Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, tepkilere neden olan emekliye yüzde 25 zam hakkında, "Memurlarımıza zamlar gelirken, emeklilerimize hiçbir şeyin gelmemesi olacak bir şey değil. Onları da inşallah memnun edecek adımları atacağız" açıklamasını yaptı. Erdoğan, hayat pahalılığı ve enflasyon hakkında da, "Vatandaşlarımız gönüllerini ferah tutsun, ekonomi kadrolarımız işinin ehli. Enflasyonu yine tek haneye AK Parti kadrolarının düşüreceğine inansınlar" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem konusunda, "İstanbul için 1,5 milyon konutun dönüşümünü öngörüyoruz, bunun için boşa harcanacak vakit yok. Hiçbir çalışmayı ağırdan alacak durumumuz yok" ifadesini kullandı. Erdoğan, "Asrın felaketinden etkilenen illerimizde konutlarımızı zemin artı 3, zemin artı 4 şeklinde inşa ediyoruz. Bunun yanında köy evlerini inşa ediyoruz. İnşallah 1 ile 1,5 yıl içinde konutları da sahiplerine teslim edeceğiz" diye konuştu.
14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerindeki rakibi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklenen Erdoğan, "Kılıçdaroğlu benimle kaç yarışa girdi? 13’te 13 yaptı. Şimdi 14 de 15 de olsa bu arkadaştan bir şey olmaz. En hayırlısı kendisinin çekilip gitmesi lazım" dedi.
Erdoğan, sokak hayvanları meselesi için de, "Avrupa’da nasıl çözüme kavuşturulduysa aynı uygulamaları hayata geçireceğiz. Sokaklarımızı güvenli hale getirmek görevimiz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan Devleti'nin Kuruluş Günü kutlamaları ile Dünya Atletizm Şampiyonası etkinliklerinin bir bölümüne katılmak üzere gittiği Budapeşte'den dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, "Şahsıma ve heyetime gösterdikleri samimi misafirperverlik için Macaristan Başbakanı Viktor Orban ve Cumhurbaşkanı Katalin Novak başta olmak üzere tüm Macar dostlarımıza teşekkür ediyorum." dedi. Erdoğan, ziyaretleriyle dost Macar halkının milli gün kutlamalarında sevinçlerine ortak olduklarını ifade etti.
Gazetecilerin yönelttiği sorular ve Erdoğan'ın yanıtları şöyle:
-2023’ün Şubat ayında yaşadığımız Kahramanmaraş depreminin ardından 6 ay geçti. Siz depremin hemen ardından başlattığınız yoğun çalışmaların bir parçasını seçim beyannamenize de koydunuz. AK Parti’nin seçim beyannamesinde Afetle Mücadele Acil Eylem Planı vardı. Bu aslında çok fazla ve çok detaylı bir çalışmanın bir parçasıydı. Bugün itibarıyla başta beklenen İstanbul depremi olmak üzere olası afetlere karşı ne derece hazırlıklıyız, durumumuz nedir?
Asrın felaketinin yaralarını sarmak, 11 ilimizde hayatı normale dönüştürmek için başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanım olmak üzere AFAD, İçişleri Bakanımız hepsi yoğun bir şekilde çalışıyor. 6 Şubat depremlerinin hemen ardından 680 bin yeni konut için çalışmalarımızı başlattık. 11 ilimize biliyorsunuz biz koordinatör valiler atadık, onlarla birlikte bu süreci devam ettiriyoruz.
Türkiye’yi depreme dayanaklı hale getirmek için yürüttüğümüz çalışmalarımızda İstanbul’u, Marmara’yı ayrı bir başlık altında değerlendiriyoruz. İstanbul için 1,5 milyon konutun dönüşümünü şu anda öngörüyoruz ve bunun için boşa harcanacak bir vakit yok. Gerek deprem bölgesi gerekse diğer illerimizde olsun hiçbir çalışmayı ağırdan alacak durumumuz yok.
İstanbul’dan öte Marmara ile ilgili hazırlıklarımız başta ilgili bakanlar olmak üzere devam ediyor. Kocaeli, Yalova, Sakarya, Düzce, Bolu depremlerini yaşadık. Her an, her yerde, her zaman bu tür depremlere hazırlıklı olmamız gerekiyor. Orta Anadolu havzası sürekli beşik gibi sallanıyor. Daha yeni Adana’da yine 5,5 şiddetinde depremler yaşadık. Kahramanmaraş’ta yine aynen devam ediyor. Bunlara karşı hazırlıklı olmak durumundayız.
Asrın felaketinden etkilenen illerimizde konutlarımızı zemin artı 3, zemin artı 4 şeklinde inşa ediyoruz. Bunun yanında köy evlerini inşa ediyoruz. Vatandaşlarımıza evler konusunda daha ne gibi destekler verebiliriz bunu çalışıyoruz. Buralarda çelik konstrüksiyon ile bu binalarımızı yapıyoruz, hafif yapı elemanları kullanarak bunları devam ettiriyoruz ve inşallah 1 ile 1,5 yıl içinde konutları da sahiplerine teslim edeceğiz.
Vatandaşlarımızın da yerinde dönüşüm projelerimize ilgisi bizleri memnun ediyor. Yerinde dönüşüm projemize 200 bine yakın başvuru var. İnanıyorum ki bu sayı artacaktır. Hazırladığımız plana göre yapılanma bunlar devam ediyor. Yoğun bir şekilde de bu inşaatlarımızı devam ettiriyoruz.
İstanbul’un tüm ilçelerine de koordinatör vali atamalarını yaptık. İşlemlerin hızlı ve etkili olması bakımından koordinatör valilerimizin faydasını gördük. İstanbul’un ilçelerinde olası bir deprem sonrası iletişimin sağlanması için yeni telsiz sistemi kurduk ve çalışır hale getirdik. Toplanma alanlarını, rezerv alanları yeniliyor ve aktif kullanıma hazır olmaları için çalışmalarımızı yapıyoruz. Bunun yanı sıra Kanal İstanbul’un iki yakasına 500’er bin nüfusu barındıracak projemiz de olası İstanbul depremine yönelik tedbirlerimiz kapsamındadır.
- Son Kabine toplantısından sonra önemli bir açıklama yaptınız. ‘Ekonomik zorlukları göz ardı etmiyoruz, dillendirilen serzenişlerini de çok yakından takip ediyoruz. Biz başkaları gibi şikayetler karşısında millete parmak sallayanlardan olmadık. Bizim görevimiz, eleştirilen hususları en aza indirip vatandaşımızı memnun etmek’ şeklinde. Bu serzenişler başlığı altında size hangi kanallardan ne tür serzenişler geliyor? Özellikle Ocak 2024 itibarıyla bilhassa dar ve sabit gelirlilere ne tür mesajınız olacak?
Şu anda memurlarla ilgili çalışmayı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız, yetkili sendikalarla sürdürüyor. Bu ay sonuna kadar da devam edecek. Nitekim birinci, ikinci, açıklamalar Bakanım tarafından yapıldı. Emeklilerle ilgili de ayrıca bakanlığımız çalışmalarını sürdürüyor. Memurlarımıza bu zamanlar gelirken, emeklilerimize hiçbir şeyin gelmemesi olacak bir şey değil. Onları da inşallah memnun edecek adımları atacağız.
Her fırsatta vatandaşlarımızla bir araya gelmeye özen gösteriyorum. Resmi programımızın izin verdiği ölçüde şehirlerimizde ev ziyaretleri gerçekleştiriyorum. Deprem bölgesindeki insanlarımızla her zaman görüşüyoruz, 6 Şubat’tan bu yana muhabbetimizi hiç kesmedik. Tüm bunların yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde icra ettiğimiz programlarımızda toplumun tüm kesimleriyle bir araya gelmeye özen gösteriyorum. Partimizin yetkili organları da vatandaşlarımızın nabzını tutuyor. Biz seçimden seçime vatandaşın ayağına gidenlerden hiç olmadık. Partideki yönetici arkadaşlarımız her zaman için vatandaşlarımızla bir arada.
Yaşanılan ekonomik sıkıntıların, zorlukların farkındayız. Görüştüğüm vatandaşlarımızdan yaşadıkları sorunları, sıkıntıları dinliyorum. Hayata geçirdiğimiz tedbirleri anlattıkça, gelecek günlerin daha güzel olacağına olan inançları artıyor. Vatandaşlarımız gönüllerini ferah tutsunlar, ekonomi kadrolarımız işinin ehli. Türkiye’de enflasyonu tek haneye düşüren bir iktidar olarak, enflasyonu yine tek haneye AK Parti kadrolarının düşüreceğine inansınlar.
- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptınız, büyük başarılara imza atmıştınız. Sizden sonra gelen AK Partili belediye başkanları da hizmette yarış yaptılar. Ancak son 4 yılda hizmet anlamında bir düşüş, verilen sözlerin yerine getirilmediğini görüyoruz. İstanbul ve Ankara belediye başkan adayları belli oldu mu, öğrenebilir miyiz?
Daha 7-8 ay var. Bu kadar aceleci olursak yanlış olur. İstişare bizim en büyük silahımız. İstişaremizi kimlerle yapacağız? Teşkilatımızın tüm yetkili birimleriyle yapacağız. Ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları hepsiyle istişarelerimizi yapacağız. Önümüze onlar alternatif olarak hangi arkadaşlarımızı çıkarırlarsa, onların içerisinden birinci derecede İstanbul ve Ankara olmak üzere adımlarımızı atacağız. Çünkü İstanbul ve Ankara bunların eline bırakılmaz. İstanbul ve Ankara bunların eline kaldı, hali gördünüz. Dün bir gazetede İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin karşısındaki çöp yığınlarını gösterdiler. Yakışır mı bu? Şimdi ben göreve geldiğimde üç şeyi konuşuyorduk, çöp, çukur, çamur. Şimdi aynı durumu İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de yaşıyoruz. Nerede bir CHP belediyesi varsa bunları yaşıyoruz. Benim halkım buna layık değil. Nasıl biz o çöp dağlarını ortadan kaldırdıysak, nasıl susuzluğu giderdiysek, o çukurlardan İstanbul’umuzu nasıl kurtardıysak inşallah şimdi de şu sıkıntıları aşacak bir kadroyla 31 Mart’a hazırlanıyoruz.
22 yıldır Türkiye’de marka olmuş bir belediyecilik anlayışımız var. AK Parti belediyecilik anlayışını, AK kadroları tüm seçim bölgelerinde vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Bugüne kadar olduğu gibi 2024 yerel seçimlerinde de AK Parti’yi en iyi şekilde temsil edecek, vatanına hizmet etmeyi aşk bilen adaylarla milletimizin karşısına çıkacağız. Her bir seçim bölgesi için ayrı ayrı çalışıyoruz. Uzun yıllar çöp, çamur ve çukur siyasetine maruz kalmış CHP’lilerin elindeki belediyeler için de kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz.
-Seçimlerden sonra CHP’de başlayan değişim tartışması devam ediyor. Tartışmanın fitilini ateşleyen Ekrem İmamoğlu, geçtiğimiz hafta İstanbul’a yeniden aday olacağının sinyalini verdi. Bir emanetçi genel başkan formülü üzerinde durulduğu, seçimi, yerel seçimi bu şekilde geçmenin planlandığı konuşuluyor kulislerde. Sayın Kılıçdaroğlu da pek koltuktan kalkmaya niyetli gözükmüyor efendim. Tecrübelerinize istinaden sormak isterim, CHP’de bir değişim, bir genel başkan değişimi bekliyor musunuz?
Bunu şimdi halkımıza soracağız. Halkımız değişimse değişim, eğer kalsın diyorsa diyecek bir şeyim yok. Çünkü egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir. Biz, böyle inandık. Bu yola böyle çıktık. Biz, üzerimize düşeni yapacağız. Nedir? En ideal isimleri biz halkımıza takdim edeceğiz ve bu ideal isimlerle yola devam edeceğiz ama Kılıçdaroğlu dersen benimle kaç yarışa girdi? 13’te 13 yaptı. Şimdi 14 de olsa 15 de olsa bu arkadaştan bir şey olmaz. En hayırlısı kendisi çekilip gitmesi lazım. Yani dünyada ülkeleri görüyorsunuz, bir seçim kaybediyorsa bir lider ne yapıyor, hemen istifasını veriyor, çekip gidiyor. Fakat bunda böyle bir şey yok. Bunlar şimdi birbirleriyle koltuk yarışında. Bolu’nun belediye başkanı otobüsün üstüne çıkıyor, oradan koltuk atıyor. Genel merkezin önünde yapıyor bunu ve bu Bolu Belediye Başkanı. Önce neydi? Milletvekili. Sonra Bolu’ya belediye başkanı. Bundan sonra da bunlar da en ufak bir değişim söz konusu olmaz. Bunların içinden çıkan genel başkanlar yok mu? Var. Şimdi bu genel başkanların her biri de, ‘ben meydandayım’ diyor. Birisi gitti milletvekili oldu. Şimdi onun görevi Kılıçdaroğlu’nu savunmak. Genel Başkan Yardımcısı için, 'sen de istifa etmen lazım’ diyor. CHP, ana muhalefet ne hale geldi? Demokrasi mücadelesinde muhalefet çok çok önemli ama ne yazık ki Türkiye’nin en büyük kaybı, demokrasi mücadelesinde karşısında muhalefet yok, ana muhalefet yok.
- Çocuklarımız ve yaşlılarımız için çok öncelikli bir mevzu haline geldi. Sokaklarımızda 10 milyon civarında başıboş, sahipsiz sokak köpeği var ve baktığımız zaman son 2 sene içerisinde 48 vatandaşımız hem beden bütünlüklerini kaybettiler hem de hayatlarını kaybettiler çok acı bir şekilde. Toplumun beklentisi özgür bir şekilde sokaklarda yürüyüş yapabilmek. Şu an gerçekten bir köpek terörü ortaya çıktığı için insanlarımız özgürce sokaklarda yürüyemiyorlar ve bundan çokça şikâyet ediyorlar. Siz de Gaziantepli 4 yaşındaki Asiye'nin tedavi sürecini yakından takip etmiştiniz. Sokak köpeklerinin toplanmasına dönük yol haritası acaba netleşti mi? Bu kapsamda Avrupa modeli gibi bir yol haritası ortaya konabilir mi?
Başıboş, sahipsiz köpeklerle mücadele konusunda yasal düzenleme mevcut. Gerek ilgili bakanlık gerekse belediyeler sahipsiz, başıboş köpekleri barınaklara topluyor, ama toplamak işi bitirmiyor. Bunları barınaklar çerçevesi içerisinde bir yerlerde toparlamak lazım. Örneğin Konya Büyükşehir Belediyesi'nin, İstanbul'da Beykoz Belediyesi'nin barınakları var. Belediyelerimizde bu konuya hassasiyet gösteriyoruz ve yasal düzenlemeyle de bu işi kontrol altına almanın gayreti içerisindeyiz. Ben mesela Beykoz Belediyemizin çalışmasını takdir ettim. Tabii bunlar için çok çok büyük alanlar gerekiyor ve bu büyük alanlarda da bunların teşhis, tedavi hatta gerekirse ameliyatlarına varıncaya kadar bunları yapmaları şart. Beykoz bunu yapıyor, gördüm. Aynı şekilde Konya bunu yapıyor. Bundan sonraki süreçte de bunu bizler yapmaya kararlıyız ve bu kararlılığımız devam edecek.
Gelişmiş ülkelerde, Avrupa’da bu sorun nasıl çözüme kavuşturulduysa bizde aynı uygulamaları hayata geçireceğiz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığına gerekli talimatlar verilmişti. Sokaklarımızı çocuklarımız, insanımız için güvenli hale getirmek görevimiz. İlgili bakanlıklarımız çalışmalarını yapıyor. Başıboş köpeklerle ilgili hangi kurumun yetkili ve görevli olduğu kanunlarımızda belli. Belediyeler, sokaklarda yaşayan hayvanları barınaklara almalı. Bu konunun takipçisiyim. Çocuklarımız, insanlarımız için güvenli şehirler, sokaklar için ne gerekiyorsa yaptık, yapacağız.
Fakat ne yaparsanız yapın bu iş bir defa vatandaşın kendi köpeğine sahip olmasını gerektiriyor. Eğer sahip olmazsa, o bir gün gelir kendi evindeki çocuğuna da aynı darbeyi vurur.