçteki eksikliği üstüme alayım.
CHP’ye oy versinler. Hatay’ı birlikte yöneteceğiz, birlikte ayağa kaldıracağız.
- Zan, bunun kumpas olduğunu iddia ediyor. Sizin “TİP’in kaybettirme ihtimali var” sözünüzü de ilişkilendiriyor. Ne düşünüyorsunuz?
TİP adayın arkasında kurumsal olarak dursa ve adayı çekmese bir kaybettirme potansiyeli vardı. Ama Gökhan Zan’ın bu süreçten sonra etkili bir siyasi aktör olmasını olanaklı görmüyorum. Geçmişte iyi niyetle TİP’e sevgisinden, CHP’ye kızgınlığından oy vermeyi düşünen herkesi, yaşananları göz önüne alıp Hatay’ı AK Parti’nin acımasız ellerine bırakmamaları için CHP’ye oy vermeye davet ediyorum.
Ne olmuştu?
Türkiye İşçi Partisi (TİP), Hatay adayı Gökhan Zan'ı adaylıktan çektiğini açıkladı. TİP, yayınladığı açıklamada, "Hatay İttifakı’nın ortak aday olarak önerdiği Gökhan Zan’ın partimizin asla tasvip etmeyeceği ilişkilere girdiğine dair çeşitli iddialar tarafımıza ulaşmıştır" ifadelerine yer verdi. Ayrıca TİP, "Hatay’da da deprem suçlarında ve yıkımda payı bulunan iktidar ve ana muhalefet adayları karşısında mücadele etme ve onlara oy vermeme" çağrısında bulundu. T24'ün aldığı bilgiye göre, TİP'in Zan'ın adaylığını geri çekmesinin gerekçesinin Zan'ın iki büyük partiyle girdiği rüşvetle ilgili ses kayıtları iddialarının olduğu bildirildi. Zan ise TİP'in açıklamasının ardından yayınladığı metinde "Yoluma ve adaylığıma halkımla birlikte daha azimli ve güçlü bir şekilde devam edeceğim" dedi. Zan, "uğradığı tehdit ve şantajlar hakkında yaptığı suç duyurusu" sonrası basın açıklamasını da sosyal medya hesabından paylaştı.
Savaş'ı suçladı
Suç duyurusunda Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ı desteklemesi için tehdit edildiğini de ileri süren Gökhan Zan, şu ifadeleri kullandı:
“Ben korumam olmadığı için adaylık süreci içerisinde vatandaşlar ile iç içe bir şekilde seçim kampanyalarımı yürütüyorum. Bu sebeple seçim süreci içerisinde halk ile bulaşmalarda birkaç şahsın kucağıma adaylıktan çekilmem gerektiğini, Lütfü Savaş’ı desteklemem gerektiğini, adaylıktan çekilmezsem kötü olacağını söylediler.
“Lütfü Savaş’ın başdanışmanı olan Mehmet Güzel’in de bu işin içerisinde olduğunu söylediler”
Ayrıca Turgay ile Mihal yaklaşık 1-2 hafta önce benim İskenderun’da bulunan ikametime seçim hakkında konuşma yapmak için geldiler. Burada aramızda konuştuk. Eve geldiklerinde üzerlerinde silahlar vardı. Silahı da bana açıkça gösterdiler ve beni tehdit ettiler. Bana kurgu ses kayıtları hazırladıklarını eğer 5.000.000 TL para vermezsem bunu yayınlayacaklarını, kendilerinin bizzat kurduklarını bana söyleyerek şantajda bulundular. Kuzeni olan Mihal’in FETÖ/PDY terör örgütüne mensup olduğundan bahisle beni tehdit ettiler. Ayrıca Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın başdanışmanı olan Mehmet Güzel’in de bu işin içerisinde olduğunu, kendilerini onun yönlendirdiğini, onun vasıtasıyla geldiklerini söylediler.”