Türkiye’deki seçimleri sayfalarına taşıyan İngiltere ve ABD basını, çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
İngiltere basını Türkiye’deki seçim sonuçlarına geniş yer ayırırken, başyazılarından birinde “Otokrasiye doğru bir adım mı?” diye soran Guardian gazetesi, “Türkiye’deki seçimlere giderken seçmenlerin Recep Tayyip Erdoğan’ın otoriter milliyetçilik türüne sırtlarına döneceğine inanmak için yeterli zemin vardı” ifadelerini kullanıyor.
Kamuoyu yoklamalarına göre başa baş bir yarış beklendiğini, ancak Cumhurbaşkanının başlıca rakibi Kemal Kılıçdaroğlu’nu önemli oranda önde gözüktüğünü belirten gazete Kılıçdaroğlu’nun ilk turda seçimi kazanmayı umduğunu belirtiyor ve şöyle devam ediyor:
“Bu iyimserliğin maalesef yersiz olduğu görüldü. Erdoğan oyların yüzde 49’undan fazlasını kazandı. Cumhurbaşkanının Adalet ve Kalkınma Partisi’nin öncülüğündeki koalisyon mecliste de sürpriz bir çoğunluk almak üzere. Bu sonuç, iki hafta sonraki ikinci tur seçimin sonucu ne olursa olsun muhalefetin Türkiye’ye parlamenter demokrasiye geri çevirme girişimlerine darbe vurabilir. Kılıçdaroğlu yine de yarışa girecek. Ancak iktidarda olmanın avantajı ve AKP’nin parlamento galibiyetiyle oluşan ivme, Erdoğan’ın giderek otokratlaşan iktidarının büyük ihtimalle üçüncü bir on yıla gireceğini gösteriyor”
Guardian, muhalefetin zafer kazanmasını ve Türkiye’nin yüzünü daha çok batıya dönmesini uman Avrupa ve ABD için, özellikle de Ukrayna konusundaki belirleyici dönem öncesinde beş yıllık daha Erdoğan iktidarının büyük ölçüde istenmeyen bir durum olduğunu kaydediyor.
BBC Türkçe’nin aktardığına göre yazı şu saptamayla sona eriyor.
“Erdoğan dindar işçi sınıfını, çıkarlarını korumak adına hala en iyi lider olduğuna ikna etti. Kılıçdaroğlu fikirlerini değiştiremezse, Türk demokrasisinin orta vadedeki görünümü kasvetli görünüyor.”
Financial Times, “Türkiye’de seçim ikinci tura giderken avantaj Erdoğan’da” manşetiyle çıkan Financial Times da, “Başlıca rakibini rahat bir şekilde yenerek ikinci tura giden Türkiye’nin tecrübeli lideri Recep Tayyip Erdoğan, iktidarını üçüncü bir on yıla uzatma yolunda görünüyor” diyor.
Gazete Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’ndan 2 milyon oy daha fazla almayı başarmasının yanı sıra, parlamentoda da çoğunluğu alarak, ikinci tur için şansını yükselttiğini vurguluyor.
OĞAN'IN ALDIĞI DESTEK
Independent da, Kılıçdaroğlu’nun seçimi ikinci turda kazanması ihtimalinin, ultra milliyetçi aday Sinan Oğan’ın ilk turda oyların yüzde 5,17’sini almasıyla zorlaştığını, Oğan’ın Kılıçdaroğlu ya da Erdoğan’dan birini tercih etmesi halinde kazananı belirleyebileceğini kaydediyor.
Ancak Kılıçdaroğlu’na Kürt seçmenlerin verdiği desteğin bu ihtimali daha da uzaklaştırdığını belirtiyor.
Gazete, Oğan’ın amacının iki Kürt partisini “siyasi denklemden” çıkartıp, milliyetçileri ve laikleri desteklemek olduğunu olduğunu söylediğini hatırlatıyor. Gazete dolayısıyla Ogan’ın sadece Kürt yanlısı partilere hiçbir ödün vermemeyi kabul etmesi durumunda destek vereceğini vurguluyor.
New York Times, Türkiye’nin cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci turu ilk kez yaşayacağını belirtirken, avantajın Erdoğan’da olduğunu, Sinan Ogan’a oy veren yüzde 5,7’lik kesimin ikinci turda büyük olasılıkla Erdoğan’ı tercih edeceğini öngörüyor. Gazete aynı zamanda parlamentoda çoğunluğu sağlamasının Erdoğan’ın lehine olacağını söylüyor.
New York Times kampanya döneminde Erdoğan’ın milliyetçi söylemini yükseltmesinin hem kendisi hem de muhafazakar parlamento ittifakının işine yaradığını aktarıyor.
Gazete, kampanya sırasında Erdoğan’ın bir savaş gemisini İstanbul’da ziyarete açtığını, ABD’ye yönelik eleştirilerini sürdürdüğünü, hatta Biden’ın kendisini devirmeye çalıştığını söylediğini de aktarıyor.
Wall Street Journal gazetesi de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimlerden sürpriz bir avantajla çıkmasının kapsamlı iç ve jeopolitik etkileri olacağını vurguluyor ve şöyle diyor:
“Erdoğan Türkiye’nin Doğu ile Batı arasındaki köprü konumunu ülkesini büyük güç rekabetlerine sokarak ve Ortadoğu, NATO ve Ukrayna’da nüfuz sahibi olarak ustaca kullandı. Ancak ülkede birçok Türk’ü yoksullaştıran ekonomi ve iktidardaki gücünü sağlamlaştırması ve ülkenin demokratik kurumlarının altını oymasıyla ülkede öfkeyle karşı karşıyaydı. Yatırımcılar ve uzmanlar Pazar gününün sonuçları aynı zamanda Türkiye’nin gelecek ay ve yıllarda mali bir hesaplaşmayla karşı karşıya kalması riskini de artırdı.”