Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sert sözler: "Sesi çok çıkanlar kazın ayağının hiç de öyle olmadığını görecekler!"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sert sözler:
A- A+

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da 3. Uluslararası Yeditepe Bienali'nde konuştu. "Yıllardır özgürlükten bahsedenler, sırf kendilerine destek vermediler diye sanatçılarımızı, gençlerimizi adeta linç ettiler." diyen Erdoğan, "Sesi çok çıkanlar, bağıranlar, çağıranlar, sözün şehvetine kapılıp sağa sola tehdit savuranlar, kazın ayağının hiç de öyle olmadığını göreceklerdir." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3. Uluslararası Yeditepe Bienali'ne katıldı.

Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"Artık geleneksel hale gelen Yeditepe Bienalimiz, 2 ay boyunca 15 ülkeden 263 sanatçının 215 eserine ev sahipliği yapacak.

Bizim sanat anlayışımızda kibir ve gösteriş asla yoktur. Bizim sanat felsefemizde Hakk'ın kusursuz eserlerinin iz düşümü hakikat ışığının yansıması vardır.

Geleneği olmayanın geleceği olmaz. Kendi mazisine sırtını dönenin bugünü de yarını da karanlıktır. Bunun için her fırsatta kökü mazide olan atiyiz diyoruz.

Yıllardır özgürlükten bahsedenler sırf kendilerine destek vermedi diye sanatçılarımızı, sporcularımızı ve gençlerimizi adeta linç ettiler.

Kültür sanat erbabımız başta olmak üzere milletime şunu tekrar söylüyorum. Uğruna ağır bedeller ödediğimiz özgürlüklerimizi kimse bu milletin elinden alamaz.

"YEDİTEPE BİENALİ'MİZ 15 ÜLKEDEN 263 SANATÇININ 215 ESERİNE EV SAHİPLİĞİ YAPACAK"

Artık geleneksel hale gelen Yeditepe Bienali'miz iki ay boyunca 15 ülkeden 263 sanatçının 215 eserine ev sahipliği yapacak. Filistin, İspanya, Endonezya, İran, Irak, Suriye, Pakistan, Rusya, Fransa, Hollanda, Belçika, Özbekistan, Japonya ve Çin'den sanata gönül vermiş usta isimlerin eserleri üç farklı lokasyonda bir araya gelecek. Her biri kendine özgü motifler ve izler taşıyan bu eserler Yedikule Hisarı, Nuruosmaniye Camii Mahzeni ve Sirkeci Garı Ambarları'nda milletimizle buluşacak. Böylelikle kültür ve sanatın evrensel birikimi yerel üslup ve özellikleriyle birlikte İstanbul'da sergilenecek.

Üç kıtanın kalbi, yaza doğru yol aldığımız bu bahar günlerinde farklı ülkelerden gelen eserlerle birlikte daha da renklenecek, inşallah daha da canlanacak. 3. Yeditepe Bienali'nin ülkemiz ve kültür sanat camiamız için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Birbirinden kıymetli eserleriyle bienale katkı veren tüm sanatçılarımıza, programı organize eden her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum.

"GARDROP MODERNLERİNİN YAPTIĞI GİBİ KURU TAKLİTÇİLİKTEN UZAK DURACAĞIZ"

Türkiye'yi her alanda gıptayla takip edilen bir konuma getirmeyi başardık. Bundan sonra da inşallah bu şuurla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ecdattan devraldığımız her meziyeti, her güzelliği, her birikimi daha da güçlü bir şekilde geleceğe aktarmaya devam edeceğiz. Kendi değerlerimize sıkı sıkıya sahip çıkacak, onları yeniden yorumlayacak, gardrop modernlerinin yaptığı gibi kuru taklitçilikten uzak duracağız.

Burada geçen yıl ebediyete uğurladığımız merhum Mehmet Doğan'ın şu sözlerini sizinle paylaşmak istiyorum: "Batıcılık, Batı taklitçiliği Türkiye'yi yıkıma götürmüştür. Milletimiz 21. yüzyıla yeni bir medeniyet vasatında girmelidir. Var olabilmenin, taklitten kurtulup ilim ve teknikte üretici olmanın, zihinleri çağ dışı, gerçek dışı baskılardan korumanın yegane yolu budur."

Evet, kendisini bugün bir kez daha rahmetle andığımız Mehmet Doğan ağabeyin de dikkat çektiği üzere, taklit sadece aslını yüceltir. Hele hele kopyacılık, mukallidi çürütmekten başka hiçbir işe yaramaz. Türkiye, özellikle tek parti faşizmi döneminde buna maruz kalmış, Batıcı jakobenlerin elinde milletimizin kültür hazinesi ihmal edilmiş, tahkir edilmiş, daha vahimi, binlerce yıllık köklü miras reddedilmiştir. Ret politikaları ise merhum Tanpınar'ın ifadesiyle kültürel intihara varan, kültürel katliamla sonuçlanan felaketlere yol açmıştır. Gelenekle ve milletin değerleriyle kavgalı faşizan zihniyetin politikaları geride fikri, ilmi, akademik ve bilimsel açıdan büyük bir enkaz bırakmıştır. Oysa hepimiz biliyoruz ki geleneği olmayanın geleceği de olmaz. Kendi mazisine sırtını dönenin bugünü de yarını da karanlıktır. Biz işte bunun için her fırsatta kökü mazide olan bir atiyiz diyoruz.

"ASLİ KİMLİĞİMİZİ KORUYARAK İSTİKBALİMİZİ İNŞA ETMEYE ÇALIŞIYORUZ"

Eğitimden siyasete, kültür ve sanattan mimariye kadar her alanda maziden atiye uzanan sağlam köprüler kurmaya gayret ediyoruz. Millete, aziz milletimizin değerlerine, inancına, tarihine, kültürüne husumet besleyen tüm yaklaşımları elimizin tersiyle itiyoruz. Neoliberal kültürün dayattığı hayat tarzlarının dünyayı adeta istila ettiği bir dönemde asli kimliğimizi koruyarak istikbalimizi inşa etmeye çalışıyoruz. Her geçen gün kendimizi yeniden keşfediyor, medeniyetimizin kültür ve sanat mirasını yeniden gün ışığına çıkartıyor, bunları yeni nesillere aktarmanın samimi mücadelesini veriyoruz. Yeditepe Bienali'ni işte bu açıdan da fevkalade kıymetli bulduğumu bir kez daha ifade etmek istiyorum.

"UĞRUNA AĞIR BEDELLER ÖDEDİĞİMİZ ÖZGÜRLÜKLERİMİZİ KİMSE BU MİLLETİN ELİNDEN ALAMAZ"

Sözlerimi tamamlamadan önce şu hususu da vurgulamak durumundayım. Geçtiğimiz haftalarda ana muhalefet partisinin de kışkırtmasıyla mahalle baskısını mumla aratan bir faşist dalgaya şahitlik ettik. Sanat dünyamızı ve sosyal medya fenomenlerini hedef alan zorbalıklar tahammül sınırlarını aşan korkunç boyutlara ulaştı. Yıllardır özgürlükten bahsedenler, sırf kendilerine destek vermedi diye sanatçılarımızı, sporcularımızı ve gençlerimizi adeta linç ettiler. Öyle ki bu dayatmalardan bunalan birçok isim sosyal medya hesabını kapatmak zorunda kaldı. Sanatçıları fişlediler, sporcuları fişlediler, yerli ve milli markaları fişlediler. Boykot bahanesiyle ülkenin ekonomisine zarar vermeye çalıştılar. Ecdadın emaneti tarihi camilerimize edepsizlik ettiler. Bu ülkede 1940'larda nasıl bir korku ikliminin hüküm sürdüğünü bizlere birkaç hafta içinde örnekleriyle tekrar hatırlattılar. Kültür sanat erbabımız başta olmak üzere milletime şunu tekrar söylüyorum. Uğruna ağır bedeller ödediğimiz özgürlüklerimizi kimse bu milletin elinden alamaz.

Kimse bu ülkenin kültür sanat erbabına dayatmalarda bulunamaz. Kendini ülkenin yegane sahibi zanneden bir avuç zorbanın taşkınlıklarına eyvallah etmedik. Bundan sonra da etmeyeceğiz. Sesi çok çıkanlar, bağıranlar, çağıranlar, sözün şehvetine kapılıp sağa sola tehdit savuranlar, kazın ayağının hiç de öyle olmadığını göreceklerdir.

"ANA MUHALEFET SANATÇILARI LİNÇLEDİ"

Geçtiğimiz haftalarda ana muhalefetin kışkırtması ile mahalle baskısını mumla aratan faşist baskıya şahit olduk. Zorbalıklar tahammül sınırlarını aşan boyutlara ulaştı. Kendilerine destek vermedi diye sanatçıları sporcuları gençleri linç ettiler. Birçok isim sosyal medya hesabını kapattı. Yerli ve milli markaları, sanatçıları fişleyip ülke ekonomisine zarar vermeye çalıştılar. Tarihi camilerimize edepsizlik ettiler.

Uğruna ağır bedelleri ödediğimiz özgürlükleri kimse bu milletin elinden alamaz. Kimse bu milletin kültür sanat erbabına dayatmada bulunamaz. Bir avuç zorbanın taşkınlıklarına eyvallah etmedik bundan sonra da etmeyeceğiz. Sesi çok çıkanlar, bağırıp çağıranlar, sağa sola tehdit savuranlar kazın ayağının hiç de öyle olmadığını görecek. Sanatçılarımız, sporcularımız ve gençlerimiz müsterih olsun. Ana muhalefetin tek parti faşizmi tarihe karıştı. Darbenin cuntanın ve baskıların egemen olduğu o karanlık günleri geri getirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir."

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Manşet haberler
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •