Hakkındaki iddialar ve menajeri Ayşe Barım'ın tutuklanması nedeniyle zor günler geçiren oyuncu Serenay Sarıkaya'dan sosyal medya hesabından duygusal bir bayram mesajı paylaştı. Sarıkaya, adeta takipçilerine içini döktü.

Menajer Ayşe Barım'a bağlı çalışan oyuncu Serenay Sarıkaya'nın şarkıcı Mert Demir ile reklam aşkı yaşadığı ve Barım'ın bunun karşılığında 5 milyon dolar aldığı öne sürülmüştü. Sonrasında da Barım hakkında dizi sektöründe tekelleşme suçlamasıyla soruşturma başlatılmıştı.
"DİŞİMLE, TIRNAĞIMLA GELDİM"
Başlatılan soruşturma kapsamında adliyeye gidip ifade veren Sarıkaya "Birliktelik karşılıklı olarak tamamen hür irademizle devam etmektedir. Dişimle, tırnağımla bugünlere geldim. Beni itibarsızlaştırma çalışıyorlar" derken Demir de "Reklam ilişkisi değil çok sevdiğim, aşık olduğum bir ilişkinin içerisindeyim" diye konuşmuştu.

Ve daha birçok oyuncunun verdiği ifadelerin ardından Barım, Gezi Parkı protestolarının planlayıcılarından olma suçlamasıyla tutuklandı.
Menajaerinin tutuklanmasıyla şoka giren ve gelen projeleri geri çeviren Serenay Sarıkaya'dan duygusal bir bayram mesajı paylaştı.
"BABAMI NAMAZDAN ÇIKARKEN YAKALADIM"
Takipçileriyle dertleşen oyuncu içini döktü. Sarıkaya, paylaştığı mesajında şu ifadelere yer verdi:
"Her bayram olduğu gibi bu bayram da önce cicilerimi giyip hazırlandım. Anne tarafım bayramlarda özellikle anneanneme giderken güzel ve bakımlı olma işini çok ciddiye alır. Sonra da sevdiğim büyüklerimi, ailemi arayarak güne başladım. Babamı aradım önce. Çünkü ne kadar geç ararsam o kadar bozulur. Bayram namazından çıkarken yakaladım babamı. Onu çok sevdiğimi, sağlıkla, sıhhatle beraber nice bayramlar görmeyi dilediğimi söyledim. Sonra annemi aradım. Güzel bir bayram kahvaltısı yapmışlar, dolaşmaya çıkacaklarmış birazdan. Anneme de onu çok sevdiğimi söyledim. Her zamanki gibi gözlerimden anladı burukluğumu. 'Çok şükür sağlıklıyız, işin gücün yolunda buna da şükür, at kırgınlıklarını, kucakla herkesi ve her şeyi. Biz bugünlere başımıza ne gelirse gelsin kucaklayarak ve affederek geldik' dedi. Dağılmamak için gözlerimi kaçırdım."

"KÜSKÜNÜM"
"Normalde anneannemi arardım sonra. Kalan son aile büyüğümüz oydu, geçen sene vefat etti canım. Beni çok severdi. Ben de onu çok sevdiğimi, onu ne kadar özlediğimi söylerken hep kıkır kıkır gülerdi çok hoşuna giderdi. Benim ismimi doğru söyleyene kadar önce annemin sonra teyzemin isimlerini söyler sonunda Serenayyyyım guzum der, dert yanardı sağlığından, ağrılarından… Sonra Ayşeciğimi arardım. Muhtemelen köyünde, evinde olurdu. Kocaman gülümseyerek açardı telefonu. Büyük ihtimalle bir bayram sofrası hazırlığında yakalardım onu. Çünkü tüm sevdiklerini bir araya toplamaya bayılır. 'Kaç gel hadi, bir iki gün sonra dönersin' derdi kesin. Hep ağırlardı, herkesi ağırlardı, kucaklardı herkesi ve her şeyi. Annemin dediği gibi. Şimdi onun sofrasına gidemediğim günler için de buruğum küskünüm."

"Demem o ki. Ama buruk, ama eksik, ama uzak herkesin bayramını canı gönülden kutlarım ve gönülden kucaklarım hepinizi. Hayatta ve sağlıklı oldukça, sevdikçe ve sevildikçe, özgürce kucakladıkça ve kucaklaştıkça, iyileşecek, güzelleşecek her şey…"