Aralarında Arda Turan, Emre Belözoğlu ve Muslera'nın olduğu futbol dünyasının ünlü isimlerini 'özel kapalı fon' vurgunuyla milyonları kaldıran Seçil Erzan'ın yargılaması başladı. 216 yıla kadar hapsi istenen Erzan, hakim karşısına çıktı. Savunmasını gerçekleştiren Erzan, "Bu insanların faiz adı altından aza değil fazlasına tamah etmeleri beni bu noktaya getirdi. Ben çok korkak bir insanım. 45 milyon dolar değil 1 milyon dolar alıp götüremem. Herkes benim etimden kemiğimden faydalanmış. Ben şu an canımla kaldım" şeklinde kendisini savundu. Hakim karşısında 2020 yılında Fatih Terim'in kendisine 300 bin dolar vererek değerlendirmesini istediğini itiraf eden Erzan, "Kazandırırken Seçil'dim, kazandıramayınca dolandırıcı oldum" diyerek savunmasına son verdi. Sabah'tan Deniz Yusufoğlu'nun haberi şöyle;
Özel bir bankanın şube müdürü olan Seçil Erzan, "özel kapalı fon" sistemiyle aralarında eski futbolcular Emre Belözoğlu, Arda Turan, Selçuk İnan ve Galatasaray'ın başarılı file bekçisi Fernando Muslera'nın da olduğu ünlü isimleri ve yakın 25 milyon 770 bin dolar ve 7 milyon 384 bin lira dolandırıldığı iddiasıyla hakkında iddianame düzenlendi.
216 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR...
18 müştekinin yer aldığı iddianamede Seçil Erzan'ın "Özel belgede sahtecilik" ve "Nitelikli dolandırıcılık" suçlarından dava açtı. Bankacı Seçil Erzan'ın 66 yıldan 216 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Diğer 6 şüphelinin ise 3 yıldan 65 yıla kadar değişen oranlarda hapisleri istendi.
YARGILAMASI BAŞLADI...
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Seçil Erzan, Ali Yörük, Nazlı Can, Atilla Yörük, tutuksuz sanıklar Asiye Öztürk, Kerem Can duruşmada hazır edildi. Sanık Hüseyin Eligül Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Müştekiler Volkan Bahçekapılı, Emre Çolak, Emrah Çolak, Burhan Taşpolat, Evrim Pınar Güzel ve bazı müştekiler katıldı. Duruşmaya çok sayıda avukat katıldı.
BANKA ŞUBE MÜDÜR SEÇİL ERZAN HAKİM KARŞISINDA...
Savunması alınmak üzere hakim karşına çıkan Seçil Erzan, kimlik tespiti esnasında Jeoloji Mühendisi olduğunu belirtti. Seçil Erzan, kişisel hayatında her şey halledebilir edasıyla kimseye hayır diyemediğini ve bu sebeple işlerin bu noktaya geldiğini söyleyerek savunmasına başladı. Erzan, "Her şey gereksiz 'ben yaparım' özgüveniyle başladı.. Benim görmezden geldiğim, küçük sandığım şeyler meğer çok önemliymiş. Banka şube müdürü olmak Seçil olmaktan daha zormuş. Bana dokunmaz sandığım insanlar herkes gram gram zehirlerinin bana salmışlar" dedi.
"ŞUBAT AYINA KADAR KORLARIN ÜSTÜNDE YÜRÜDÜM"
Erzan, "Bankanın genel müdürü Hakan Ateş şube müdürü olarak çalıştığım zamanlarda bize, 'Benim şube müdürlerim kaptanlarımdır. Çıplak ayakla kor üstünde yürür' derdi. Ben Şubat ayına kadar korların üstünde yürüdüm. Ben batmak üzere olan bir geminin kaptanıydım. Dolandırıcı olsaydım eğer gemi batarken ben kurtulurdum. Suça konu bakiyenin bende olmadığı kendime bir mal varlığı edilmediğim, saklamadığımı herkes biliyor. 45 milyon dolar olmadığı tek gerçek. Bu bakiye, birinin evlerinde, arabalarında, aldıkları ikinci evlerinde, yurt dışı seyahatlerinde ve ceplerinde olduklarını biliyorlar. Benden şikayetçi olan adı geçen herkesle ortak paydamız para kazanmaktı" dedi.
"İNSANLARIN FAİZ ADI ALTINDAN AZA DEĞİL FAZLASINA TAMAH ETMELERİ BENİ BU NOKTAYA GETİRDİ"
Bankacı Erzan, işini seven ve işine bağlı biri olduğunu, bankadaki işlemlerinden dolayı camiada tanındığını, müşterileriyle sadece iş değil aynı zamanda özel hayatından da paylaşımları olduğunu söyledi. Savunmasına devam eden Erzan, "Ben dolandırıcı değilim. Ben dolandırıldım. Benim iradem dışında fon denilen bir şey çıktı. İnsanların parasını zimmet yaparak üzerime almadım. Birileri beni dolandırdı ve ben de şu an bu konuma geldim. Defalarca evimi ipotek ettirdim. Arabamı sattım her şeyi sattım. Bu insanların faiz adı altından aza değil fazlasına tamah etmeleri beni bu noktaya getirdi. Anapara ödeniyordu. Şubat ayından sonra ben baskı altına girdim. Bu insanlar 7/24 beni rahatsız ettiler. Çok kötü olaylar yaşadım, evimi bastılar, silahla tehdit ettiler, mermi gösterdiler, işten attıracağız diye tehditler ettiler. İnsanların hepsi kağıt parçası istiyorlardı çünkü o kağıtlar 'ben size borçluyum' demekti. Amacım orada ben size parayı ödeyeceğim demekti. Ben hesap kitap yapamadığımda bana yardımcı olmalarını istediğim insanlar oldu" dedi.
"BEN ÇOK KORKAK BİR İNSANIM"
"Borçlu kalmak istemiyordum. İnsanlardan yardım istediğim de ise daha büyük bir sarmalın içine girdim. Suçlandım. Yurt dışına götürdüğümü, Araplarla yediğimi söylediler" diyerek savunmasına devam eden Erzan, "Bana dolandırıcı dedirtmeyin lütfen. Ben dolandırıcı olsam kimseye senet vermezdim. Canımla buradayım. Nisan ayından beri sağlıklı düşünemiyorum. Ben çok korkak bir insanım. 45 milyon dolar değil 1 milyon dolar alıp götüremem. Herkes benim etimden kemiğimden faydalanmış. Ben şu an canımla kaldım" dedi.
"BEN DOLANDIRILDIM"
Erzan, "Bana kendi istekleriyle paralarını teslim ediyorlardı. Sonra bir anda fazla faiz adı altında beklenti artınca üzerime gelmeye çalıştılar. Amacım kimseyi dolandırmak değildi. Ben dolandırıldım. Ben borçluyum ama insanlar mal mülk sahibi oldular" dedi. 2011'de Florya şube müdürü olduğunu söyleyen Erzan, yakınlarının kendisine para verdiğini ve onları değerlendirdiğini, ödeme yapamadığı zamanlarda ise kredi çektiğini belirtti.
