Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Necip Fazıl Ödülleri programında konuştu. Erdoğan, "Hangi sebeple olursa olsun sporun günlük siyasi rekabetin mezesi haline getirilmesi yanlıştır, hatalıdır, sporumuza hiçbir faydası yoktur. Hangi adım atılması gerekiyorsa onu yapmaktan çekinmedik, çekinmeyiz. Dün geceden itibaren muhalefet partilerinin yaptığı açıklamaları istismar siyasetinin yeni örnekleri olarak görüyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
"Üstat Necip Fazıl Kısakürek'in manevi mirasını yaşatma amacıyla verdiğimiz ödüllerin onuncusunda yine sizlerle birlikteyiz. Bu yıl üstadın aramızdan ayrılışının 40. yıl dönümü.
Bu ödüllerle sadece büyük şairimize vefa borcumuzu ödemekle kalmıyor, aynı zamanda Türkiye'nin değerlerine de sahip çıkıyoruz.
Fatih'in emaneti Ayasofya'nın kapısına vurulan zincirler kendisi bir Ayasofya meftunu, Ayasofya aşığı olan üstada ağır geliyordu. Bir milletin ruh köküyle bağının zayıflamasını hiçbir zaman kabullenmedi. Üstadın mücadelesi milleti ruh köküyle yeniden buluşturmaktı. Üstadın Anadolu'nun ruh kökü dediği şey ise bizi biz yapan, vatanı vatan kılan, milleti millet yapan kadim hasletlerin bütünüydü. Harcını dini ve felsefi bir olgunlukla, sancılı ürperişlerle, sevinçlerle ve doğunun batmayan güneşiyle kardığı tüm eserlerinde üstadın öncelikli gayesi işte buydu. O, zaman ve mekan şuuruna sahip büyük bir iman ve dava adamıydı.
İşgalcilerim diye tabir ettiği devrinin tatsız tuzsuz, renksiz, ahenksiz dayatmalarına asla itibar etmemiştir. Türkçeyi savunmuştur.
"Ayasofya'yı yeniden açan Cumhurbaşkanı olarak anılmak, şereflerin en büyüğü"
Allah'a hamd olsun, zincirleri hep birlikte kırdık. Fatih'in vasiyetine uygun olarak Ayasofya'yı asli kimliğine tekrar kavuşturduk. Üstadın hayalini kurduğu şekilde bu yüce mabedi açmayı başardık. Rabbime bizlere bu onuru bahşettiği için sonsuz hamd ediyorum. Ayasofya'yı yeniden açan Cumhurbaşkanı olarak anılmak, bizim gönül dünyamızda şereflerin en büyüğüdür."Geldiğimiz zaman İstanbul çöp, çukur, çamurdu"
Bunlara hiçbir şey bırakılmaz. Bunlar, ülkeyi bile çırılçıplak hale getirirler. Geldiğimiz zaman İstanbul çöp, çukur, çamurdu. Kendilerine nasıl bir İstanbul teslim ettik, ortada. 31 Mart çok önemli. Yeniden İstanbul'u, Türkiye'yi aslına rücu ettirmek için çok önemli.Ayasofya'yı biz açtık, ama onu koruyacak olanlar elbette gençlerimizdir. Gençlerimizin emanete sahip çıkacağına yürekten inanıyorum.
Sinemadan tiyatroya, romandan müziğe kadar birçok alanda iç içe geçmiş çok katmanlı ilişkilere rastlıyoruz. Bu ilişkiler, ülkemizde yeni kabiliyetlerin çıkmasına engel teşkil etmektedir.
"Siyasetteki vesayet sistemini bitirdik"
Hükümet olarak, son 21 yılda attığımız kararlı adımlarla siyasetteki vesayet sistemini bitirdik. Sırf kendi dünya görüşlerinden olduğu için katillere, teröristlere leke kondurmuyorlar. Lafa gelince demokrasiyi kimseye bırakmazlar. 27 Mayıs ve 28 Şubat darbecilerini alkışlamaktan da geri durmazlar. İnsan haklarında mangalda kül bırakmazlar ama Gazze'de devam eden İsrail vahşeti karşısında çıkıp bir kelime etmezler. Bunları ülkenin menfaatine, demokrasimizin hayrına olan hiçbir meselede ortalıkta göremezsiniz. Vesayetçiler adına gazete köşelerinden, televizyondan sağa sola ayar verirken mutlaka görürsünüz. Nerede Türkiye'ye ve Türk milletine karşı eylem hazırlığı varsa, bunların hepsini ön safta mutlaka bulursunuz."Muhalefetin yaptığı açıklamaları istismar siyasetinin yeni örnekleri olarak görüyoruz"
Dün gece yaşanan hadiselerden duyduğumuz üzüntüyü vurgulamak istiyorum. Türk sporunun başarılarla gündeme gelmesini istiyoruz. Sporun günlük siyasetin mezesi haline getirilmesi yanlıştır. Dün geceden itibaren muhalefet partilerinin yaptığı açıklamaları istismar siyasetinin yeni örnekleri olarak görüyoruz.Gazi Mustafa Kemal, bu ülkenin banisidir. Daha düne kadar, affınıza sığınarak söylüyorum 'Siz Atatürk’ün askeri değil, itlerisiniz' diyenlerle el ele kol kola yürüyenlerin bugün söylediklerinin bizim nazarımızda hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Türkiye’nin ve Türk milletinin onurunu, haysiyetini, şerefini bizim nasıl savunduğumuzu CHP bilmese de tüm dünya çok iyi biliyor. Ülkemizin itibarını bizim nasıl koruduğumuzu muhalefet bilmese de tüm insanlık gayet iyi biliyor.
"20 yılım futbolla geçti, bunlar gibi tribünden seyretmedim"
CHP ve şürekası ders vermeyi bıraksınlar şayet samimiyseler gitsinler önce bölücü örgütün uzantısı ittifak noktalarından hesap sorsunlar. Dünkü olayın mecrasından çıkarılarak şov ve provokasyon malzemesi yapılmasına müsaade edemeyiz. Hele hele müessif bir olay üzerinden milletin inancına ve mukaddesatına ahlaksızca dil uzatılmasına hiçbir şekilde mazur göremeyiz. Bu konuda yapılması gereken ne varsa, hangi adım atılması gerekiyorsa onu yapmaktan çekinmedik, çekinmeyiz. 20 yılım futbolla geçti, bunlar gibi tribünden seyretmedim. Spor camiasına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Tüm kulüplerimizden sporun barışı dayanışmayı iş birliği temsil eden fair play ruhuna samimiyetle sahip çıkmalarını bekliyorum."