Deneysel Astrolog Mihrap Sarıçiçek'in yazısı...
Değerli okurlar,
"Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir." William James’in bu sözü, 24 Temmuz 2025 gecesi Aslan burcunun 2 derecesinde gerçekleşecek yeni ay ile derinlik kazanıyor. İnsan doğasının en temel dürtüsü olan “takdir edilme” ihtiyacımız, bu gökyüzü olayında daha görünür hale geliyor. Ancak bu görünürlük, eski tanımların kırıldığı bir süreci gösteriyor.

Yeni ayın Plüton ile sert açısı, toplumun onay mekanizmalarında köklü değişimleri anlatıyor. Güzellik, başarı ya da prestij gibi kavramlar, artık dışsal ölçütlerle değil içsel değerlerle tanımlanmak zorunda… Aslan burcunun ilk dekanındaki bu yeni ay, Satürn etkisiyle baskıyı derinden hissettirebilir. Çünkü eskiyle bağlarımız çözülüyor. Markalaşmış değerler, alışkanlıklar, kimlikler hepsi sadeleşmenin eşiğinde…
Dünya astrolojisinde Aslan burcu; liderlik, otorite, yönetim becerisi, spekülatif piyasa hareketleri ve çocuklarla ilgili konularla ilişkilidir. Bu yeni ayın Satürn-Neptün kavuşumundan aldığı destek, idealleri uğruna sonuna kadar yürüyen liderlerin ortaya çıkabileceğini söylüyor.
Özelikle halkın ihtiyacının bu yönde olduğunu vurgulamakta. Fakat aynı gökyüzü, kitlelerin değişimini görmezden gelen yöneticilerin ise zemin kaybedeceğini fısıldıyor. Maskeler düşüyor. Göründüğü kişi olmayanlar, toplum vicdanında sorgulanıyor.
Ankara koordinatlarıyla çıkarılan haritada Venüs’ün dördüncü evdeki konumu ve Mars’la sert açısı, iç meselelerimizin öne çıkacağını gösteriyor. Toprak, mülk, aidiyet gibi konularda yeni mali düzenlemeler ya da vergilendirme politikaları gündeme gelebilir. Dış ilişkilerde ise tansiyon yükselebilir. Diplomaside daha gerçekçi, daha sabırlı ve daha stratejik adımlar gerekebilir.
Bu yeni ay, içsel gücümüzü tanımakla ilgili. Kendi liderliğimizi, değerimizi ve özgünlüğümüzü yeniden tanımlama zamanı diyor bizlere.
Gökyüzü, sadeleşmeyi öğütlüyor; dışsal onayları değil, özdeğerimizi merkeze almamız gerektiğini bir kez daha vurguluyor.
Ve son sözlerim; ‘Ben bir kralsam ve kral olduğumu bilmiyorsam, " Kral Olamam"’. Johannes Tauler
Farkındalıklı bir dönem geçirmeniz dileğiyle…