100.yılına giren Lozan Antlaşması yeniden tartışılıyor. Yenişafak yazarı Yusuf Kaplan, Atatürk'ün "parlak zafer" olarak nitelediği Lozan Antlaşması'nı hedef aldı.
Yusuf Kaplan bugünkü köşe yazısında Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu olarak kabul edilen Lozan Barış Antlaşması'nı hedef aldı. Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" diyerek Türkiye’nin Anadolu yarımadasına hapsolduğuna razı geldiğini ima eden Kaplan, emperyalist devletlere söz verildiğini öne sürdü:
"Lozan, laik Türkiye’nin tapusudur. Osmanlı’nın ve İslâm’ın tasfiye edildiği, nihai karara bağlandığı bir antlaşmadır ve Türkiye’nin İslâmî emperyal iddialara, İslâmî medeniyet iddiasına sahip çıkmayacağının, İslâmî bir dünya inşasına kalkışmayacağının garanti edilmesidir başta İngilizler olmak üzere emperyalist devletlere... İmparatorluk’tan ulus devlete dönüşmesidir. Üç kıtaya hilafet mefkûresi üzerinden fiilen değil zihnen hükmetme iradesi geliştiren Osmanlı’nın Medeniyet coğrafyasından “Yurtta sulh, cihanda sulh” diyerek hiçbir etkiye sütlüye karışmayacağına söz veren yeni Türkiye’nin Anadolu yarımadasına hapsolmasıdır. "
KENDİSİNİ YALANLADI
Kaplan, kendisine ait söz konusu iddianın Lozan maddelerinde olduğunu kabul etti ancak bu çelişkili tutumunu İngilizlerin amaçlarını açık açık yazmayacağı şeklinde temellendirmeye çalıştı.
"Lozan’ın maddelerinde bunlar yok, diyeceksiniz.
Elbette yok. Olabilir mi?
Lozan’ı kimle imzalıyoruz? Yani tapuyu veren düdüğü çalan İngiliz, değil mi? İngiliz’le anlaşıyorsun, sana açık açık yazar mı amaçlarını İngiliz?
Türkiye’ye Sevr’le ölüm gösterildi ama Lozan’la sıtmaya razı edildi. Lozan’ın Osmanlı ve İslâm’ın tasfiyesi olduğunu, yaklaşık bir yıla yakın süren Lozan görüşmelerini, tutanaklarını okursanız çok net bir şekilde anlarsınız. "
İLBER ORTAYLI: ART AMAÇLI
Lozan tartışmalarına yanıt veren Prof. Dr. İlber Ortaylı, tartışmaların boş ve art amaçlı olduğunu söyledi.
“Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu belgesidir. Uzun zaman için Dışişleri Bakanlığı bunu böyle vurgular, mensuplarının ve genç adayların bu anlaşmayı iyi bilmesini isterdi. Bugün Lozan üzerinde zafer mi mağlubiyet mi kavgası yapılıyor. Bu boş ve art amaçlı bir kavgadır. Bir grubun bilhassa Oniki Ada’nın Yunanistan’a bırakılması gibi muayyen maddeler ileri sürdükleri, yakın Türkiye tarihinden haberdar olmadıkları görülüyor. Bunlar samimi davranışlar değildir. Hukuki vesikalar mesnetsiz tarih kavgalarına alet edilemez. Şüphesiz ki Lozan bir vesika olarak tarafların riayet ettiği, bu bölgedeki barışı ve hâkimiyeti tanıyan önemli bir girişimdir. Bu niteliğin herkesçe böyle bilinmesinde fayda vardır.”