Ahmet Hakan, CHP kanadının kılıçlı yemin törenindeki teğmenlerle ilgili son gelişmelere gösterdiği tepkileri eleştirdi ve tavsiyelerde bulundu.
Kara Harp Okulu'ndaki kılıçlı yemin töreninin ardından başlatılan soruşturmada, Teğmen Ebru Eroğlu ve Teğmen İzzet Talip Akarsu'ya 'TSK'dan ayırma cezası verilmesi maksadıyla' Yüksek Disiplin Kurulu'na sevkine ilişkin tebligat yapıldığı ortaya çıkmıştı. Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, söz konusu gelişme üzerine CHP kanadından yapılan açıklamaları köşesine taşıdı.
“Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş… Üçü de aynı şeyi söylemiş: ‘Teğmenlerimizin tek suçu Mustafa Kemal’in askeri olmak’” diye yazan Ahmet Hakan, bu söylemin bir yararı olmadığını savunarak şu tavsiyede bulundu:
“Oysa Özel, İmamoğlu ve Yavaş, konuyu siyasi bir polemik konusu haline getirmek yerine teğmenlere fayda sağlayacak bir düzleme çekebilirlerdi."
Nasıl yapabilirlerdi bunu? Mesela şöyle bir açıklama yaparak:
‘Evet, askerlik dendiğinde akla kural, disiplin ve hiyerarşi gelir. Evet, askerlik, başı bozukluktan, kafaya göre takılmaktan, korsan gösterilerden falan nefret eder. Bunların hepsine tamam. Ancak unutmayalım ki bu çocukların mesajı güzeldir, niyetleri iyidir. Yaptıkları disiplinsizlik, teğmenliğe adım attıkları ilk günün heyecanına verilsin. Disiplin mekanizması acımasızca çalıştırılmasın, bu çocukların hayatlarını karartacak cezalardan kaçınılsın. Kaybetmeyelim, kazanalım onları.’”
Ahmet Hakan, bu söylemin alkış alamayabileceğini ancak üç şeyi başarmalarını sağlayacağını dile getirdi:
“BİR: Meseleye tek boyutlu yaklaşmadıklarını göstermiş olurlardı.
İKİ: Teğmenlerin hayatları üzerinden kendilerine siyasi polemik konusu çıkarmamış olurlardı.
ÜÇ: Teğmenlerin gelecekleri açısından çok daha faydalı bir tutum almış olurlardı.”
Ahmet Hakan’ın ‘Teğmenlere fayda sağlayacak muhalefet yaklaşımı nasıl olmalı’ başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:
Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş...
Üçü de aynı şeyi söylemiş:
“Teğmenlerimizin tek suçu Mustafa Kemal’in askeri olmak.”
- Baştan sona doğru ve gerçekçi mi bu söz? Hayır, değil.
- Mesele bu kadar basit mi? Tabii ki değil.
- Teğmenlere herhangi bir yararı olur mu bu yaklaşımın? Olmaz.
Oysa Özel, İmamoğlu ve Yavaş, konuyu siyasi bir polemik konusu haline getirmek yerine...
Teğmenlere fayda sağlayacak bir düzleme çekebilirlerdi.
Nasıl yapabilirlerdi bunu?
Mesela şöyle bir açıklama yaparak:
“Evet, askerlik dendiğinde akla kural, disiplin ve hiyerarşi gelir. Evet, askerlik, başı bozukluktan, kafaya göre takılmaktan, korsan gösterilerden falan nefret eder. Bunların hepsine tamam. Ancak unutmayalım ki bu çocukların mesajı güzeldir, niyetleri iyidir. Yaptıkları disiplinsizlik, teğmenliğe adım attıkları ilk günün heyecanına verilsin. Disiplin mekanizması acımasızca çalıştırılmasın, bu çocukların hayatlarını karartacak cezalardan kaçınılsın. Kaybetmeyelim, kazanalım onları.”
Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş...
Bunları söylediklerinde belki aşırılık yanlısı taraftarlarından alkış alamayabilirlerdi.
Ancak şu üç şeyi başarmış olurlardı:
- BİR: Meseleye tek boyutlu yaklaşmadıklarını göstermiş olurlardı.
- İKİ: Teğmenlerin hayatları üzerinden kendilerine siyasi polemik konusu çıkarmamış olurlardı.
- ÜÇ: Teğmenlerin gelecekleri açısından çok daha faydalı bir tutum almış olurlardı.