tv100'de yayınlanan ‘Ertan Özyiğit ile Kayıt Dışı’ programına araştırmacı-yazar Oktan Keleş, konuk oldu. Keleş programda Atatürk’ün hiç görülmemiş 5 yaşındaki bir fotoğrafı olduğunu iddia ettiği görüntüyü paylaşması sonrası sosyal medyada birçok kişi tarafından bu görüntü kullanıldı. Büyük ilgi gören bu fotoğraf sonrası tarihçiler arasında büyük bir tartışma başladı. Ağırlıklı görüş resmin Atatürk'e ait olmadığı yönünde. ODTÜ Tarih Bölümünden Doç. Dr. Birten Çelik, “Atatürk'ün 5 yaşındaki fotoğrafı olarak sunulan fotoğrafın gerçekten ona ait olup olmadığını anlamak için fotoğrafı paylaşan kişinin bu fotoğrafa dair detay bilgileri paylaşması lazım." derken, Dr. Suat Akgül (Emekli Albay, Harp Tarihi Uzmanı) fotoğrafın ‘Atatürk ile uzaktan yakından alâkası yok’ dedi. Tarihçi Yazar Dr. Naim Babüroğlu da, twitter hesabından yaptığı paylaşımda kalpak ayrıntısına dikkat çekerek “Yanlış bilgi ve fotoğraf... 1886'da Kalpak kullanılmıyordu... Fotoğraf doğru değil...” ifadesini kullandı. Sosyal medyada bu tartışmalar yaşanırken, fotoğrafı gündeme getiren araştırmacı ve yazar Oktan Keleş'ten fotoğraf ile ilgili bir açıklama geldi. Keleş, “Mason Kemalistlerin ve Sözcülerinin Yalanları-1” başlıklı paylaşımında iddialara sert bir üslupla cevap veriyor…
Oktan Keleş www.onaltiyildiz.com sitesinden uzun bir açıklama yapıyor. İşte araştırmacı-yazar Keleş'in devamının geleceğini söylediği o açıklama;
Tv programında, Atatürk’ümüzün 5 yaşındaki yayınladığım fotoğrafı üzerinden, yine mason, kemalist, sahtekar, sözde Atatürkçülerin (gerçek Atatürkçüleri tenzih ederim), Meydanı boş bulup Akıncı rolüne bürünenlerin ve bunun Mütercimliğine soyunanların, palavracı Sözdili büzüşücezilerin, kendi yayınladığı fotoğrafıda belge olarak göstererek, bir nesili nasıl kandırdıklarının, resmi tarih adı altında, Türk Milletini ve nesillerini aldatanların ultrasonunu sizlere sunuyorum.
Bu bir aydınlanma devrimidir. Atatürk’ün Trablusgarp’ta sanılanın aksine gözüne hiçbirşey olmamıştır! İşte ispatı yayınladığımız fotoğrafta ve belgelerdedir.
Ata’nın, Trablusgarp’da Derne Muhaberesinde, gözüne kireç kaçması hatta şarapnel parçası sonucu bir gözünün rahatsızlandığı resmi tarihte ve masonik Kemalistlerin uydurmalarında yazmaktadır. Fakat bu doğru değildir! Resmi yazılı tarihin aksine, Atamız çocuklukta geçirmiş olduğu bir kaza sonucu gözünde bilinen bir araz oluşmuştur!
Şimdi Atamızın Trablusgarp’da bulunduğu tarihe dikkat çekelim…
Trablusgarp’ta 1911-1912 tarihleri arasında, gözünde böyle bir rahatsızlık olmuş olsaydı, 1899 tarihli Ata’nın en genç yayınlanan fotoğrafında ki gözünde de aynı arazın görülmemesi gerekmez miydi? Dikkatinizi istirham ederim, bu fotoğraf Trablusgarp savaşından yaklaşık 13 sene önce çekilmiştir!
Aşağıdaki fotoğraflara dikkat ediniz. Ata’mızın 5 yaşındaki fotoğrafında bir gözünde araz mevcuttur. Aynı şekilde 1899 yılında ki (13 yıl önceki Trablusgarp savaşından çok önce) fotoğrafında da aynı arazı görüyoruz.
Ayrıntılara baktığımız zaman ise, Ata’nın sağ burun deliklerinin açıklık oranlarının diğer burun deliğine göre daha büyük olduğu ve her iki resimde de bu ayrıntının aynı olduğu görülecektir.
Bizi yıllarca kandırdıkları, resmi tarih diye yutturdukları Trablusgarp savaşında Ata’nın gözünün sözde yaralandığı palavrası çökmüş bulunmaktadır!
Ek olarak, bu arazdan dolayı 10-17 Kasım 1912 viyanada göz hekimi Prof. Dr. Fuchs’a muayene ve tedavi olmuştur.
Resmi tarihçiler ve masonik sözde Kemalistler biraz kızabilirler fakat sindirmeleri için biraz soda içmelerini tavsiye ediyoruz. Üslubumuzu lütfen kaba bulmayınız. Söz konusu ATA’mız ise, bu bizim hassas noktamızdır.
Ozan Aydın bey bazılarının kalpak, kravat ve kısa pantolona takılanlara okkalı bir cevap verecektir. O da az sonra…
Unutulmasın ki! Ben Kemalist değilim! Kam ve Atatürk’çüyüm… Atatürk’ümüzü, Şövalyelerin, Masonların, Batı zihniyetine taparların, Amerikancıların ellerinden alacağım! Daha yeni başladık, Tengri dağını başlarına yıkacağım…"
Saygılarımla
Oktan Keleş
Tarihçi ve uzmanların konuya ilişkin açıklamaları şöyle:
Doç. Dr. Birten Çelik; “Bununla birlikte, kalpak konusu da önemli. Osmanlı İmparatorluğu'nda 2. Meşrutiyet dönemine kadar, eğitimli kimseler ve ordu mensupları fes kullanıyor. Mustafa Kemal'in Harp Okulundaki fotoğraflarına baktığınızda orada fes kullanıldığını görebilirsiniz. Dolayısıyla 1886'larda Balkanlarda da kalpak yaygın değil.
Ayrıca fotoğraftaki erkek ceketlerine baktığınızda bu kısa ceketlerin genellikle 1900'lerin başından itibaren moda olduğunu biliyoruz ve Osmanlı dönemi görsellerine baktığımızda kısa ceketleri genellikle yabancı erkeklerde görebilirsiniz. Çünkü Osmanlı vatandaşı erkekler 1880'lerde hatta 1900'lerin başında bile uzun ceket (setre) kullanıyor. Dolayısıyla, Selanik'te Mustafa Kemal'e Kemal ismini veren Mustafa Sabri Efendi'nin de 1886'da böyle bir ceket giymesi ve de kalpak kullanması o dönemde pek mümkün değil.” dedi.
İnandırıcı Değil!
Kıyafetlere bakıldığında dönem itibariyle uyumsuzluk olduğunu belirten Doç. Dr. Birten Çelik “Mustafa Kemal Atatürk'ün 5 yaşındaki fotoğrafı diye paylaşılan görselden emin olmak için bu fotoğrafı paylaşan kişinin mutlaka fotoğrafa dair belirttiğim detay bilgileri ve kaynağını da paylaşması lazım. Aksi takdirde paylaşılan fotoğrafın Atatürk'ün çocukluğuna ait olduğuna inanmak mümkün değildir.” dedi.
O DÖNEMDE KALPAK KULLANILMIYORDU
Doçent. Dr. Mehmet Emin Elmacı (Tarihçi): Bu fotoğrafın 1885 tarihli olduğu, arkadaki şahıslardan birinin de 7 yıl sonra ona ‘Kemal’ ismini verecek hocası Mustafa Sabri olduğu iddia ediliyor. Burada zaman uyuşmazlığı var. Ayrıca çocuğun başındaki kalpak o dönemde kullanılmıyordu. Bu, önemli bir konu üzerindeki çok ciddi bir iddiadır. Mutlaka akademik disiplinle kanıtlanması gerekir. Şu ana kadar biz böyle bir kanıt göremedik. Dolasıyla iddia tartışmalıdır.
UZAK-YAKIN ALÂKASI YOK
Dr. Suat Akgül (Emekli Albay, Harp Tarihi Uzmanı): Fotoğrafın Atatürk ile uzaktan yakından alâkası yok. Fiziken benzemiyor, aynı zamanda kıyafetler de o döneme ait değil. Ayrıca bahsedilen öğretmen Mustafa Sabri Efendi, Harp Okulu mezunu bir subay. O fotoğrafta Mustafa Sabri Bey’in 23-24 yaşında genç bir subay olması gerekir. Oradaki kişilerin arasında böyle bir genç yok. Detaylara çok girmeye gerek yok. Bu fotoğrafın doğrulanması için gerekli kriter ve kanıtlar ortada yok. Bu haliyle tartışmaya bile gerek yok.
O ZAMAN BASKILI TİŞÖRT MÜ VARDI
Sinan Meydan (Araştırmacı-Yazar): Yıllardır bu konu üzerinde çalışan biri olarak bu haberin, iddianın ‘asparagas’ olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bir kere 1880’lerde çekilmiş bir fotoğrafta kalpak olması mümkün değil. Zira kalpak 1908’den sonra yaygınlaştı. O zamana kadar Avusturya’dan ithal edilen fesler giyiliyordu. Avusturya, Bosna’yı işgal edince Osmanlılar fes boykotu yaptı ve kalpak modası başladı. 1910’lardan itibaren de yaygınlaştı. Milli Mücadele’nin de sembolü oldu. Fotoğraftaki görüntüler dönemin ruhuna uygun değil. Fotoğraftaki çocuğun giydiği tişörtte Göktürk alfabesiyle ‘Kayı’ yazıyor. O dönem baskılı tişört mü vardı? Bu tür iddiaları yaymadan önce konunun akademik uzmanlarından veya Türk Tarih Kurumu gibi kurumlardan teyit almak gerekir.
İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi, Tarihçi Yazar Dr. Naim Babüroğlu, twitter hesabından yaptığı paylaşımda aynı ayrıntıya dikkat çekerek “Yanlış bilgi ve fotoğraf... 1886'da Kalpak kullanılmıyordu... Fotoğraf doğru değil...” "Twitter ortamında yalan/yanlış bilgi, doğru ve belgelere dayanan bilgiden daha hızlı yayılıyor. Daha çok ilgi çekiyor. Bu, sanıyorum “toplum davranışı”yla uğraşan uzmanlarının işi. -Fakat bir gerçek var: Maskeli Atatürkçüler, Atatürk’e en fazla zarar verenler. Hele liberal olunca." yanıtını verdi.
OKTAN KELEŞ KİMDİR?
Aslen Trabzonlu olam Oktan Keleş, 1970 yılında İstanbul Fatih'te dünyaya geldi.
Oktan Keleş İlk yazıları 1989 yılında Millî Gazete'de yayınladı. Türk ve dünya tarihi açısından önemli bilgi ve belgeleri ilk defa yayınlamasıyla bu alanda kendine haklı bir yer edinmiştir. Oktan Keleş Türk tarihi açısından yayınladığı araştırmalar ve gündeme getirdiği konularla öne çıktı.
Keleş, yurt içi ve yurt dışında dizi film ve filmlere konu oldu. Stratejik öneme sahip analizleri şaşırtıcı şekilde yıllar içinde doğrulanmıştır.
Tasavvufi çalışmalar da yapan Oktan Keleş, siyasi parti genel başkanlarına ve bazı bakanlara başdanışmanlık yapmış, devletin hassas birimlerinde de önemli görevler üstlenmiştir.
Oktan Keleş 2016 yılında Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) tarafından yılın vizyon sahibi gazeteci-yazar ödülünü almıştır.