“Korsan yayın suçtur” diyen Acun Ilıcalı'ya ünlü besteci Burhan Bayar'dan tepki geldi: "Bizlerden helallik al ve eser sahiplerinin haklarını öde!"

“Korsan yayın suçtur” diyen Acun Ilıcalı'ya  ünlü besteci Burhan Bayar'dan tepki geldi:
A- A+

Acun Ilıcalı geçtiğimiz günlerde “Korsan yayın suçtur” şeklinde bir açıklama yapmıştı. Bu açıklamaya ünlü besteci Burhan Bayar'dan tepki geldi ve “Sevgili Acun programlarında izinsiz yayınladığın şarkılarımın telifleri için kazandığım dava 4 yıldır istinaf mahkemesinde bekliyor." dedi.

Acun Ilıcalı, korsan yayınların Anadolu futbolunu bitireceğini söyledi ve “Kardeşim gayet basit, korsan yayın hırsızlık. Ayrıca günahtır, haramdır, suçtur. Korsan yayın izleyenler gitsin arada sırada mağazalardan bir şeyler çalsın, aynı suç zaten” ifadelerini kullandı.

ÜNLÜ BESTECİ'DEN ACUN'A TEPKİ...

Acun Ilıcalı'nın bu açıklamalarının ardından besteci Burhan Bayar, Ilıcalı'nın programlarında şarkılarını izinsiz kullandığını ve telif bedellerini ödemediğini belirtti. Bayar şu ifadeleri kullandı:

“Sevgili Acun programlarında izinsiz yayınladığın şarkılarımın telifleri için kazandığım dava 4 yıldır istinaf mahkemesinde bekliyor. Bizlerden helallik al ve eser sahiplerinin haklarını öde inan işler daha iyi olacak. Senin için minik para bunlar”

Ünlü besteciden korsan yayınlara 'hırsızlık' diyen Acun Ilıcalı'ya: Bizlerden helallik al ve eser sahiplerinin haklarını öde

BURHAN BAYAR KİMDİR?
Burhan Bayar, birçok kişinin arabesk müzikle tanışmasını sağlayan isim de oldu. İbrahim Tatlıses, Küçük Emrah ve Gökhan Güney’in arkasındaki en büyük güç o iken, Müslüm Gürses’in şöhretine şöhret katılmasını sağlayan en önemli isimde o’ydu. O, bir orkestra şefiydi onsuz arabesk olmazdı.

Küçük Emrah, Burhan Bayar, İbrahim Tatlıses, Gökhan Güney

Burhan Bayar’ın babası dönemin en iyi otellerinden biri olan Santral Palas’ta berberlik yapıyordu. Bir gün o otelin üst katında, dönemin ünlü orkestra şefi Muhittin Paydaş orkestrasıyla prova yapıyordu. Burhan da oradaydı. Burhan yine müziğin ritmine kapılmış, Paydaş’ı dinliyordu. Bu durumu fark eden Paydaş, usulca ona döndü: “Müziği seviyor musun?” diye sordu. Burhan, evet anlamında başını salladı. “Bir şey çalıyor musun?” sorusuna ise cebindeki paslı kavalı uzatarak cevap vermişti. Paydaş, duygulanıp hemen ona bir yan flüt hediye etti. Bu hediye adeta Burhan’ın hayatında bir dönüm noktası oldu. Kendisine hediye edilen flütün değerinin 2-3 bin dolar olduğunu öğrendiğinde müzisyenlere ve müziğe saygısı bir kat daha arttı. Bundan sonraki süreçte Burhan, Adana’da bir saksafoncudan özel dersler almaya başladı. Müslüm ise daha 12 yaşında çay bahçelerinde şarkı söylemeye başlamıştı. Kendi yaşıtlarına göre sesi çok gürdü. Burhan’ın deyimiyle Müslüm’ün sesi o dönemde bile elli yaşındaki bir erkek gibi çıkıyordu.

Adana’nın çalgıcılar mahallesine yakın yerlerde büyüyüp Türkiye’de bir döneme damgasını vuran bu iki çocuk daha sonra herkesin tanıyacağı: Burhan Bayar ve Müslüm Gürses olacaktı. Daha çok küçükken Müslüm bağlama, Burhan da kaval çalmaya heves etti. Böylece bu iki kafadar amatör de olsa müziğe başladılar.

Birkaç yıl sonra Burhan Bayar, mimarlığı kazanarak İstanbul’a gitti. İstanbul’a okumak için gelmişti; ama müziğe olan ilgisi de devam ediyordu. Yaptığı besteler ilgi görmeye başladı. Hatta iki bestesi, dönemin ünlü seslerinden Vahdet Vural tarafından okundu. Sonra Ferdi Tayfur, 15 yaşında ise Orhan Gencebay’ın ekibinde çalmaya başladı. Yaklaşık bir yıl sonra, Almanya’nın dev kaset firması Türkola’da kadrolu aranjör olarak işe başladı. İlk iş olarak da İbrahim Tatlıses’in “Mutlu Ol Yeter” albümünü yaptı. Satışlar inanılmazdı. Hemen bir yıl sonra, aynı firma birileri tarafından önerilen Müslüm Gürses plağı yapma talebini reddetti; zira o dönem Gürses bunalımdaydı ve ağır bir alkol problemi vardı. Kimse de albüm yapmaya yanaşmıyordu.

Bütün riskleri almış ve elini taşın altına sokmuştu. Aranjörlüğünü, birçok şarkının bestesini, albümün yönetmenliğini yaptığı Uzelli Plak ambleminin yer aldığı albümü oluşturdular. Ve Müslüm Gürses’in “Anlatamadım” adlı bu albümünün çok iyi satılmasını sağladı. Bir yıl sonra da (1984’te) Bayar Müzik şirketini kurdu. Sloganları ise hayli iddialıydı: “Müzik bizim işimiz…” Gerçekten de müzik onların işiydi… Özellikle 1980’lerde kardeşi Uğur Bayar’la birlikte Türk müzik tarihinin en iyi işlerini çıkardılar.

Arabesk tarihinin en etkili isminden biri olan Müslüm Gürses’le çocukluk arkadaşlığı, İbrahim Tatlıses’le 1977’de başlayan ağabey- kardeşlik ilişkisi, hem onlara hem de Burhan Bayar’a çok şey kattı.

Bir yüzünde çoğunlukla Burhan Bayar imzası bulunan, yönetmenliğini de yaptığı türkülerin yer aldığı “Gülmemiz Gerek” Long Play’i Burhan Bayar ile İbrahim Tatlıses’in hayatını önemli bir ölçüde değiştirdi. Bundan sonraki süreçte Türk halk müziği tarzında eserler okuyan Tatlıses; Burhan Bayar ile birlikte, albümlerinin bir kısmında arabesk müzikler okurken bir taraftan da Türk halk müziği tarzında okumaya devam etti. 

“Bu da Geçer” şarkısı ve ardından gelen “Mutlu Ol Yeter / Bir Kulunu Çok Sevdim” 45’lik plağı, bu iki insanın kariyerlerinin artık zirvede olduğunun göstergesiydi. Takip eden yıllarda “Hepsi Geçer, Yalan, Dost Nasihati, Gözlerim Yaşlı, Sevda Ne Yana Düşer Usta, Benim Hayatım, Sevdalandım, Ayşem, Yalnızım, Mavi Mavi, Sevmek, Gülüm Benim, Yıkılmışım Ben, Dertli, Gülümse Biraz, Sevmeyi Dene” gibi birbirinden hit şarkılara imzasını attı. Arabesk tarihinin belki de en başarılı girişimleri, hep İbrahim Tatlıses ve Burhan Bayar ikilisi tarafından gerçekleşti.

Yine aynı yıl, Küçük Emrah’ın “Yaralı” albümünü, Gökhan Güney’in “Melek Yüzlüm” albümlerini yöneterek hem küçük Emrah’ın hem de Gökhan Güney’in kariyerinde yeni bir sayfanın açılmasına vesile oldu. Bir yıl sonra tüm zamanların en iyi Müslüm Gürses albümü olan “Küskünüm” ü yönetti, içindeki birçok şarkıyı besteledi. Elbette bunlar onun bestelediği eserlerin yalnızca birkaçı.

Burhan Bayar, birçok kişinin arabesk müzikle tanışmasını sağlayan isim de oldu. İbrahim Tatlıses, Küçük Emrah ve Gökhan Güney’in arkasındaki en büyük güç o iken, Müslüm Gürses’in şöhretine şöhret katılmasını sağlayan en önemli isim de o’ydu.

1980’lerden 1990’ların sonuna kadar her yönüyle müzik piyasasının egemeniydi.

Uzun yıllar, müzik piyasasında bulunan Bayar, birçok yeniliğin de öncüsü oldu. Müslüm Gürses’in arabesk dışında şarkılar okumasını sağlamıştı. Mesela yönetmenliğini yaptığı “Paramparça” albümü bunlardan biriydi.

Gürses ve Tatlıses onun için farklıydı; bu konuda şunları söylüyordu: “Müslüm Gürses aynı mahallede oturduğum, çocukluk arkadaşım. Müziğe de birlikte başladık. Allah rahmet eylesin, sevdiğim bir dostumdu. İbrahim Tatlıses ile de 1977’de tanıştım; kendisi hâlâ abim. Kimsenin ruhu birbirine benzemiyor. Bir de bizim meslekte ‘en’ yok; en iyi okuyan, çalan, yazan... Öyle bir şey olmadığı için ikisini ayıramıyorum. Bu iki ismi tartışmaya da gerek yok. İkisi de Allah tarafından ödüllendirilmiş kişiler.” Elbette onlar sesleriyle ödüllendirilmiş insanlardı; ama Bayer’in bu başarılarda yeri kaçınılmazdı.

Burhan Bayar’ın başarıları çoğu zaman ödüllerle de taçlandı. En son 2016 yılında 22’nci Altın Objektif Ödülleri müzik dalında, yaşam boyu ödülüne layık görüldü.

Müslüm Gürses’in çocukluk arkadaşı, yoldaşı, İbrahim Tatlıses’i 30 yıl zirvede tutan adam, Orhan Gencebay’dan Ferdi Tayfur’a, Emrah’tan Ahmet Kaya’ya, Sezen Aksu’dan Mazhar Alanson’a sayısız sanatçının arkasındaki adam, aranjör, çalgıcı, orkestra şefi Burhan Bayar, 4 Kasım 1957’de doğdu. Yüzlerce şarkıya, onlarca albüme ve birçok film müziğine imzasını attı.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Manşet haberler
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •