Sedat Peker, daha önce bildiğimiz gerçeklerin üstüne ekleyerek konuşmaya devam ediyor. Türkiye’nin haftalık gündeminde oldukça yer alan iddialarına dair iktidar kanadından inkarlar gelirken hukuki olarak soruşturma açılmadı.
halktv.com.tr, Türkiye'de 'Derin Devlet'in açığa çıktığı Susurluk kazasında Emniyet Genel Müdürlüğü istihbarat dairesinin başkan yardımcısı olan Hanefi Avcı'ya son süreçte ortaya çıkan devlet-mafya ilişkilerinin anlamını ve gösterdiklerini sordu.
1- Son videosundaki iddialardan biriyle başlamak istiyorum. Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı cinayeti. Bu cinayete dair Peker’in çok somut iddiaları var. Peki bu cinayetin dosyası nasıl kapatıldı?
Adalı cinayeti Kıbrıs’ta yaşanan bir olay. O tarihlerde, yakın dönemlerde, Susurluk Çetesi’nin karıştığı bir çok olay vardı. O günkü atmosfer ve siyasi yapı nedeniyle Adalı cinayetinin aydınlatılması mümkün olmadı.
Şimdi öncelikle başta şöyle söyleyeyim. Sedat Peker’in genel ifadeyle anlatımlarını bir ölçmek, değerlendirmek lazım. Uzunca bir süre yeraltı dünyasında kalmış, önemli bir aktör, neredeyse son 30 yılın Türkiye’sinde yeraltı faaliyetleri açısından önemli bir şahsiyet.
Yeraltı grupları, devlet içinde dönen tüm dolaplardan haberdar olur. Yani, Türkiye’nin büyük şehirlerinde olan yeraltı dünyasını ilgilendiren olaylarla ilgili bilgi sahibi olur. Bazen onlara bilgi gelir, bazen de onlar doğrudan rol alır.
O açıdan Sedat Peker’in söylediklerini önemsiyorum. Doğru yanlıştan çok, Türkiye’nin son 30 yılı hakkında bilgi sahibidir. Bu da epey bir bilgidir. Şu anda anlattıkları daha küçük bir şeydir.
O dönemde görevlerini kötüye kullanmış, devlet, yargı ve emniyet mensuplarından çok şeyi bilir. Bunları ileride anlatır mı bilmiyorum ama anlatırsa Türkiye gerçekten çok ciddi bir şey yaşar. Olaylara karışmış bir çok insan ortaya çıkarılabilir. Çok şey bildiği kanaatindeyim.
2- Yine dün ortaya JİTEM Davası’nda verilen beraat kararlarının bozulduğuna dair bir mahkeme kararı çıktı, karar Nisan ayında verilmiş. Bu dava ne olur? Bu karar neden bozulmasının sebebi sizce siyasi mi?
Üst mahkemenin bu kararı bozma gerekçesi usul yönünden kaynaklanıyor. Ama o dosya içerisinde bulunan bazı deliller hakkında, gerekçelerde usul konusunda eksik olduğu için üst mahkeme bu kararı bozmuş. Benim gördüğüm kadarıyla, Peker’in konuşmalarından önce bozulmuş. En az 4-5 ay öncesine verilen bir karar. Son gelişmelerden bağımsız olduğu düşüncesindeyim.
3- Susurluk sonrası Emniyet’in içinde FETÖ’nün hakimiyeti olduğu biliniyor. Kabul edilen bir Ağar-Gülen görüşmelerinden de bahsediliyor. Bugün yaşananlarda cemaatin rolü sizce nedir?
Ben yaşanan olaylarda cemaat bulgusu görmüyorum. Cemaat, Susurluk sonrası değil, adım adım emniyet ve diğer devlet kademelerini ele geçirdi. Mehmet Ağar’ın siyaset yaptığı dönemde cemaatle bir ilişkisi görülmez. Hatta 28 Şubat döneminde askere yakın durmuştu. Ben, konjonktüre göre hareket ettiklerini düşünüyorum. O dönem askerlerin hakimiyet vardı, onlardan güç almak istediler, sonrasın da FETÖ güçlendi onlardan güç almak istediler. Yoksa bir FETÖ’yü tanıma, ona yaklaşma gibi bir durum olduğunu düşünmüyorum.
4- Sedat Peker’in konuşmaya başlamasından önce Türkiye’de kritik olarak bahsedilen bir fotoğraf vardı. Alaattin Çakıcı, Mehmet Ağar ve Korkut Eken aynı karedeydi. Sonrasında da Sedat Peker’in bahsettiği krizler yaşanmaya başlanmış. Alaattin Çakıcı neden çıktı? Düşünceleriniz neler?
Bir yasa çıkarıldı, infaz kanununu düzenleyen bir yasa, 2022 yılında çıkması beklenirken, daha erken çıkması sağlandı. Çıktıktan sonra ki hal ve hareketlerine bakınca da büyük bir siyasi güç ve destek aldığı gözüküyor.
Peker şöyle düşünmüş olabilir, ‘‘Artık devlet belli kademeler, belli kişiler o kişiyi tutacak’’ bu da kendi sahasında kendisine karşı daha ciddi bir rakip geldiğini gördüğü anlamına geliyor. Operasyonlarla beraber düşününce de kendine karşı oluşan bir cephe görmüş olabilir.
5- Mehmet Ağar’ın Mumcu ailesine söylediği ‘Bir tuğlayı çekersem duvar yıkılır’ cümlesinin belli ki bir anlamı var. Siz, devletin nasıl bir duvar olduğunu nasıl açıklayabilirsiniz?
Söz konusu cümlenin hangi manada söylediğini açıkça bilmiyorum. Rahmetli Uğur Mumcu’yu kimin öldürdüğü mahkeme kararlarıyla sabitlendi. O dönem tüm olaylar benzer şekillerde işlendi. Bu olay, mafya dışında İran kaynaklı grupların yaptığı eylemlerdir.
Mehmet Ağar bu cümleleri kabul etmiyor. Şunu kast etmiş olabilir, 'biri konuştuğunda herkes konuşur, her şey konuşulur.' Bu da devlette ciddi bir zafiyet ciddi bir hatalar zinciri olabilir.
6- Devlet dışı örgütlerin bu olayla alakası ne?
Bu insanların (Sedat Peker grubu) irtibatlı olduğu insanlar var. Bunlar sivil, kamu görevlileri. O bölgede olan her şey hakkında bilgisi sahibi olabiliyorlar. Özellikle yeraltı konularına da ilgi duyarlar. İzmir’de İstanbul’da, Türkiye’nin gündeminde ne varsa ilgi duyarlar, bütün bir olayda sivil insanlar konuşuldu. Sivil insanlar, silahlı olaylara karışan, milliyetçilik duyguları olan insanlar olarak gündeme geldi.
Bu işlere karışan insanlar gelir anlatır, yakın oldukları kamu görevlilerine göre bilgi alır ve bu bilgilere yola kendine yol haritası belirlerler. Kutlu Adalı örneğinde olduğu gibi ‘‘Böyle biri var bu vatan haini’ dediğini anlatıyor, bunun gibi bir çok örnek vardır. Bunların adamlarına da bu bilgiler geliyordur. İstihbarat birimi kadar Peker ve Peker gibi insanların bilgileri vardır. Bu bilgilerin sürekli içindedirler.
Kaynak: Halk TV-Hazar Dost