CHP Medya ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan, sosyal medya hesabından bir video paylaştı. Paylaşımına "EYVALLAH, BAŞLIYORUZ!" notunu düştü.
Özkan, sosyal medyada algı operasyonu yapıldığını öne sürerek "Fetullahçı arkadaşların uydurdukları bir yalan silsilesi üzerine son üç gündür çok büyük para harcayarak yaklaşık bir buçuk milyonu aşkın tweet, atarak, fake, yalan hesaplar üzerinden oluşturdukları bir algı operasyonuyla karşı karşıyayım" dedi.
CHP'li Tuncay Özkan'dan hakkındaki iddialara videolu yanıt...
"Fetullahçıların yalanlarını gerçekmiş gibi halkımıza kabul ettirmeye çalışanlar var"
Tuncay Özkan, paylaştığı videoda şunları söyledi:
"Sevgili dostlarım merhaba. Barış Pehlivan'ı aradım bugün. Biliyorsunuz benim mapushane arkadaşım. Fetullahçıların kumpasıyla cezaevine düşüp, birlikte yattık. 'Nasılsın Barış seni tekrar içeri almışlar, sonra bırakmışlar' dedim. 'Ağabey iyiyim dışardayım. Birkaç sorum olacak sana' dedi. 'Bu arada sana bir şey söylemek istiyorum. Müthiş bir kampanya varmış senin hakkında, gardiyanlar falan da sordu. Tuncay Özkan yapmış mı?'. Fetullahçı arkadaşların uydurdukları bir yalan silsilesi üzerine son üç gündür çok büyük para harcayarak yaklaşık bir buçuk milyonu aşkın tweet, atarak, fake, yalan hesaplar üzerinden oluşturdukları bir algı operasyonuyla karşı karşıyayım. Akın İpek söylüyor, Cevheri Güven 'Evet bu doğru' diyor. Mesut Yılmaz Ergenekon operasyonunda bizi içeri alan polis 'Evet evet öğrendim, bu da doğru diyor..."
Sonra Eser Karakaş diye Almanya'da bir hoca var, o da 'Evet' diyor. Sonra İbrahim Öztürk diye başka birisi 'Evet, evet olmuş bunlar' diyor yayınlarda. Sonra Emre Uslu diye Fetullahçı polis var, tanırsınız siz onu. 'Evet' diyor. Sonra sayın Sefa, Fuat Avni 'Evet, Tuncay Özkan bunları yaptı' diyor. Sonra Selim Akyurt diye bir Fetullahçı var. O da 'Evet bunlar oldu' diyor. Bir de bu Fetullahçıların yaydığı yalanları gerçekmiş gibi halkımıza, Cumhuriyet Halk Partisi üyelerine kabul ettirmeye çalışanlar var.
Peki bütün bu senaryoyu nasıl başlatalım? Soruyu şöyle soralım: Tuncay Özkan 95 milyon dolar aldı mı?
Akın İpek'e göre 'Riske girmiş 95 milyon dolar' alamamışım ben. Ama 95 milyon doları Tuncay Özkan alıyor dediği o. Bir davayı gündeme getiriyor. O davanın tarafları arasında ben yokum ama benim o davadan 95 milyon dolar alacağımı söylüyor. Ne zamandır söylüyor, dört aydır söylüyor. Dava ne zamandır devam ediyor. On yılı aşkındır devam ediyor. Peki davayla ilgili herhangi bir karar var mı? Yok. Akın İpek niye söylüyor. Çünkü Tuncay Özkan hakkında '95 milyon dolar aldı' yalanını yıpratmak için ortaya atıyor. Sonra ne oluyor, Cevheri Güven 'Ben diyor araştırdım, baktım. 95 milyon doları almış' diyor.
İstanbul eski İstihbarat Müdür Yardımcısı Mesut Yılmaz, bizim operasyonlarımızda imzası var. CHP 'Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan'ın sahibi olduğu, ANKA Haber Ajansı'nın CHP'nin elinde olmayan ıslak imzalı tutanakların bilgilerini AKP'ye sızdırdığını ve Özkan'ın 95 milyon dolar aldığını iddia etti.' Şimdi buradan başlayalım Akın İpek, FETÖ'nün kaçağı '95 milyon dolar aldı' dedi.
Cevheri Güven 'Evet 95 milyon dolar aldı, biz biliyoruz' dedi. Polis memuru bunu nasıl aldığımı söylüyor. Bu 'Mahkeme kararı çıkacak gibi' falan diyor. Peki bu nasıl söylüyor. 'Mesut Yılmaz CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan'ın sahibi olduğu, ANKA Haber Ajansı...'
ANKA Haber Ajansı benim değil. buradan başlayalım. ANKA Haber Ajansı'nın bir sahibi, yapısı var. 'CHP'nin elinde olmayan ıslak imzalı tutanaklar...' Arkadaşlar ıslak imzalı tutanaklarla iddiası şu: “Ben ıslak imzalı tutanakları o gece aldım. 2 ile 3 arasında bunları götürdüm Saray'a, Saray bana 95 milyon dolar ödedi. Nasıl ödedi, ıslak imzaları götürüp verdiğim için.”
Peki şimdi size soruyorum. Bir ıslak imzalı tutanak ne demek?
Şu demek: Sandık açıldı, seçim kayıt altına alındı. Bütün parti yetkililerinin ve seçimi yürütmekle görevli olan memurların birlikte imza attıkları tutanak demek. Bu tutanak kimlere veriliyor? Seçime girilen bütün partilere veriliyor.
Peki ben ne yapmışım, AK Parti'nin de elinde olan ıslak imzalı tutanakları almışım AK Parti'ye götürmüşüm ve bunun karşılığında 95 milyon dolar almışım. 95 milyon dolar, 2 milyar Türk Lirası demek. Bu alçaklık, bu şerefsizlik bir itibar suikastine dönüşüyor. Fetullahçı Akın İpek söylüyor, Cevheri Güven 'Evet' diyor. Beni tutuklayan, cezaevine götüren Ergenekon davasındaki polis Mesut Yılmaz, İstanbul istihbarattan sorumlu o 'Evet, bu parayı nasıl elde etti biliyor musunuz' diyor. '95 milyon doları CHP'nin ıslak imzalı belgelerini satarak elde etti' diyor. ama o belgeler AK Parti'de de var. O belgeler 15 dakika sonra Yüksek Seçim Kurulu kendi sistemine koyuyor. Halka da açık, isteyen onun fotoğrafını çekebiliyor. Sonra ne yapıyorlar, Eser Karakaş, İbrahim Öztürk, Emre Uslu; bunların hepsi yurtdışındaki kaçak FETÖ'cüler. Fuat Avni diye bildiğiniz Sait Sefa, Selim Akyurt. Selim Akyurt'a göre bu 95 milyon doları şu şekilde almışım: 'CHP Genel Başkan Yarımcısı başdanışman, medyacı Recep'in Halk Bankası'ndan aldığı 90 milyon doları dağıttı. Recep için adam satın aldı. Reyleri istedikleri gibi yanlış girdiler'.
"Türkiye'yi perişan hale getiren sizsiniz, alçaklar!"
“Ey FETÖ'cüler, ey alçaklar, ey namussuzlar satılık olan sizsiniz, iğrenç ilişki içinde olan sizsiniz. Ne 95 milyon dolar aldım. Ben satılık değilim, hepsini size iade ederim. Bunların hepsiyle ilgili ayrıca size dava açacağım. Ey alçaklar 95 milyon dolar aldığımı söyleyecek kadar alçalan, namussuzlaşan alçaklar. Recep Tayyip Erdoğan ve Saray düzenini yıkmak için canımla mücadele ediyorum. Alçak adamlar, kaçtığınız Amerika'dan bu iftiraları yayarak masum insanların aklını nasıl karıştırırsınız Allah'tan, kuldan utanmaz mısınız? Reziller, namuzsuzlar. Bu yalanlarınızın hesabını size tek tek soracağım. Bütün bu sürecin içerinde, efendim o kadar güzel insanlarmış ki bak ne olmuş: 'Onursal Adıgüzel'den sonra Tuncay Özkan da görevden alınmış, ufukta güneş parlıyormuş'. Fetullahçılar, sizlere son kez sesleniyorum: Bu alçaklıklarınızı, boş bir eldiven gibi yüzünüze fırlatıyorum. Sarayla işbirliği tutan, Saray'ın emrinde olan, onun için Türkiye'yi perişan hale getiren sizsiniz, alçaklar! Ben size ve Saray'a karşı verdiğim mücadele nedeniyle altı yıl cezaevinde kaldım.”
"Yalı Çetesi'nin baş aktörü Soner Yalçın."
Korkaklar! Eğer haklıysanız, Türkiye'den çaldığınız paralarla Amerika'da sefa süreceğinize, bana bu tür iftiraları atacağınıza, milyon dolarlar harcayıp bu iftira kampanyasını yapacağınıza gelin Türkiye'de hesap verin. Ben altı yıl boyunca cezaevinde kaldım, kaçmayı düşünmedim. Türkiye'den bir yere gitmedim. Buradayım, sizinle her daim hesaplaşacağım. FETÖ terör örgütüyle dün hesaplaştım, bugün hesaplaşıyorum, yarın hesaplaşacağım. Sizler hepiniz tek tek alçak ve iftiracısınız. Size sadece acı acı gülmek lazım. Ama ne yazıkki bu yalanlarınıza inanan vatandaşlarımız var. Sevgili vatandaşlarım bu iftiraları atanlar Amerika'da ve Almanya'da kaçak yaşayan Fetullahçılar. Peki onların bu değirmenine kim su taşıyor? Yalı Çetesi. Yalı Çetesi'nin baş aktörü Soner Yalçın."