Ankara'nın duayen polis muhabiri ve güvenlik bürokrasisinden önemli haberleriyle gündem yaratan, T24 yazarı Tolga Şardan, Sedat Peker ile hedef aldığı kişiler arasındaki kavganın asıl sebebine dikkatleri çektiği bir yazı kaleme aldı.
Tolga Şardan, Mehmet Ağar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu hedef alan Sedat Peker'in iddiaları üzerinden değerlendirmeler yaptığı yazısında, "2020'ye geldiğimizde İstanbul'un kayıt dışı para bütçesinin yaklaşık 10 milyar dolar olduğu emniyet kaynaklarından edindiğim bilgi. Bu miktarın yaklaşık yüzde 40'ına eş değer olan 4 milyar dolar ise net kâr olarak kabaca hesaplanıyor." iddiasında bulundu.
"Yıllarca Gülen cemaatiyle beraber yol yürüyen AKP'nin ayrılık yoluna girmesi sonrasında İstanbul'un gayri meşru finansı yavaş yavaş sahipsiz kalmaya başladı." diyen Şardan, "İşte bu dönemde, daha önce hakkındaki Kelebek soruşturması çerçevesinde organize suç örgütü lideri olmaktan hüküm giyip cezaevinde yatan Peker, sonrasında FETÖ'nün yürüttüğü Ergenekon soruşturmaları sırasında bir kez daha demir parmaklıkların arkasında kaldı." ifadelerini kullandı.
İstanbul'daki kayıt dışı para hakkında iddialarını sürdüren Şardan, yazısına şöyle devam etti:
"Ve geldik, en önemli parçalardan birisi olan İstanbul'un kayıt dışı finansının fotoğrafına.
Bu sürece, bizzat yaşadığım bir olayla giriş yapayım. 17-25 Aralık 2013'ten sonra başlayan FETÖ'nün devletten ve siyasetten tasfiyesinin üzerinden epeyce zaman geçmişti. 2015'in yaz aylarının başıydı. İstanbul'u iyi tanıyan ve işi gereği kentin yasa dışı finansıyla ilgili gelişmeleri izleyen üst düzey bir emniyet yetkilisiyle görüşürken konu kentin kayıt dışı finansına geldi. Kaynağım, o tarih itibarıyla bu miktarı yıllık 2.5 – 3 milyar dolar arasında olduğunu söyledi.
Peki neydi bu kayıt dışı paranın kaynağı? Fuhuş ve beyaz kadın ticareti, uyuşturucu ve akaryakıt kaçakçılığı, devlet ihalelerinden alınan komisyonlar ve belki de en önemlisi ülkeye yatırım amacıyla gelen yabancı şirketlerin yerli ortak ile yatırım sahasının tespiti için aracılara verdikleri kayıt dışı paralardı.
Özellikle 15 Temmuz'dan sonra FETÖ'ye ait el konulan şirketlerin satışı, FETÖ'yle teması bulunan önemli iş insanlarının adli ve idari soruşturmalardan kurtulabilmek için aracılara verdikleri yüklü miktardaki paralar.
Bu tabloyla 2020'ye geldiğimizde İstanbul'un kayıt dışı para bütçesinin yaklaşık 10 milyar dolar olduğu yine emniyet kaynaklarından edindiğim bilgi. Bu miktarın yaklaşık yüzde 40'ına eş değer olan 4 milyar dolar ise net kâr olarak kabaca hesaplanıyor.
Yıllık 10 milyar dolarlık kayıt dışı para fena bir miktar değil! Liraya çevirdiğimizde yaklaşık 84 milyar diyelim.
Ve işin ilginci bu paranın çok büyük bölümünü iktidarın sevgi zinciri içinde olan ve adı sanı pek bilinmeyen ama işleri yakından takip edenlerce iyi bilinen insanlarda.
E, bu durumda etraflarında yüzlerce adam besleyen, lüksün lüksü yaşam biçimleri olan, parayı su gibi akıtmaktan çekinmeyen, mafya bu paraya çökmesinde ne yapsın!"