Nişantaşı Üniversitesi’nde işten çıkarılan akademisyenleri haklı bulan İdare Mahkemesi, yürütmeyi durdurma kararı verdi.
“Eşit işe eşit ücret” talebiyle 2 yıldır hak arayışını sürdüren vakıf üniversitesi akademisyenlerinin bekleyişi devam ediyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 17 Nisan 2020 tarihinde kabul edilen kanunla “Vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına devlet yüksek öğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından az ücret verilemez” ibaresi kabul edilmişti. Ancak çok sayıda kurum, bu hükmü uygulamayarak çalıştırdığı akademisyenlere düşük ücret vermeye devam etti. Gazete Duvar'dan Aynur Tekin'in haberi şöyle;
Yasanın uygulanması için kamuoyu oluşturmaya çalışan vakıf üniversitesi akademisyenleri, mart ayında çalıştıkları kurumlara ücretlerin eşitlenmesi talebiyle dilekçe gönderdi. Dilekçe eylemlerinin en çok yankı bulduğu üniversitelerden biri, hak kayıplarıyla gündeme gelen Nişantaşı Üniversitesi oldu. Dilekçelerin ardından iki gün içinde 30’dan fazla akademisyen üniversite yönetimi tarafından işten çıkarıldı.
Süreci yargıya taşıyan akademisyenlerin idare mahkemesinde görülen işe iade davası sürüyor. Öte yandan bu akademisyenlerden ikisi, yürütmenin durdurulması talebiyle idare mahkemesine ayrıca açtıkları davayı kazandı. Geçen hafta alınan kararın ardından akademisyenler, görevlerine geri döndü.
‘ÇALIŞAMADIKLARI SÜRENİN ÜCRETİNİ ALDILAR’
Akademisyenlerin avukatı Mesut Baştuğ, İstanbul 3. İdare Mahkemesi ve İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nde iki farklı dava açtıklarını belirterek, kararla ilgili şu bilgileri paylaştı: “Mahkeme, burada apaçık bir hukuka aykırılık vardır dedi. Bu durum kişilerin çalışma hürriyeti ile ilgili bir mevzu olduğu için telafisi güç zararlar ortaya çıkmasın diye hemen yürütmeyi durdurma kararı verildi. Bu bizim için çok yerinde bir karar oldu, her iki hoca da üniversiteye yeniden görevlerine döndüler ve çalışamadıkları sürenin ücretini de aldılar.”
Görev yönünden itiraz ederek kararı üst mahkemeye taşıyan Nişantaşı Üniversitesi avukatları ise söz konusu dosyanın idare mahkemesinde değil iş mahkemesinde görülmesi gerektiğini savundu. Avukat Baştuğ, vakıf üniversitelerinin kamu görevi ifa eden tüzel kişilikler olduğunu vurgulayarak, dosyanın idare mahkemesinde görüşülmesinin yerinde bir uygulama olduğunu belirtti. Baştuğ “Burada çalışan öğretim görevlilerinin yaptığı görev, kamu görevidir. Dolayısıyla bu kurumların çalışma esasları ile ilgili atama, terfi, görevi sonlandırma gibi işlemler Yükseköğretim Kanunu’na tabidir ve ilgili haklar anayasa ile güvence altına alınmıştır. İşte tam bu nedenle idare mahkemesi fesih kararını yetki, şekil, sebep açısından hukuka aykırı buldu ve yürütmeyi durdurma kararı verdi" dedi.
Baştuğ ayrıca, iş mahkemesinde görülen davalarda çalışan haklı bulunsa bile üniversite kabul etmediği sürece akademisyenlerin göreve dönemeyeceğini belirtti ve ekledi: “Ancak idare mahkemesinde açılan yürütmeyi durdurma kararı sonrasında üniversite, mahkeme kararına uymak zorunda.”
Avukat Baştuğ, üst mahkemeden akademisyenler aleyhine bir karar çıkmayacağı görüşünde; “İdare mahkemesinin kararı hukuki açıdan o kadar doyurucu bir karar ki... Bu kararın üst mahkemeden aleyhimize bir sonuçla döneceğine ihtimal vermiyorum.”
YÖK İNCELEME BAŞLATMIŞTI
Bazı vakıf üniversitelerinde akademisyenlerin maaşları ve işten çıkarılmalarına yönelik şikayetlerle ilgili harekete geçen YÖK, nisan ayının ikinci haftasında 9 vakıf üniversitesiyle ilgili inceleme başlatıldığını duyurmuştu. Bu kapsamda YÖK denetçileri, akademisyenlerle birebir görüşmeler yaparak sorunları dinledi. Ücret düzenlemesiyle ilgili ise şimdiye kadar bir adım atılmazken, vakıf üniversitelerinde yapılan incelemelerin sonucu da kamuoyuyla paylaşılmadı.