İsrail medyasında çıkan bir haberde, İletişim Başkanı Fahrettin Altun hedef alındı. Haberde yer alan ifadelerde düşmanca tutum dikkatlerden kaçmazken, , Altun'un Hamas'ın küresel çapta savunuculuğunu yaptığı iddia edildi.
The Times of Israel’de çıkan haberde Fahrettin Altun, "Sadece Erdoğan'la en gizli toplantılara katılmakla kalmayıp, aynı zamanda İsrail'in Gazze savaşını Türk devlet medyası ve trol çiftlikleriyle yürütme biçimine karşı Türk saldırılarını şekillendiren önemli bir beyin" olarak nitelendirildi.
Gazete haberinde, Altun'un Hamas'ın küresel çapta savunuculuğunu yaptığını iddia etti.
İşte o haber:
İsrail'in Gazze'deki operasyonlarını gerekçe göstererek Binyamin Netanyahu hükümetiyle gerilimi tırmandıran ve bunu onaylamadığını ifade eden Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki yıllardan farklı olarak perde arkasında yeni bir ismi devreye soktuğu belirtilen haberde, perde arkasındaki bu ismin İletişim Başkanı Fahrettin Altun olduğu ifade edildi.
Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerinde geçmiş diplomatik krizlerden farklı olarak yeni bir strateji denediğine işaret edilen haberde, “Diplomatik ilişkileri sürdürürken ve İsrail'e herhangi bir somut yaptırım uygulamaktan kaçınırken hem sosyal hem de geleneksel medya aracılığıyla İsrail'e karşı amansız bir ulusal ve uluslararası karalama kampanyası yürütülüyor.” iddiasında bulunuluyor.
Haberde, "Erdoğan'ı devirmek imkansız ama Fahrettin Altun ve ekibi durdurulmalı. Hem de derhal!" şeklinde düşmanca tutum dikkati çekiyor.
İletişim Başkanı Altun, sosyal medyadaki son paylaşımında İsrail'in gazetecileri kasıtlı olarak hedef almasının hız kesmeden devam ettiğini belirterek, "İsrail'in Gazze'deki sivillere yönelik saldırıları binlerce masumun ölümüne sebebiyet vererek adeta kıyamet sahneleri yaşatıyor. Kayıp canların büyük çoğunluğunu çocuklar, kadınlar, yaşlılar, sağlık çalışanları ve gazeteciler oluşturuyor. Gazzelilerin bu şekilde insandışılaştırılması hayal bile edilemeyecek boyutlara ulaştı. İsrail görevlerini ifa etmeye çalışan gazetecilere utanmadan saldırarak sahadan gelen gerçek sesleri susturmaya çalışıyor.
Görünen o ki basın özgürlüğü ve doğru bilgiye ulaşma hakkı İsrailli yetkililer için hiçbir anlam ifade etmiyor. Açık bir şekilde olayların yalnızca kendi tasvirlerinin ve versiyonlarının yayılmasını istiyorlar. Uluslararası toplum, İsrail'in basına yönelik bu saldırılarına karşı ne yazık ki sessiz kaldı. Birçok meslektaşımız için artık çok geç olsa bile uluslararası toplum bu saldırılara karşı kayıtsız kalamaz. " ifadelerine yer vermişti.