SON DAKİKA

Kıtalararası gururdan kırılan itibara: 'İstanbul Üniversitesi ve Eğitim Sistemimizin Çöküşü...'

Kıtalararası gururdan kırılan itibara: 'İstanbul Üniversitesi ve Eğitim Sistemimizin Çöküşü...'
A- A+

Uzman Psikolog Esra Tanrıverdi yazdı…

Değerli okurlar,

Bir zamanlar “Kıtalararası Gurur Tablosu” başlıklarıyla anılan gençlerdik biz. Türkiye’nin köklü üniversitelerinden mezun olup, dünyaya açılan, akademik başarılarıyla ülkemizi temsil eden öğrenciler… O öğrencilerden biri de bendim. İstanbul Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Amerika’da yüksek lisans yapmak üzere yola çıktım. O yıllarda Türkiye’nin akademik itibarı yüksekti; yurtdışındaki üniversitelerden kabul almak zor değildi çünkü aldığımız eğitim değerliydi, hocalarımızın referansları geçerliydi. Bugün ise içimizi acıtan bir tabloyla karşı karşıyayız.

Başta Ekrem İmamoğlu da dahil İstanbul Üniversitesi’nden usulsüz yollarla diploma aldığı tespit edilen 28 kişinin diplomalarının iptal edildiği açıklandı. Bu sadece sayıdan ibaret bir mesele değil; bu, dünyanın ve Türkiye’nin en eski ve en köklü üniversitelerinden birinin itibarının nasıl ayaklar altına alındığının en somut göstergesi. Bir akademik kurumun en büyük gücü güvenilirliğidir, ama şimdi bu güven kırılmış durumda.

Eğitim sistemimizdeki çöküşü görmek için büyük analizler yapmaya gerek yok. Yıllardır liyakat yerine torpilin, bilim yerine rantın, emek yerine kurnazlığın ödüllendirildiği bir düzende yaşıyoruz. 

Üniversitelerimiz artık gerçek bilgi üretme merkezi olmaktan çıkıp, diplomanın bir ticari meta gibi dağıtıldığı kurumlar hâline mi geliyor? Eğer akademik liyakat kaybolursa, üniversiteler güvenilmez hâle gelirse, yurtdışındaki saygın üniversitelere başvuran Türk gençleri daha baştan kaybetmiş sayılacak

Psikolog olarak da şunu söylemeliyim: Eğitim, sadece bireylerin değil, toplumun da psikolojik sağlamlığını belirler. Gençlerin umutla bağlandığı, gelecek hayalleri kurduğu bir sistemin çökmesi demek, toplumun geleceğe olan inancını kaybetmesi demektir. Eğitim, sadece bir diploma almak değil; karakter inşa etmek, bilim üretmek ve aydınlanmak için bir araçtır. Eğer sistemimiz sahtekârlıklarla dolarsa, bu toplumsal çöküşün en büyük tetikleyicisi olur.

İstanbul Üniversitesi gibi bir çınarı ve Türkiye’deki köklü eğitim kurumlarını korumak hepimizin sorumluluğu. Yöneticiler, hocalar, öğrenciler, mezunlar… Herkesin üzerine düşen görev var. Eğitim sistemini ve akademik itibarı bu kadar ucuzlatmayın! 

Bilgiye, emeğe ve liyakate sahip çıkın!

Unutmayalım: Bir ülkenin geleceği, eğitim sisteminin sağlamlığıyla ölçülür. Ve biz, geleceğimizi kaybedemeyiz!

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Manşet haberler
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •