Filenin Sultanları'nın yıldız ismi Küba asıllı Türk milli voleybolcu Melissa Vargas, kariyerinin yanı sıra özel hayatıyla da dikkat çeken isimler arasında yer alıyor. Ülkesinin koşullarını beğenmemesi nedeniyle Küba Federasyonu Melissa Vargas'ı "Ülkesine karşı hakaret ve disiplinsiz tavırlar" sergilediği gerekçesiyle 2017 yılında milli takımdan 4 sene men etti. Vargas, Filenin Sultanları'nın tarih yazdığı FIVB Voleybol Milletler Ligi'nde "En değerli oyuncu" unvanı aldı.
Melissa Vargas'ın hikayesi Küba'da başladı ve 16 yaşında geçirdiği omuz sakatlığıyla kariyeri değişti. Ancak bu sakatlık, onu uluslararası arenada parlayan bir süper yıldız haline getirdi. Melissa Vargas, hem Uluslar Ligi'nin en değerli oyuncusu hem de en iyi pasör çaprazı olarak tanınıyor. Milli takım için büyük bir değer olan Vargas, aynı zamanda takımın neşesi ve daha fazlası.
Vargas'ın başarı hikayesini 10 Haber'den Kutluhan Kocadağ kaleme aldı. Her dünya yıldızının kendine özgü bir arka plan hikayesi vardır. Kimisi şatafatlı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelirken, kimisi yoksul bir mahallede büyümüş ancak hayallerini gerçekleştirmek için mücadele etmiştir. Bazıları sakatlıklarla mücadele ederek başarılı bir kariyer inşa etmiştir. Diğerleri ise terk etmek zorunda kaldıkları ülkelerinden uzaklaşarak yeni bir hayat kurmuş ve hayallerini gerçekleştirmiştir.
Özellikle son iki örnek, Melissa Vargas'ın kariyerini en iyi şekilde tanımlayan durumlar. Hikayesi, Küba'da başladı ve bu yaz Milli Takım formasını giymesine kadar uzandı. Fenerbahçe ile yaşadığı Sultanlar Ligi şampiyonluğunun ardından hüngür hüngür ağlamasının tek sebebi maça ateşli bir şekilde çıkması değildi.
Sadece ABD'yi yenerek finale çıktığı yarı final maçından sonra döktüğü gözyaşlarının sebebi sadece milli takımla olağanüstü bir başarıya imza atmamaktı. Onun hikayesi, başarı ve zorlukları bir arada barındırıyor. Dünya genelinde tanınan sayılı voleybol oyuncularından biri olan Sultanların Sultanı Vargas...
1999'DA KÜBA'DA BAŞLAYAN HİKAYE
Melissa Teressa Vargas Abreu, 16 Ekim 1999'da Küba'nın Cienfuegos şehrinde doğdu. Babası bir hentbol oyuncusu olduğu için Melissa küçük yaşta sporla tanıştı. Atletik yetenekleri erken yaşta ortaya çıkan Melissa, voleybola ilgi duyuyordu. Beden eğitimi öğretmeni tarafından fark edilen bu ilgi ve yetenek sayesinde Melissa voleybol oynamaya başladı.
Sadece 13 yaşındayken Küba'da gelişmiş bir voleybol ülkesi olan alt yaş kategorilerinde oynamaya başlamıştı. 2013 yılında 20 yaş altı Pan Amerikan Kupası'nda ve 2014 yılında 23 yaş altı Pan Amerikan Kupası'nda en iyi smaçör ödülüne layık görülen Melissa, 2014 Orta Amerika ve Karayipler Oyunları'nda Küba'nın bronz madalya kazanmasında rol aldı.
Melissa, 2014 yılında doğduğu şehrin takımı olan Cienfuegos'ta forma giyiyordu ve yurtdışında profesyonel voleybol oynamak istiyordu. Ancak Küba hükümeti, milli takımda oynayan oyuncuların sadece güven politikası olan ülkelerde oynamasına izin veriyordu. Bu nedenle Melissa'nın hayalini gerçekleştirmesi, siyasi engellerin aşılmasına bağlıydı. 2015 yılında Çek takımı Prostejov, Melissa'yı transfer etmek istedi. Çekya, Kübalı milli oyuncuların forma giyebildiği nadir ülkelerden biriydi.
OMUZ SAKATLIĞI HAYATINI DEĞİŞTİRDİ
Ancak Melissa henüz 16 yaşında omuz sakatlığı geçirdi ve tedavi için ülkesine dönmek zorunda kaldı. Küba Milli Takımı ile ilişkisi de bu noktada bozuldu. Ailesi, Melissa'nın tedavi yöntemini beğenmeyerek onu Cienfuegos'taki bir kliniğe götürdü. Bunun üzerine Küba Voleybol Federasyonu, Melissa'yı disiplinsizlik nedeniyle cezalandırdı ve 4 yıl boyunca milli takımdan men etti.
Bu süreçte Küba, yetenekli oyuncuyu milli takımdan men etmekle kalmadı, aynı zamanda voleybol kategorisinde düşmeye de yol açtı. Ancak genç yetenek, ülkesinden kaçmanın yollarını aramaya başladı. İsviçre'nin Volero Zürich takımı, Melissa'ya teklif yaptı. Melissa, sığınmacı statüsüyle voleybol aşkının peşinden İsviçre'ye gitti.
2017-2018 sezonunda İsviçre'ye transfer olan Melissa, bu kararından pişmanlık duymadığını söyledi. Prostejov'da gösterdiği performansın ardından Zürich takımında da başarılı oldu ve lig ve kupa şampiyonlukları yaşadı. Artık küçük takımlarda oynamaktan daha büyük bir düzeydeydi. Bu nedenle bir sonraki takımı Fenerbahçe olması kaçınılmazdı.
FENERBAHÇE TARAFTARININ SEVGİLİSİ OLDU
2018-2019 sezonunda Melissa, Fenerbahçe'ye transfer oldu. Türkiye'ye adım attığı ilk sezonunda gösterdiği etkileyici performansla Fenerbahçe taraftarının sevgilisi haline geldi. Aynı zamanda farklı saç stilleriyle de dikkat çekti. Fenerbahçe'de başarılı bir sezon geçirdi, ancak milli takımda ne yapacağı belirsizliğini koruyordu. Voleybolda milli takım sezonu, kulüp sezonu kadar uzun ve yorucuydu. Dünya yıldızları, bayraklarını temsil etmek için kıta turnuvalarında, dünya şampiyonalarında ve Uluslar Ligi organizasyonlarında mücadele ediyorlardı.
Bu olayın ardından Türkiye Voleybol Federasyonu devreye girdi. Melissa, Türk vatandaşı oldu. Sözleşmesi 2021'de sona eren Melissa, Fenerbahçe kariyerine Sultanlar Ligi'nin en iyi pasör çaprazı olarak nokta koydu ve Çin Ligi'nde Tianjin formasıyla devam etmeye karar verdi.
FENERBAHÇE ŞAMPİYON OLDUĞUNDA GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
Çin'de sezon sona erdikten sonra Melissa tekrar Fenerbahçe'ye döndü ve ikinci yarı için anlaştı. Macerası hala devam ediyordu. Türk voleybol severler, ilginç saç stilleri ve benzersiz oyunuyla Melissa'ya büyük ilgi gösteriyordu. 23 yaşındaki oyuncu, Asya sezonunun sonunda 2023 başlarında Fenerbahçe'ye Çin Ligi'nin en iyi oyuncusu olarak geri döndü.
Fenerbahçe'de Arina Federovtseva ve Ana Cristina ile birlikte ölümcül bir üçlü oluşturan Melissa, kariyerinin beşinci sezonunda Sultanlar Ligi şampiyonluğuna ulaştı. Maçın ardından döktüğü gözyaşlarının sebebi, ateşli bir şekilde çıktığı ve mükemmel bir performans sergilediği maçın galibiyetle sonuçlanması değildi. O, reddedildiği Küba'dan gelip Avrupa'nın en iyi voleybol liglerinden birinde şampiyonluğa ulaşmıştı. Melissa Vargas, Sultanlar Ligi'nde hem sezonun en değerli oyuncusu hem de en iyi pasör çaprazı seçildi.
MİLLİ TAKIM SERÜVENİ MARTTA BAŞLADI
Mart 2023'te Melissa'nın milli takım serüveni başladı. Nisan 2021'de Türk vatandaşı olarak mücadele etmeye başlayan Melissa, Uluslar Ligi'nde Türkiye milli takım formasını ilk kez giydi. Kulüp sezonunun sona ermesiyle birlikte Melissa için yeni bir dönem başlamıştı. Daniele Santarelli gibi bir koç için en büyük zorluk, hem Ebrar Karakurt hem de Melissa Vargas'ı aynı anda sahada tutabilecek bir formül bulmaktı. İki ateşli oyuncu bir araya geldiğinde, rakipler için korkutucu bir kombinasyon oluşturacaklardı.
Antalya'da başlayan serüvende her röportajda, Melissa'nın takıma kattığı olumlu atmosferden bahsedildi. O, idmanlarda ve kamplarda neşe kaynağı haline gelmiş, takımın DJ'liğini yapmaya başlamıştı. Melissa, sadece saha içinde değil saha dışında da milli takımın yeni enerji kaynağı ve ateş gücüydü. Vargas, Uluslar Ligi'nin ilk üç etabında en skorer oyuncu oldu ve Türkiye çeyrek finale yükseldi. Çeyrek finalde İtalya'yı 3-0 yenerek yarı finale çıktılar. Yarı finalde ise ev sahibi ABD'yi 3-1 yenerek finale çıktılar.
ESKİ TAKIMI RAKİP OLDU
Finalde rakip, Melissa'nın Çin Ligi milli takımıydı. Asya'nın güçlü ekibi, tarihindeki ilk Uluslar Ligi şampiyonluğu için Türkiye milli takımının karşısına çıktı. İlk seti 25-22 kazanırken, ikinci seti de aynı skorla Çin'e kaptırdılar. Üçüncü sette toparlanan Türkiye, 25-19 skorla 2-1 öne geçti. Ancak Çin hiç pes etmedi, çünkü maç finaldi ve kupayı istiyorlardı. Çin, dördüncü sete iyi bir başlangıç yaptı. Milliler, eksik kadroyla karşılık veriyor ve bu da yeterliydi. Skor 6-5 olduğunda, tüm sayılar Melissa Vargas'tan geldi. Melissa, tek başına yaptıklarıyla Çin takımının dengeyi bozdu. Çin, farkı açamadığı gibi hatalar yapmaya başladı ve Eda Erdem Dündar ve Zehra Güneş ile birlikte Melissa Vargas'ın etkisiyle fark bir anda açıldı. Türkiye, seti 25-16 ve maçı 3-1 kazanarak tarihindeki ilk FIVB turnuvası şampiyonluğuna ulaştı.
KISIR DÖNGÜ BAŞARI ZİNCİRİNE DÖNÜŞEBİLİR
Melissa Vargas, Tianjin ile Çin Ligi'ni, Fenerbahçe ile Sultanlar Ligi'ni ve Türkiye ile Uluslar Ligi'ni kazandı. Omuz sakatlığı onun doğduğu ülkeyle arasını açtı, ancak aynı sakatlık, sevdiği ülkesiyle ilk milli takım şampiyonluğunu kazanmasına yardımcı oldu. Belki de yıllarca özlem duyduğu altın madalya, Melissa'nın ellerindeydi. Kritik anlarda, psikolojik çözülme yaşanan anlarda milli takım reaksiyon gösteremiyordu ve birçok zafer elden kaçıyordu. Çin maçının dördüncü setinin başında, sahadaki en iyi oyuncu olarak görünen bir süper yıldız, tüm kaderi değiştirebilecek bir güce sahipti. Melissa Vargas, şimdi Avrupa Şampiyonası, olimpiyat elemeleri ve daha fazlası için Türkiye'yi temsil etmeye devam edecek. Kırdığı döngü belki de başarı zincirine dönüşecek...