Son zamanlarda bir astrolojidir almış başını gidiyor, sosyal mecralarda, televizyon kanallarında yorumlarda bulunan astrologların sayısı hiçte azımsanacak sayıda değil, sertifika veren okullar mı, özel danışma seansları yapanlar mı dersiniz varda var! Rekabet büyük herhangi bir olay sonucunda ben bunu söylemiştim diye böbürlenenlerden tutunda yok canım bunu ben söylemiştim diye sayfa, sayfa paylaşım yapanlara kadar…
Hal böyle olunca da tabi araştırmak istedim nedir bu astroloji? Araştırdıkça da derya denizin içinde kayboldum. Her an yeni bir bilgi düştü önüme ve açıkçası hoşuma gitti. Bu gizem olasılıklar dünyası ve dedim ki neden öğrendiklerimi paylaşmayayım… Hikaye böyle başlarken ilk yazımda sizlere biraz astrolojinin gelişiminden bahsetmek istedim. Funda Yılmaz'ın yazısı…
Evet , aslında insanların gökyüzünden mana çıkarmaları çok eskilere dayanıyor. E, tabi ilk insanlar takvim, saat gibi şeylere sahip değildi. Günlerini gölgelerin uzayıp kısalmasına, mevsimleri havanın ısısına göre bölerlerdi. Zamanla bazı şeylerin periyodik olarak tekrarladığını fark ettiler. Fark ettiler ki güneş her gün aynı noktadan doğmuyor. Güneşin gökteki duruşu mevsimlere göre değişiyordu. Bazı mevsimlerde yıldızlar hiç gözükmezken bazı mevsimler yıldızlar parlıyordu .Ve zamanla bu merakla güneş ve gezegenlerin aynı daire içinde bulunduğunu ve aynı takımyıldızı(burçlar da)gezindiğini keşfettiler. On iki burcu buldular…
Peki sonra ne oldu?
Güneşin ısı vermesinin ciltlerini yaktığını, ayın denizlerde kabarma ve çekilmelere sebep olduğunu gördüler. Düşünsenize o dönemlerde yaşadığınızı bu muazzam keşifler, sizi korkutur muydu ne hissederdiniz? His deyince dolunay gecelerinin daha romantik hisler verdiğini de o dönem fark etmişler Düşünün bakalım sizler dolunayda romantik misiniz? Özel geceleri bu zamana denk getirmeli.
Kafamda hemen sorular oluşmaya başlıyor …
Tarihte çeşitli kavimler, burçlar yıldızlar ve gezegenlere farklı görüş açılarıyla bakmıştır….
Mesela Sümerler Venüs gezegenini Tanrıça ‘Istar’ olarak kabul etmişken, Romalılar için ‘lucifer’ mış Venüs … Lucifer ışık taşıyıcı veya ışığı getiren anlamındadır. Hristiyan kilisesi sonraları Lucifer ‘ı Şeytan olarak Kabul etmiştir… Bu iki karşıt görüşte çok ilginç gelmiştir bana hep…
Zaman ilerledikçe astroloji, Araplar arasında yayılmış oradan Avrupa’ya sıçramıştır. Müslümanlığın yayılma döneminde Astronomi ortaya çıkmış ve hızla gelişmiş. Modern astronominin bu durumu Astroloji konusunda bazı şüpheler uyandırmış…
Çünkü astronomi güneşin yerinde durduğunu dünya ve diğer gezegenlerin günesin etrafında döndüğünü ispatlamış. Oysaki o güne kadar astroloji dünyayı merkez kabul edip güneş ve gezegenlerin dünya üzerinde yol aldıkları benimsenmişti. Sonrasında birde modern planet sayılan Uranüs , Neptün, Plüton da keşfedilince işler iyice karıştı. Fakat sonrasında baktılar ki ister güneş yerinde dursun ister dünya merkez olsun astrolojinin tesirleri değişmiyor. Böylece Modern astrologlar bu üç gezegeni de gözlemlemeye başladı… Astroloji hızla yayıldı günümüzde de kıymetli istatistik imkanı veriyor.
Bugün ki yazımda ki son sözüm; bu konu derin bir konu, basite indirgeyerek fal bakar gibi ağdalı sözlerle ‘sosyal Medyada’ yorumlar yapan her yorumcuya inanmayın derim …
Sözüm yıllarını vermiş üstatlara değil tabi ki onlara saygı…