Karar gazetesi yazarı Akif Beki, Sezgin Baran Korkmaz'a, Veyis Ateş'e ve iktidara 'dürüstlük' çağrısı yaptı.
Beki'nin bugünkü "Samimi olun samimi!" başlıklı yazısı şöyle:
"Kara paradan aranan Sezgin Baran Korkmaz'la aralarındaki görüşme kaydının bir bölümü yayınlanmıştı.
Üstünde oynanmamışsa, duyulduğu kadarıyla diyalog şöyle...
Veyis Ateş, bir klik ve lobinin "samimiyetini göstersin gerekeni yaparız" dediklerini aktarıyor.
SBK da soruyor: "Samimiyetimi nasıl göstereceğim abi?"
Cevap: "Senden istedikleri meblağı göndererek..."
10 milyon avro rakamı da burada geçiyor. SBK, istedikleri meblağı yollarsa cebe atıp sıvışmayacaklarını nereden bileceğini, garantisinin ne olduğunu sorarken telaffuz ediyor.
Karşı taraf da aynı sebeple SBK'dan 'samimiyet' talep ediyor zaten.
Samimiyet göstermek, 10 milyon avroyu sorgusuz sualsiz gönderip onların güvenini kazanmak demek. Böylece SBK, kendini bu çeteye ispatlamış olacak.
Tek taraflı bir samimiyet kanıtlama testi yalnız bu.
Rüşvetçiler, SBK'nın sözünü tutup tutmayacağından şüphe edecek, peşin alacaklar ödemeyi. SBK da onlara inanacak, verdikleri sözü yerine getirip getirmeyeceklerinden şüpheye düşmeyecek. Mümkün mü?
Anlıyoruz ki SBK da şüphelenme hakkını kullanıyor. Veyis Ateş'ten, dolandırılmayacağına dair kefalet ve teminat istiyor.
Şu halde millet de dolandırılmaya karşı önlem olarak ilgililerden samimiyet ispatı bekleyebilir.
Bu hakkı, tüm taraflara bazı şeyleri sorarak neden kullanmayalım?
SBK'ya: Samimiyetini göster, elindeki ses kaydının tamamını olduğu gibi yayınla. Biz de bir şey saklamadığını, sızdırdığın kısmı manipüle etmediğini, kamuoyunu yanıltarak aldatmadığını ve bizi şantajına alet etmediğini bilelim.
12 dakikalık görüşmenin 2-3 dakikasını ayıklayarak ona, buna dinletmekle samimi ifşa olmaz.
Devamı olduğunu özellikle duyurup niye dinletmiyorsun? Kalan kısımda ne var, kimlerin adı geçiyor, neyi niye ayıkladın?
Rüşvetin gideceği isimlere mesaj verip şantaj yapmadığın ne malum?
Veyis Ateş'e: Yayınlanan ses kaydının bütünü yansıtmayıp montaj olduğunu söyleyince, 10 milyon avro rüşvet istediğini yalanlayınca bitmiyor. SBK'nın kurtarılmasına aracılık girişiminde bulunduğun iddiasını çürütmüş olmuyorsun.
Niye samimi davranıp bütününü sen anlatmıyor, kimler adına SBK'yı aradığını açıklamıyorsun?
Hem belki samimi bir itiraf, hakkında hafifletici sebep olur.
Ve iktidara: Cumhurbaşkanı Erdoğan, sık sık muhalefete "Bir kere samimi değilsiniz, dürüst değilsiniz, ya samimi olun samimi, ya biraz dürüst olun dürüst" tarzında çıkışıyor.
Bu çağrıya ilkin AK Parti'nin uyması, iktidarın dürüst ve samimi olması gerekmez mi?
Ne oldu Sedat Peker'den 10 bin dolar aylık alan siyasetçiye? İçişleri Bakanınız biliyor, elinde delil de vardı, siz daha bulamadınız mı?
İçişleri Bakanı Soylu, Meclis Başkanı Şentop'a elden güya cevabi mektup götürdü ama mafyanın siyasi ayağını orada da yazmamış. Yahu, sormuyor musunuz 'ne iş' diye?
Hesapta savcıya bildirilmiş isim. Fakat hala sır. Nasıl olur? Kanuna göre polis, isterse bir suçun bilgisini savcıya iletmeyip siyaseten kullanması için Bakan'a verebiliyor mu? Var mı örneği?
Ayrıca SBK nasıl kaçtı, kim haber verdi, kim göz yumdu? Kaçakken, aranırken alıp satma işlerini yürütmeye nasıl devam edebildi, mal ve hesaplarına tedbir konmaması neyle açıklanabilir? Allah aşkına merak etmiyor musunuz hiç?
Hadi az samimi, az dürüstçe söyleyin bir."
Medyaradar