Uzman Psikolog Esra Tanrıverdi yazdı…
Değerli okurlar,
Toksik bir ilişkide, özellikle narsist bireylerle karşılaşma olasılığı yüksek. Bu kişiler, sürekli kendi çıkarlarını ön planda tutar, karşısındakini aşağılar ve hiçbir zaman hatalı olduklarını kabul etmezler. Platon’un ‘Devlet’ adlı eserindeki tiran karakteri, bu tür kişiliklere ışık tutar. Tiran, yalnızca kendi arzularını ve üstünlüğünü önemseyerek çevresindekilere zarar verir. Toksik kişiler de bu şekilde davranır; sizin gurur duyduğunuz başarılarınızı küçümser, sizi desteklemez ve ilişkinin tüm sorunlarını size yükler. Bu durum, sonunda kendinizi sürekli suçlu hissetmenize ve onların istediği şekilde davranmanıza yol açar.
Bu tür kişiler ilişkiyi kendi egolarını beslemek için sürdürür. Friedrich Nietzsche’nin “Üstinsan” kavramını ters yüz ederek düşünürsek, toksik bireyler birer “Aşağı insan” gibi davranır: Kendilerini yüceltmek için başkalarını aşağılamaktan beslenirler.
Zehirli İlişkilerden Kurtulmak Neden Zor?
Birçok kişi, toksik bir ilişkiden kopmakta zorluk çeker. Çünkü bu tür ilişkilerde genellikle bir bağımlılık döngüsü oluşur. Bu durumu, Jean-Paul Sartre’ın varoluşçuluğunda ele aldığı “Kendi cehennemini yaratma” konseptiyle açıklayabiliriz. Sartre, bireylerin bazen özgürlük korkusuyla kendi sıkışmışlıklarına katlandığını söyler. Toksik ilişkiler de böyle: Zarar gördüğümüzü bilsek bile, ilişkide kalmayı tercih ederiz, çünkü ilişkiyi bitirmek özgürlükle birlikte belirsizlik korkusunu da getirir.
İlişkiyi sonlandırmanın zor olmasının bir başka nedeni de bağlanma biçimimizdir. John Bowlby’nin bağlanma teorisi, toksik ilişkilerden kopamamanın, genellikle erken dönem bağlanma biçimlerinden kaynaklandığını öne sürer. Bir kişi, çocuklukta güvensiz bir bağlanma geliştirdiyse, toksik bir ilişki içinde sıkışıp kalması daha olasıdır. Bu durumu, Aristoteles’in “mutluluğa giden yol bilgelikten geçer” anlayışıyla aşabiliriz. Bilgelik, bu tür zararlı bağları tanımak ve onlardan uzaklaşmak için gerekli bir araçtır.
Toksik İlişkiden Kurtulmanın İlk Adımı
Zehirli bir ilişkide olduğunuzu fark etmek, değişim yolundaki ilk adımdır. Bu, Sokrates’in ünlü ifadesiyle, “Kendini bil.” Farkındalık olmadan değişim mümkün değildir. Eğer ilişki sizi sürekli mutsuz ediyor ve zehirliyorsa, bu durumu kabul etmeniz gerekir. Sağlıklı bir ilişki, genellikle keyif verir, karşılıklı destek sağlar ve sorunlar açık bir şekilde tartışılır. Bu, Epiktetos’un stoacı felsefesinde sıkça vurguladığı “Kontrol edebildiğin şeylere odaklan” ilkesine dayanır. Karşı tarafı değiştiremezsiniz, ama kendi hayatınıza yön verme gücüne sahipsiniz.
Toksik bir kişiyi değiştirmek neredeyse imkânsız. Değişim, yalnızca kişinin kendisinden gelir. Bu nedenle, kendinizle toksik kişi arasında bir mesafe koymanız gerekir. Stoacı filozof Marcus Aurelius, bu durumu şöyle özetler: “Zihniniz dışarıdan gelen zehirlere karşı kaledir. Onların içeri girmesine izin vermeyin.”
Sağlıklı bir ilişkinin temelinde saygı, sevgi ve karşılıklı anlayış vardır. Bu nedenle, ilişki sizi sürekli tetikte hissettiriyor ve mutsuz ediyorsa, o ilişkiden uzaklaşmak ruhsal sağlığınız için gereklidir.
Unutmayın, toksik ilişkiler hayatın bir gerçeği olabilir, ancak bunların içinde sıkışıp kalmak zorunda değilsiniz. Viktor Frankl’ın dediği gibi, “İnsanın en temel özgürlüğü, her koşulda kendi tavrını seçme gücüdür.”
Toksik ilişkiden kurtulmak için atacağınız adımlar, hem ruhsal hem de duygusal sağlığınızı geri kazanmanızı sağlayacaktır. Sağlıklı bir ilişki, bireylerin birbirlerini tamamladığı, değer gördüğü ve birlikte büyüdüğü bir yolculuktur. Bu yolculukta, karşınıza çıkan engelleri aşmak için psikolojik farkındalığınızı artırmanız, kendi içsel gücünüzü keşfetmenizi sağlayacaktır.