Kılıçdaroğlu'ndan İmamoğlu'nun gizli toplantısına: "Videonun tamamını izlemedim, etik olarak rahatsız edici uygulamalar vardı!"

Kılıçdaroğlu'ndan İmamoğlu'nun gizli toplantısına:
A- A+

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk’te gazeteci Mehmet Akif Ersoy’un canlı yayın konuğu oldu. Gündeme ilişkin değerlendirmeler bulunan Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nun yönettiği ve CHP'nin önde gelen isimlerinin katıldığı online toplantının tamamanı izlemediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Gerek duymadım. Sadece beni değil, partiyi ilgilendiren bir konu. Sonuçta, partiye uzun yıllar emek veren arkadaşların yaptıkları bir toplantı diye düşünebiliriz. Gördüğümde, etik olarak rahatsız edici bazı uygulamalar vardı. Normal bulmuyorum. Disipline sevk etme konularında yorum yapmam. Disiplin diye bir şey yok" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, toplantıya katılan partililerin görevlerine devam edeceğini bildirdi.

Habertürk canlı yayında konuşan Kılıçdaroğlu, "Sizin için değişim nedir? Önce siz de kullanmıştınız, partide sizin dışınızda neredeyse herkes değişti. Genel Başkanın değişmesi gerektiğini herkes söyledi. Siz ne düşünüyorsunuz?" sorusuna, şöyle cevap verdi:

"Değişmeyen hiçbir şey yok. Her şey değişir zaman içerisinde. Mevsimler, insanlar, moda, ders kitapları, bilim değişir. Ama kurumsal bir yapınız vasa bu kurumsal yapının felsefesi varsa; bu felsefe çağdaş uygarlığını, refah devletini hedeflemişse burada neyi değiştireceksiniz? Felsefemiz çağdaş uygarlığı yakalamaksa bu felsefe devam edecek. Ancak programımız, kurumsal yapımızda eksiklikler olabilir. Örneğin parti tüzüğümüzde değişiklik olabilir. Zaten hepimiz değişiyoruz. Hiçbirimiz hiçbir yerde sabit kalma şansımız yok. Hukukun öngördüğü, parti içinde kural, gelenek, tüzüğün öngördüğü kurallar için elbette değişir. Biz lider partisi değiliz. Biz kurumsal kimliği olan, gelenek, örf, adet, saygı ve kültürü olan 100 yıllık partiyiz."

"Milletvekillerinin şikayetlerini dikkate alarak partinin yenilenmesi lazım"

"Biz lider partisi değiliz. Biz kurumsal kimliği olan 100 yıllık bir partiyiz. Askeri darbeler oldu, kapatıldık, mal varlıklarımıza el konuldu ama 100 yıllık geleneğini bozmadık. Yenilenmeye gelince, yenilenmeye ihtiyacımız var. Partinin yenilenmeye ihtiyacı var. Tüzüğü alacağız, tüzük çerçevesinde partide var olan aksaklıkları gidermenin, milletvekillerin, seçmenin şikayetlerini baz alarak yenilenmesini ifade etti. Yeni kurallar getirmenin partide var olan aksaklıklarını gidermenin, üyelerin, milletvekillerinin şikayetlerini dikkate alarak partinin yenilenmesi lazım. Bizim yenilenmeye ihtiyacımız var. Elbette yenileneceğiz. Bu çerçevede karar alacağız. Kurultay için düğmeye basıldı. Delege seçimleri yapılıyor. Hiçbir partide 1 milyonu aşkın delege seçimi göremezsiniz. 1 milyonu aşkın üye mahalleden başlayarak delegeleri seçiyor. Çok güçlü bir alt kültürümüz var."

"Bana oy ver demem"

Ersoy, “Delegelerin genel başkanı, genel başkanın delegeleri seçtiğine dair eleştirim vardı. Bir siyasi parti genel başkanının görevinden ayrılması için gerekli olan nedir? Genel başkanın değişmesi için neye ihtiyaç var” diye de sordu. 

Kılıçdaroğlu, "Gayet basit, kurultay yapıyorsunuz. Geçmişte nasıl genel başkanlar değiştiyse, yine aynı tabloda değişir. Ben hiçbir delegeye telefon açıp bana oy ver demem, gidip milletvekiline gel bana oy ver demem. Bunlar demokrasinin gereğidir" diye cevap verdi. Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

Arkadaşlar 'ben genel başkan olacağım' derse alana çıkarlar. İl il gezerler. Daha bu süreç başlamadı. Hiçbir kısıtlama olmaz. Özgürce insalar çıkarlar. Bunlar demokrasinin gereği zaten. Bu konuda hiç kimse sürecin üstüne bir gölge düşüremez. İl başkanlarının görevden alınmasının her birisinin gerekçesi var. Hangi gerekçe ile aldığımız PM'ye aktaracağız. PM bu kararı denetleyecektir. Göreve iade de olabilir, kabul de edebilir. Biz ayrıca bütün illere ikişer milletvekili gönderdik. CHP'de genel başkan yanlış bir şey söylediği zaman ertesi gün kıyamet kopar. Bizde tek adam rejimi yok; demokratik kurallar vardır. Ben PM'de MYK'yı veya beni eleştirecek arkadaşların sözünü kesmem. Onlara bu esnekliği sağlarım. Onu da örgütümüz gayet iyi bilir."

Kılıçdaroğlu, seçim sonuçlarıyla ilgili soruları ise şöyle yanıtladı:

'Sahtekârlık yapan bir insandan Cumhurbaşkanı olur mu?'

"Seçim sonuçlarını yenilgi olarak kabul etmiyorum. Seçim sonuçlarını biz kazanamadık. Kazanmamızın birden çok nedeni var. Küçük köylerde veya kasabalarda oyumuz düşük. Biz buralara gitmemişiz yeteri kadar. Bu kusur bize ait. Buradaki yurttaşlar enflasyonu kentte yaşayan vatandaşa göre yeteri kadar hissetmemiş. Büyük kentlerin hemen hemen büyük kısmında zaten birinci partiyiz. Biz sıradan bir seçim yapmadık. Mâkul, demokratik ölçüler içinde bir seçim olmadı. Bütün bakanlar devletin araçlarını kullanıyorlar mıydı? Bakanlar devletin imkanlarını kullanarak vatandaşa gidiyorlar mıydı? Bu ahlaki midir, değil midir? Bir seçimin ahlâki, yasal, hukuk temelleri üzerine inşa edilmesi lazım. Bir seçimde sahtekârlık yapılıyorsa ve seçim meydanında gösteriliyorsa. Başta Yeni Şafak gazetesinin yaptığı gazetecilik midir, ahlâk mıdır? Daha sonra Erdoğan sahte videolar yaptı. Bütün seçim meydanında gösterdi. TRT günlerce gösterdi. Sahtekârlık yapan bir insandan Cumhurbaşkanı olur mu?"

'25 milyonun oyunu aldık, yenilgi olarak kabul edebilir misiniz?'

Biz devletin kullandığı bütün imkanlara, yapılan sahtekârlıklara rağmen 25 milyon insanın oyunu aldık. 25 milyon insanın kullandığı oyu yenilgi olarak tanımlayamazsınız. 25 milyon insan insan haklarından, demokrasiden yana oyunu kullanıyorsa demek ki orada bir umut vardır. Tabii ki başarı iktidar olmaktır. Demokratik olmayan ortam içinde seçim yapıldı, insan haklarına aykırı uygulamalar yapıldı. Devletin imkanları, parası ve bürokrasisi kullanıldı. Devletin 25 milyon insanı demokrasiden yana oy kullandı. Yüzde 48 demokrasiden yana oy kullanırsa yenilgi olarak kabul edebilir misiniz? Vicdan bunu kabul eder mi? Siz kalkıp da CHP gibi partiyi, kurtuluş savaşı veren partiyi nasıl terörle bir araya getirirsiniz. Bunun ahlakla bir ilgisi var mı?

"Erdoğan 'Montajdır' dedi"

Ersoy'un, "Kandil’den çok sayıda açıklama geldi. Çok eleştiri aldınız" sorusuna ise Kılıçdaroğlu şöyle yanıt verdi:

"Sizin sağduyunuza seslenmek istiyorum. Kandil’den 'Kılıçdaroğlu’nu destekliyorum' açıklaması kimin işine yarar, Erdoğan’ın. Terör örgütünün saldırısına uğrayan bir genel başkan, nasıl terör örgütüyle yan yana gelir, destekler. Çadır mahkemeleri kuran ben değilim. Erdoğan, bunu itiraf etti; ‘Montajdır’ dedi." 

'İttifak bitti'

Kılıçdaroğlu, "Millet İttifakı devam ediyor mu?" sorusuna ise, "Hayır. Seçim ittifakıydı, bitti" diye yanıt verdi.

'Tamamını seyretmedim, disipline sevk etme yorumu yapmam'

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yönettiği ve CHP'nin önde gelen isimlerinin katıldığı online toplantı ile ilgili soruya ise şu yanıtları verdi:

Sabahleyin cep telefonuma gelen mesajla gördüm. Doğrusunu isterseniz tamamını seyretmedim. Gerek duymadım. Sadece beni değil partiyi ilgilendiren konu. Sonuçta partiye uzun yıllar emek veren arkadaşların yaptıkları bir toplantı olarak düşünebiliriz. Etik olarak rahatsız edici bazı uygulamalar var. Parti içi konuları televizyonlarda konuşmayı doğru bulmam. Parti içinde bir kişi genel başkanlığa aday ise gelir başımın üstünde yeri vardır. Kendisini destekleyen arkadaşlarıyla hareket edebilir. Bu bizim geleneğimizde var. Herkes AK Parti'yi gördüğü için orası gibi zannediyorlar biz öyle değiliz. Bu AK Parti'de olsa suç. Adamı linç bile edebilirler. İhraç bile edebilirler. Çünkü orada demokrasi yok. Biz demokrasiyi içselleştirebilen bir partiyiz. Parti meclisi üyeleri genel başkanı eleştirebilirler. Bizim partide hiç kimse eleştirilmez diye bir kural yok. Sağlıklı bir eleştiri siyasetçinin en çok ihtiyaç duyduğu şey. O çerçevede eleştirilere bakarım. Eleştirilerin haklı yönü de olabilir, haksız yönü de olabilir. Konuyu disiplin kuruluna sevk etmeyi düşünmüyorum.

YENİDEN ADAY OLMASINI İSTERİM
Ekrem İmamoğlu Bey'in İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığına yeniden aday olmasını isterim.

TEKRARLANDIĞINDA GEREĞİNİ YAPARIM
Zaman zaman bu tür olaylar olur; kriz olarak görmeyiz. Su mecrasını bulur. Buradaki temel sorun şu; Ülkenin bu kadar ciddi sorunu varken, insanlar perişan halde iken, ekonomi bu halde iken, zamlar almış başını gidiyorken CHP'nin iç sorunlarının tartışma konusu olması beni rahatsız ediyor. Bu konuda bütün arkadaşlarımı uyardım. Elbette eleştirilerini dile getirebilirler. Ama hepsinin ortak hedefi; bu ülkede çok dar bir grup hariç zamlardan perişan oldu. Parti içi tartışmaları toplumun önüne getirme kadar yanlış bir şey yok. Kurallar içinde mücadele edersiniz. Tekrarlandığında, kuralın dışına çıkıldığında gereğini yaparım. Her toplantının etik kurallar içinde yapılması lazım. Söylediğim odur.

Tanju Özcan'ın ihraç edilmesi 

Beni değiştirecek olan kurultay. Ben nasıl kendi kendimi değiştireyim? Bir partinin genel başkanını kurultay belirler. 100 yıldır bu böyle. Kendi kendimi genel başkanlığını bitirmem doğru değil. Bir partiyi yönetiyorsunuz. Kurallarına göre ilkelerine göre yöneteceksiniz. Partinin tüzüğü. hukuku, gelenekleri vardır. Tanju Özcan'ı parti yönetim kurulu yüksek disiplin kuruluna sevk etti. Yüksek Disiplin Kurulu 1 yıl süreyle ihraç ediyorum dedi. Tanju Özcan'a kişisel olarak kırgınlığım yok ama parti olarak yapılan yanlış.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Manşet haberler
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •