Can Holding soruşturması kapsamında Turgay Ciner hakkında yakalama kararı çıkarılması ve şirketlerine kayyım atanmasının ardından Ciner Grubu’ndan yapılan açıklamada, iddialarla ilgilerinin bulunmadığı belirtildi.
Can Holding soruşturması kapsamında patronu Turgay Ciner hakkında yakalama kararı çıkarılan ve bağlı şirketlerine kayyım atanan Ciner Grubu'ndan yapılan açıklamada, iki grup arasındaki tek ticari ilişkinin Ciner Yayın Holding hisselerinin satışından ibaret olduğu belirtilerek, "Dolayısıyla, Can Holding ve şirketlerine yönelik ileri sürülen suç soruşturması iddia ve isnatları ile Ciner Holding'in ve şirketlerinin uzaktan yakından bir ilgi ve alakası bulunmamaktadır" ifadeleri kullanıldı.
Can Holding ile başlayan devamında Ciner Holding’e sıçrayan “suç örgütü kurma ve kara para aklama” iddialarıyla yürütülen soruşturmada Ciner Holding'in sahibi Turgay Ciner hakkında yakalama kararı çıkarılmış, holdinge bağlı şirketlere Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyım olarak atanmıştı. 11 kişinin gözaltına alındığı operasyonda Turgay Ciner'in oğlu Atilla Ciner ile Ciner Glass A.Ş. şirketinin CEO’su Gökhan Şen tutuklanmıştı.
Ciner Grubu, Can Holding soruşturmasıyla ilgili ilk kez açıklama yaptı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Park Holding ve bağlı şirketler ile Can Grubu'na ait olduğu ilan edilen şirketler arasında bugüne kadar gerçekleştirilmiş yegane hukuki ve ticari ilişki tüm kamuoyunun bilgisi dahilinde ve kamu kurumlarının gözetim ve onayıyla, bağımsız bir alıcı ile bağımsız bir satıcı arasında gerçekleştirilmiş, denetime açık, meşru ve büyük bankalar aracılığıyla yapılan, tümüyle yasalara mevzuata ve ticari teamüllere uygun koşullarda yaklaşık 5 aylık bir sürede tamamlanıp icra edilen, Ciner Yayın Holding hisselerinin Doğal Yaşam A.Ş isimli Can Grubu bünyesindeki bir şirkete devrinden ibarettir. Bu, tümüyle meşru ve hukuki alışverişin dışında Park (Ciner) Gurubu şirketlerinin Can Grubu ile hiçbir tarihte hiçbir şekilde hiçbir ticari münasebeti tanışıklığı, alışverişi vb. olmamıştır. Dolayısıyla, Can Holding ve şirketlerine yönelik ileri sürülen suç soruşturması iddia ve isnatları ile Park (Ciner) Holding'in ve şirketlerinin uzaktan yakından bir ilgi ve alakası bulunmamaktadır.
Park Grubu, ülkemizin en önemli yatırımcı gruplarının başlarında gelmektedir. 50 yıla yakın ticari ve sınai geçmişi hukuka bağlılık, şeffaflık hesap verebilirlik, üretkenlik katma değer yaratıcılık ve kamu ekonomisine katkı ile dolu olan saygın bir geçmiştir. İstanbul Başsavcılığınca sürdürülen soruşturmanın sonucunda bu gerçeğin adil bir şekilde ortaya çıkacağına inancımız tamdır.
Demokratik bir hukuk devletinde elbette hiç kimse hukukun üstünde değildir ve olamamalıdır. Ancak masumiyet ilkesinin korunması ve adil soruşturma ve yargılama ilkelerine riayet, hukuki güvenlik, suçun şahsiliği, kanunsuz suç olmaz ilkesi, mülkiyet hakkı gibi temel haklar da Hukuk Devleti olmanın diğer gereklerindendir. Dezenformasyonlarla ve yalan ve çarpıtmalarla yukarıda belirttiğimiz ilkelere ve yargısal süreçlere müdahale girişimlerinin hukuk devletlerinde yeri yoktur.
Park Grubu, hukuka bağlı ve saygılı bir şirketler topluluğu olarak, aleyhinde başlatılan ve kendisiyle ilgisiz ve temelsiz iddialara ve bu hukuksuz iddialar esas alınarak aleyhine alınan güvenlik tedbirlerinin tamamına yasal itirazlarını yapacak ve gerçeğin adil bir şekilde ortaya çıkmasına katkı verecektir."