14 Mayıs seçimleri sonrasında CHP içerisinde alevlenen 'değişim' tartışmaları için beklenen gün geldi. CHP'nin 38. Olağan Kurultayı bugün sabah saatleri itibarıyla başladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Grup Başkanı Özgür Özel yeterli imza sayılarına ulaştı. Diğer adaylar Örsan Öymen ve İlhan Cihaner ise adaylıktan çekildi.
İşte Özgür Özel'in açıklamaları:
"Sayın genel başkanım değerli yol arkadaşlarım hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. 81 il 973 ilçede CHP'de baba evimizde çayı demleyenlere bayrağı sallayanlara Kurultayımızdan selam olsun.
Memleketimin dört bir yanında 6 oklu bayrağı sallayanlara, İstanbul'da Ankara'da Sputnik önünde direnen gazetecilere Can Atalay'a Selçuk Kocaağaçlı'ya, Osman Kavala'ya, Selahattin Demirtaş'a selam olsun.
İleri yaşlarına rağmen tek adamın bitmez kiniyle cezaevinde tutulan Erol Özkastak'a utanarak selam olsun.
Bugün buraya dalları ülkemizin her köşesini saran yapraklarımızı herbir insanımıza umut olan yüzyıllık ulu çınarımızın gölgesine geldik. Geçmişten gelen büyük bir emaneti taşımaya gençlerin kaygılarının korkularının yükünü sırtlarında taşıyanlarız.
Milliyetçiliği Ege'nin Akdeniz'in derin sularına Kıbrıs'ın Beş parmak dağlarına yazan Ecevit'in partisiyiz. Biz ülkemizi çok partili rejimle tanıştıran İsmet Paşa'nın partisiyiz. Ve biz, 'Türkiye ve CHP iki büyük eserimdir' diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisiyiz.
38. Kurultayımızdayız.
CHP'nin ilk kurultayı 4 Eylül 1919 Sivas Kongresi'dir. İşte bu ifade bizim kurultayımızı diğer tüm partilerin kurultaylarından farklılaştırır. En önemli özelliği sadece kendi partimiz için değil ülke siyasetini şekillendirmesidir. Sadece yönetim kadrosunu ve genel başkan seçmek için gelmedik. Türkiye siyasetini yeniden şekillendirmek için hepimiz buradayız.
Partimiz 1979'dan bu yana 44 yıldır ağız tadıyla iktidar olamadı. Kurultaylarımız 44 yıldır bizlere görev veriyor. İyi niyetli çabalara rağmen bunu beceremedik. Burada 38. Kurultayımızdayız.
Ben sizde kuruluş iradesinin Sivas Kongresi delegelerinin ruhunu görüyorum. Bugün karşımda sosyal demokrasiyi iktidar yapan kurultayın inancını görüyorum. Sahaya baktığımda sizlerin gözlerinizin içine baktığımda parti tarihini bilen, sosyal demokrasiyi benimsemiş, pırıl pırıl partilileri ve gençleri görüyorum. 44 yıldır delegelerimizn verdiği görevi yerine getiremediğimizden hem partimiz hem ülkemiz ağır bedeller ödedi. CHP iktidar olmadıkça sağ partiler ülkeyi yoksullaştırdı. Kimlikler arası gerilimlerle ülkeyi kutuplaştırdı. Eğitim ve adaleti çökerttiler. Bizden geri kalmış ülkeler yanımızdan gelip geçtiler. Biz ise yoksullaşıp otoriterleştik. İktidar olamadığımız için Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına liyakatsiz bir bürokrasiyle, çürümüş bir adalet sistemiyle ve yarısı yoksulluk sınırının altında yaşayan bir nüfusla giriyoruz.
Ülkenin rotası Batı'dan Doğu'ya çevrildi. Orada aklın bilimin liyakatin yerine lidere ve rejime sadakat var. CHP'nin seçim kaybının maliyeti deyince dar bir çerçeveden bakıp birlikte kaybettik hesabı neden Kemal bey ödüyor diyor. Hesabı ne Kemal bey ne Özgür Özel ödüyor. Ancak hesabı dünyanın en güzel ülkesinde yaşadığı halde başka ülkelerde hayal kuran gençlerimiz ödüyor. Hesabı kredi borcunu ödeyemeyen esnaf, yoksullar ödüyor. Niteliksiz eğitime mahkum olan yeterli beslenemeyen ve barınamayan öğrencilerimiz ödüyor. Ama birileri de var ki bu hesabı canıyla ödüyor. Güvenli olmayan madenlerde hayatını kaybeden emekçilerimiz, depremlerde ölen vatandaşlarımız, sel sularında can veren insanlarımız ve cinayetlerine kurban giden kadınlar CHP'nin iktidarda olmamasının bedelini. Şunu anlatmalıyız, Cumhuriyet yas tutma rejimi değildir. Yasları bahane edip milli bayramları yasaklama bayramı değildir. Anneleri da babaları da gençleri de güldürmektir Cumhuriyet. Tüm bu sebeplerle Atatürk'ün partisinin ikinciliklerle yetinmesine itirazım var.
Biz kaybedilen seçim sonrası hiçbir şey olmamış gibi yapılmamasına hatta bu ağır yenilginin sorumluluğunun alınmamasına karşı çıkanlarız.
Hiç üzerime alınmadım! CHP'de hançer yok, hançerleyecek kimse de yok.
Tayyip Erdoğan tahıl koridoruyla dünyaya caka sattı. Bunu bize anlatacak genel başkan yoktu. Bütün gençler teknofest'le ilgilenirken, bizim ihalar ve sihalarla ilgili tüm Türkiye konuşurken savunma sanayi konusunda bir uzmanımız yoktu.
Herbiri bizim kadar aydın bizim kadar çalışkan bizim kadar bilgili kendi bölgesini hepimizden iyi bilen delegelerin karar alma süreçlerine katkı yapması son derecede önemlidir. Biz 6 ayda bir bu delegeyi Ankara'ya davet edip onlarla 3 gün 4 gün ülkenin temel meselelerini konuşacağız. Gerekirse gruplara ayrılacağımız bu ülkeye bu ülkeyi bu Parti yönetir diyeceğimiz bir partinin sözünü veriyorum.
Bir müjde de dijital demokratik katılıma dair. Dijital demokratik katılım, telefonlar üzerinden bir uygulamayla politikalar nasıl, sahadaki durum nasıl, üyelerimiz hepsini görebilecek.
Ben size Tayyip Erdoğan'ı arkada bırakacak bir lider seçmenizi öneriyorum.
Bu mitingin ne için yapıldığı ne amaçla yapıldığı ve derdin nasıl anlatıldığı önemli. Memlekette her akşam zam furyası esecek, bir ayda %200-300 her şeye zam gelecek, sen çıkacaksın hayat pahalılığına karşı 2 milyon kişiyle miting yapacaksın. Bak bakalım AKP'li MHP'li onun arkasında mı konsolide oluyor, senin mi?
Sokaktan korkmayan meydandan korkmayan toplumun tepkilerinin örgütlenmesine katkı sağlayan barışçıl yollarla yapılacak gösterinin bir teminatı olan CHP'nin sözünü veriyorum."