CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun SADAT'a gitmesi gündemdeki yerini korurken, güvenlik bürokrasisinden sorumlu üst düzey isimlerden birinin yaptığı ihbar da ortaya çıktı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz haftalarda SADAT'ın önüne gitmiş ve Erdoğan'a seslenmişti. Yaşanan olayın etkileri devam ederken, Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, bugünkü köşesinde çarpıcı iddialara yer verdi.
"Zor bir yazı bu. Duyduklarımı süzerek, harfleri seçerek yazmalıyım." diyen Pehlivan; "Biliyorum, Kılıçdaroğlu’na SADAT konusunda dosyalar geliyordu. Ama onu ani şekilde harekete geçiren bir bilgi olmalıydı... Vardı!" diyerek Kılıçdaroğlu'nun SADAT'a gitmesinin arka planını aktardı.
KILIÇDAROĞLU’NA SUİKAST İSTİHBARATI
"Yakın zaman önce güvenlik bürokrasisinden çok üst düzey bir isim Kemal Kılıçdaroğlu’na bilgi aktardı. ‘Kanundışına çıkacaklar’ sözü çıktı ağızdan. Planlananları içine sindiremeyen, ‘sağcı’ diye bilinen yurtsever bir isimdi o bürokrat" diyen Pehlivan; kanundışının sadece seçim güvenliği olmadığını hatırlatarak "Gerilim stratejisi kaosla sonuçlanacak, onun alternatifi de ‘sert güçlü devlet’ olacaktı. Haziran - Kasım 2015 arası buna örnekti" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun bu istihbaratı alınca harekete geçmeye karar verdiğini söyleyen Pehlivan, "Kimsenin bilmemesi de bu tehlikenin büyüklüğünün bir parçasıydı. ‘Ya gideceğimi haber alan birileri orada silah patlatırsa’ diye düşündü. Bu nedenle çok az insanı haberdar etti SADAT baskınından." ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN'A SESLENDİ
SADAT önünde Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'a “Siyasi cinayetler, demiştim. Karanlık odaklar var, demiştim. Hangi maşalar kullanılacak bu karanlık işlerde? Kimler hangi hedefler için devreye girecek? Her türlü kaostan SADAT gibi paramiliter danışmanlar sorumlu tutulur. Bil. Öyle heveslere girişme” sözleriyle seslendiğini hatırlatan Pehlivan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aldığı istihbarat karşısındaki tavrı ise şu sözlerde gizliydi:
‘Biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz, biz Kuvayı Milliyeciyiz, biz SADAT’çılardan korkacak kişiler değiliz.’
Kılıçdaroğlu’nun SADAT baskını çok karanlık bir planı önledi gibi görünüyor. Kime sorsan ‘Alakam yok’ diyor. Şimdilik…”