Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği (OSS) Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Özalp, otomotiv tedarik sanayinin ihracatını 50 milyar dolara çıkarabileceğini belirterek, "Yol haritasını tüm kamu kuruluşlarına ve STK’lere aktarmak için hazırız" dedi.
Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği (OSS) Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Özalp, Türkiye tedarik sanayi olarak 50 milyar dolarlık bir ihracat yapabilmenin mümkün olduğunu söyledi. Bunun, sadece dünyaya yedek parça satarak mümkü olabileceğini kaydeden Özalp, "Bunun için de açıkça söylemek gerekirse herhangi bir kamusal destek, herhangi bir destekten daha çok sadece sektörün genel anlamdaki biraz konsolidasyonu, biraz bir araya gelmesi lazım. Burada STK'lerin çok önemli bir rolü var. Otomotiv sektöründe sadece tedarik sanayinin 12 milyar dolardan 50 milyar dolara gelmesiyle ilgili formülleri tüm kamu kuruluşlarına, tüm STK’lere sunumlarımızla aktarmak için hazırız. Özellikle bu noktada yatırım yapacak hem ulusal firmalarımız hem de uluslararası firmalarımızla da görüşmeler halindeyiz" diye konuştu.
"Sektörde 3 sorun ağırlıklı olarak ön plana çıkıyor"
Özellikle temel anlamda 7-8 sorun olsa da 3 sorunun ağırlıklı olarak ön plana çıktığını vurgulayan Özalp, "Bunun başında, tedarik problemleri geliyor. Döviz kurlarındaki hareketlilik ve kargo maliyetleri... Çip krizi büyük anlamda kısmi olarak çözüldü ama tam anlamıyla çözülemedi. Çünkü sadece üretimin olmamasıyla değil, günden güne araçlardaki çip sayısı, yedek parçadaki çip sayısı da artıyor. Bunun için ihtiyaç hep artan grafikte devam ederken, geriden gelen talebi karşılayabilmek amacıyla bütün krizi bir anda çözebilmek mümkün değil. Bir çip olmadığı zaman arabanın bile teslim edilemediğini gördük. Araçların bazıları tek anahtarla teslim edildi. Diğer anahtarı ise bir sene sonra teslim edeceklerdi. Çünkü 'çip yok' denildi ya da 'bazı aksesuarları silmek zorundayız' denildi. Bakıldığında, tedarik zinciri, uçtan uça otomotiv sektörü için çok önemli bir nokta" şeklinde konuştu.
"Yabancıların yatırımı konusunda görüşmeler var"
OSS Başkanı Ziya Özalp, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yabancı yatırımcıların Türkiye'de üretim ve yatırım isteklerine ilişkin soru üzerine Özalp, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yabancılar, özellikle başta Avrupa Birliği'ndeki ülkeler olmak üzere Türkiye pazarını yakından takip ediyorlardı. Zaten tedarik noktalarında birçok üreticiden mal alıyorlardı. Biz maalesef üretim noktasında hala kendi markasını oluşturmuş durumda değiliz ve Türk markaları, başta Avrupa kutularının içerisine girerek dünyada tanınır hale geldi. İnsanlar Mısır’da da açsa kutuyu, Fas’ta da açsa Türk markalarını daha fazla tanır hale geldi ve bu noktada artık direkt üreticilerimizden de bu ülkedeki firmalar ve insanlar mal almaya başladı. Avrupa'da daralan bir pazarı gördüğümüz zaman Türkiye olmazsa olmaz bir nokta. Zaten açıkça söylemek gerekirse sınırlarımıza kadar gelmişlerdi. Yani şu anda Bulgaristan ve Yunanistan’a kadar birçok önemli kuruluş, Amerikalı firmalar olsun, Avrupa'nın birçok firmaları, konsolidasyon başlattı ve büyümelerini genişlettiler. Özellikle Orta Doğu’ya bağlantı için de Türkiye, aslında bir merkez bu noktada. Birçok yabancı firma, zaten Türkiye’de üretici firma. Uluslararası markaların hepsi Orta Doğu merkezlerini Türkiye’den yönetiyor. Yatırım konusunda görüşmeler var, sadece Avrupalı firmalardan değil, son dönemde Orta Doğulu firmalar da bu noktada belli görüşmelere başladı. Üretim yapma anlamında da var. Zaten bu noktada Orta Doğulu firmaların Türkiye’ye üretimlerini kaydırabilme gibi durumu da var. Türkiye’nin kabiliyetinden dolayı ama burada firma satın alma, bununla beraber bu pazarı Türkiye pazarında büyütebilme veya o Avrupa pazarıyla birleştirebilmek gibi planları var."
EYT'nin sektöre etkisi
Ziya Özalp, EYT'nin sektöre muhtemel etiklerini de değerlendirdi. EYT'nin otomotiv sektörü için büyük bir sorun oluşturabileceğine işaret eden Özalp, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bazı sektörler bunu anlamadı bile, EYT nedir bilmiyor bile... Ama bizim için gerçekten büyük bir sorun. Çünkü otomotiv sektöründeki tecrübe, otomotiv sektöründe bulunan kişi sayılarının verimliliği belli bir yaş sonrasında oluyor. Bugün bir boyacı bulmak, kaportacı bulmak, bir bakımcı bulmak çok zor. Onun için EYT öncesinde de normal anlamda emekli olmuş tüm çalışanlarımızı elimizde tutmak için çok ciddi çaba sarf ediyoruz. EYT’ye karşı bizim bakış açımız, açıkça söylemek gerekirse, zaten başından beri çok pozitif değildi. Yani ülkenin çok da fazla faydasına olacak bir durum da değildi. Çalışanların mağduriyeti açısından söylemiyoruz, onları mağdur etmeden, onları sektör ya da iş dünyası içinde tutarak çözümler üretilmesi cazip olurdu. Gerçekten bu iş kaybını yaşarsak, insanlar gerçekten de çok genç yaşlarda emekliliğine girerse bu nokta, gerçekten birçok sektörü zorda bırakır ki bunun başında otomotiv gelir."